Aile  ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde sunulan hizmetler çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himaye ve destekleriyle, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in önderliğinde, Niğde’de ise Vali Âlim Barut’un eşi Miyase Barut Hanımefendinin yürüttüğü “Toplum Kalkınmasında Gönül Elçileri Projesi” çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

 

Proje kapsamında otuza yakın toplantı gerçekleştiren Gönül Elçileri Ekibi, bugüne kadar yaptığı en büyük kapsamlı toplantıyı Niğde Grand Otel’de gerçekleştirdi. Toplantıya Gönül Elçisi Projesine emek ve destek vermek isteyen çok sayıda kadının ve Niğde’deki tüm Sivil Toplum Örgütlerinin katılımı dikkat çekti.

 

Toplantı Gönül Elçileri adına bir konuşma yapan Filiz Cullazoğlu’nun konuşmasıyla başladı. Cullazoğlu konuşmasında; “Gönül Elçileri olarak Miyase Barut Hanımefendinin öncülüğünde yaptığımız ziyaretler sayesinde bambaşka yaşamlara ait, bambaşka farkındalıklar edindik. Onlarla aynı şehirde yaşıyor, aynı havayı soluyoruz. Onlar da insandı bizde insandık. Ama hayatlarımız arasında uçurumlar vardı. Bu gerçeği görmemiz belki şanstı, belki de Takdiri İlahi… Ne derseniz artık. Ama insan kendisini “Ben de onların yerinde olabilirdim.” Diye sorgulamadan edemiyor. Onların sessiz çığlıklarını duyabildiysek sebebi onların hayatlarına yakından tanık olabilmemizdendir.  Bu projenin yürütülmesi esnasında bizlere kol kanat geren, şehrin tüm renklerini bir araya getiren, maddi manevi desteğini ve emeğini esirgemeyen Sayın Miyase Barut Hanımefendi olmak üzere bütün Gönül Elçilerine, tüm katılımcılara, STK temsilcilerine, sponsorlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.” Dedi.

 

Daha sonra Projenin Niğde deki koordinatörü olan Miyase Barut Hanımefendi söz alarak şunları söyledi: “Gönüllülük insanları mutluluğa ulaştıran; geçmiş, bugün ve gelecek çizgisinin devamını sağlayan; kapsamlı, güçlü ve önemli bir hizmet anlayışıdır. Gönüllülük bir medeniyet göstergesi olarak maddi ve manevi gücün, birlik ve beraberliğin sembolüdür. Bizler sevginin, saygının, şefkatin, merhametin, hoşgörünün, empatinin yüksek olduğu bir tarihten ve kültürden geliyoruz. “Bir mum bir mumu yakmakla ışığından hiçbir şey kaybetmez.” Diyen Hz. Mevlana’nın felsefesiyle bugünlere gelmiş bulunmaktayız. Şuna inanıyoruz ki: Verebilmek, gönlünü verebilmek, yüreğini verebilmek kolay bir şey değil. Sizler bu çatı altında olmakla bunu kolay hale getirdiniz. Bu hayır işinde birlikteliği sağlayan ve verebilen siz değerli misafirlerimize, bu programda emeği geçen “Filiz Cullazoğlu, Rabia Tekdemir, Raziye Tokmak” hanımefendiler başta olmak üzere tüm Gönül Elçilerine, Sivil Toplum Kuruluşlarına ve desteklerini esirgemeyen değerli basın mensuplarına çok teşekkür ediyor ve saygılarımı sunuyorum.”

