Niğde Ömer Halisdemir meydanında İşlenen cinayetlere ve kadına uzanan ellere "Güller ölmesin ve yetimler olmasın" adlı düzenlenen basın açıklamasında Niğde Elele Derneği Başkanı Yusuf Güleç tarafından basın bildirisi okundu.

Niğde Elele derneği başkanı Yusuf Güleç üyeleri ve cani koca tarafından katledilen Sibel Çetinel'in Babası Nuri Tanrıverdi ve çok sayıda şittete karşı duran bayanlar ile duyarlı vatandaşlar katıldı.

Niğde Elele derneği başkanı Yusuf Güleç yaptığı basın açıklamasında şöyle konuştu, "Öyle bir acı yaşıyoruz ki cümleye nasıl başlayacağımızı nereden başlayacağımızı dahi bilemiyoruz.

Ülkemizde son yıllarda oldukça Artan kadın cinayetleri o kadar çoğaldı ki artık bunu millet olarak insan olarak kabullenemez olduk gün geçtikçe manevi değerlerimizi kaybediyor ve ahlaki bir çöküş yaşıyoruz. Son olarak da Niğde'de yaşanan 5 çocuk sahibi eşinin zulmünden kaçarak Niğde'ye sığınmış olan bir kadının vahşice katledilmesi hem de çocuklarının gözleri önünde katledilmesi hem bizleri hem tüm Türkiye'yi derin bir üzüntüye boğdu. Bu basın açıklamasını Emine Bulut kardeşimizin hunharca çocuğunun gözü önünde öldürülmesinden sonra yapacaktık ama hemen ardından 5 çocuğunun önünde Sibel Çetinel kardeşimizin katledilmesi bizleri iyice yaraladı. Maalesef bir anlık öfke, Cinnet, kıskançlık ya da husumetin vermiş olduğu zararları o masum yavrular çekmek zorunda kalıyor. Çocuklarımız ya da kızlarımız bir ömür boyu bunun travmasını yaşıyorlar. Bunu kimin ya da neden yaptığının hiçbir gerekli açıklaması olamaz. Hani derler ya suç gariptir kimse alıp kabul etmez diye herkes kendince haklıdır, kimsenin haklılığını haksızlığını tartışmak istemiyoruz lakin o kadınlar o çocuklar bu şekilde hunharca vahşice vicdansızca merhametsizce katledilemez ya da istismar edilemez.

Niğde Elele derneği olarak çağrımız şudur ki; bu gibi suçları İşleyen kişi ya da kişilere verilen cezaların yetersiz olması ve hatta bazı zamanlarda neredeyse onlar için bir mükafat sayılabilecek şekilde basit cezalar verilmesi toplumu ve bizleri çok yaralıyor. Ve hatta bazıları o kadar pişkince bir tavır takınıp devletten koruma ve avukat hakkını talep ediyor ki zannedersin o şerefsizliği onlar yapmamış o kadar rahat bir edayla "Devlet beni korusun, Devlet beni savunsun" diyerek müthiş bir aymazlık sergiliyorlar. Caydırıcı cezaların olmamasından kaynaklanan sayısız suçlar var ama bizim asıl vurgulamak istediğimiz kadın cinayetleri tecavüzler cinsel istismarlar ve özellikle Terör Suçluları için hiç düşünülmeden İDAM düzenlemesinin Mecliste görüşülerek ve hatta vicdanı olduğunu iddia eden tüm Parti ve vekillerin istisnasız onaylarıyla bu İDAM yasasının derhal meclisten geçmesini ve onaylanmasına önemle rica ediyoruz.

Ayrıca bu olayları tetikleyen en önemli etkenlerden olan görsel medyadaki filmlerin dizilerin ivedilikle bir standarda sokulması Türk aile yapısını zedeleyecek insanları suça teşvik edecek yapımların kaldırılması ya da düzeltilmesi sağlanmalıdır, İstanbul sözleşmesinin yeniden gözden geçirilmesi Sadece kadınlara değil erkeklere de yapılan zulmünde son bulması gerektiğini düşünüyoruz.

Ve maalesef Toplumda derin yaralar, onarılması güç zararlar vererek meydana gelen bu tür olaylara artık sessiz kalınmamasını, bir kadın katledilirken Bir çocuk ya da bayan istismara ya da tecavüze uğrarken onları izleyen ya da kameraya alan ya da seyretmekle yetinen kişilerinde Vicdan mahkemelerinde en az yapanlar kadar suçlu olduğunu da ifade etmek istiyoruz.

Editör: TE Bilişim