Bilgilendirme konuşmasını yapmak için kürsüye çıkan Niğde Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Selçuk Hüseyin Demirtaş ise konuşmasında: “Bütün illerimizle birlikte eş zamanlı olarak İlimizde de uygulanmaya başlayan Gönül Elçileri Projesi, başta Sayın Miyase Barut Hanımefendi olmak üzere aşkla, şevkle gayret sarf eden Niğde'nin seçkin hanımlarının çalışmalarıyla her geçen gün daha güzel noktalara doğru gidiyor. İl merkezinde, ilçelerimizde ve kurumlarımızda geniş bir alanı kuşatan yelpazesiyle ekipler oluşturduk. Gönül Elçileri Çalışma Ekiplerimizle birlikte şu ana kadar 30'a yakın çok önemli toplantı yaptık. Bu gün de çok önemli bir toplantıda bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Gönül Elçisi, gönüllü olarak, yani maddi  veya sosyal hiç bir karşılık ve menfaat beklemeksizin, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğümüzün hizmetlerini anlatıyor. Gönül Elçisi bir anlamda dezavantajlı kesimin  sözcülüğünü yapıyor. Bizim, Gönül Elçisinden beklediğimiz tek görev de bu zaten. Gönül Elçisi, bu sözcülüğü sayesinde, kurumumuza ihtiyaç duyan korunmaya ve bakıma muhtaç çocuk, bakıma muhtaç kadın, özürlü ve yaşlıların kurumumuza ulaşmasına vesile oluyor. Gönül Elçisi, bu muhtaç insanlarla kurumumuz arasında bir köprü vazifesini görüyor.” Dedi.

“Buraya gelerek, bu gönüllüler kervanına katılarak, Gönül Elçisi olmak istediğinizi memnuniyetle görüyoruz. Sizler, bizler, hepimiz zaten gayr-i resmi de olsa Gönül Elçisi olarak yaşıyoruz. Hepimiz olağan bir şekilde, çevremizde gördüğümüz, duyduğumuz muhtaç insanlara merhamet elimizi uzatmıyor muyuz? Bizler, evinde bir tas çorba pişiremeyen komşumuza gönlümüzden kopup gelen hislerle gerekli yardımı yapmıyor muyuz? Çarşıda pazarda dolaşırken ağlayan bir çocuk gördüğümüzde içimiz acımıyor mu? Toplu taşıma araçlarında yaşlısına ve özürlüsüne yer veren tek millet biz değil miyiz? Evlerinin en güzel odalarını misafir odası olarak ayıran bir cemiyetin çocukları değil miyiz? Gönül Elçiliği örfümüzde adetimizde geleneğimizde zaten mevcut değil mi? Bizler "Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir." diyen bir dinin mensupları değil miyiz? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bütün bu örnekler, aslında, bu vatan topraklarında yaşayan hemen herkesin Gönüllü olduğunu, Gönül Elçisi olduğunu gösteriyor. Bu gün kurum olarak biz, sadece bu konunun altını çiziyoruz. Bir farkındalık meydana getirmeye çalışıyoruz.” Diyen Demirtaş sözlerine şöyle devam etti: “Esasında, buraya kadar bahsetmeye çalıştığım diğerkâmlık, başkalarını düşünme, yardımseverlik vasıflarınızla Sizler Hz. Ademin  400 yıl aradığı eşi Havva gibisiniz. Sizler  İbrahim peygamberin bıraktığı evin sahibi, Hz İsmail'in anası Hacer  gibisiniz. Sizler Hz. Ebu Bekir'in kızı Hz. Ayşe gibisiniz. Sizler, dede Korkutun Aybalası, Erzurum'un Şerife Bacısı,  Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım gibisiniz. Sizler, elindeki ayranı dolduran Anadolusunuz. Neşet ERTAŞ'ın dediği iki büyük nimetsiniz, siz gönülsünüz ve bizim gönül elçimizsiniz, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”

Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünün hizmet alanlarına da değinen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti: “Biz, anne ve babasının bakmadığı çocuklara, çocukları tarafından bakılmayan anne ve babaya, özürlülere, muhtaç yaşlılara, aileye ve kadına hizmet veren sosyal bir kurumuz. Annesi ve babası tarafından her ne sebeple olursa olsun bakılamayan çocuklara iki türlü hizmet veriyoruz: Birincisi; İlgili mahkemeden bakım tedbiri verilen çocukları yatılı kuruluşlarımıza yerleştiriyoruz. İkici olarak da Cocuğa bakacak yakın  akrabası varsa ya da bakabilecek bir koruyucu ailemiz varsa çocuğu hiç kuruma almadan bu ailelerin yanına yerleştiriyor,  ekonomik destek vererek hayatlarına devam etmelerini sağlıyoruz. 65 yaş ve üzeri yaşlılarımıza Huzur Evlerimizde bakıyoruz. Engelli vatandaşlarımıza,  rehabilitasyon merkezlerinde 24 saat esaslı yatılı bakım hizmeti veriyor ya da ailesinin yanında destekleyip bakım hizmetini evinde sunuyoruz.”

İl Müdür Vekili Demirtaş konuşmasına bir hikâyeyle devam etti: “Birlikte hayatlarını devam ettiren bir kuş ailesinin yuvası, şiddetli bir rüzgârla savrulur ve yuva yıkılır. Anne kuş uçar, bir ağaca konar. Baba kuş uçar, başka bir ağaca konar. Ne yapacaklarını bilemeyen kardeş kuşlar sizce ne yapar? Bu soruyu, 6-12 yaş arasındaki çocuklara sormuşlar. Sizler bir kuş ailesi olsanız ve başınıza böyle bir hadise gelse ne yaparsınız?

Bazı çocuklar, annemizin olduğu ağaca uçarız demişler. Bazı çocuklar, babamızın olduğu ağaca uçarız demişler.  Bazı çocuklar başka bir ağaca uçarız demişler.

Kurum bakımında olan, yurt ve yuvalarda kalan çocuklarımızın cevabı ise daha manidar olmuş.  Şöyle cevap vermişler:  Önce, annemin olduğu ağaca uçarım. Annemi alırım babamın olduğu ağaca uçarım. Babamı alırız yeni bir ağaca uçar oraya yeni bir yuva yapıp kardeşimi de alır mutlu mutlu yaşarız... Bu hikâye, meselenin ruhunu anlatmaktadır değerli Gönül elçileri. İnsanların çoğu, sahip olduğu şeyin kıymetini ancak onu kaybedince anlıyor. Yeryüzündeki en kıymetli değer sıcacık bir yuvadır. Çocuk için anneden ve babadan, aileden yani sevgiden, korunaklı ve güvenli bir ortamdan daha önemli bir şey yoktur. Yuva olmayınca, aile dağılınca, aile çözülüp paramparça olunca güzel olan her şey yerle yeksân oluyor. Çünkü aile biterse artık kayda değer, konuşulmaya değer, anlatmaya değer hiç bir şey kalmamış demektir. İşte, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bu sıkıntıları bir nebze olsun azaltabilmek için; parçalanmış, dağılmış ailelere, onların çocuklarına bakabilmek için kurulmuş olan bir devlet kurumudur. Biz bu kurumu elbette daha güzel hale getirmek için dün olduğu gibi bundan sonra da siz Gönül Elçileriyle birlikte çalışacağız.

Bugün bu toplantıdan sonra hayatta hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Artık hayata daha farklı bakacaksınız. Sokakta mendil satan bir çocuk, sahipsiz bir özürlü, kimsesiz bir yaşlı, şiddete maruz kalmış bir kadın gördüğünüzde onun derdiyle dertleneceksiniz.

Bu umut ve inançla şahsım ve İl Müdürlüğümüz adına Sayın Hanımefendi başta olmak üzere, bu gün bizleri burada yalnız bırakmayan tüm STK larımızın değerli temsilcilerine, Siz kıymetli Gönül Elçilerine, Yaptığımız etkinliklerde bizi yalnız bırakmayan basınımızın güzide temsilcilerine teşekkür ediyor, Kapımızın sizlere her daim  açık olduğunu bilmeniz dileğiyle, Hepinize Saygılar sunuyorum.”

Yeteneksizsiniz Türkiye yarışmasıyla adını büyük kitlelere duyuran Burak ve Kıvanç gösterileriyle programa renk katarken, Ünlü Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Gürkan Kubilay Beslenme üzerine bir söyleşi yaptı. Cam Üfleme Ustası Feridun Pekeş’in sunduğu gösterinin ardından katılımcılara ve emek verenlere plaketler verildi. Program Ses Sanatçısı Arzu Akdaş’ın sahne aldığı mini konserle sona erdi.

 

Editör: TE Bilişim