Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “veresiye defteri” kampanyası başlattı. Hayırsever vatandaşlar duyarsız kalmadı. İsimsiz kahramanlar tarafından veresiye defterleri birer birer kapandı. Hem esnaf hem de borçlu insanlar nefes aldı…

Bazı vatandaşlar, sosyal medya üzerinden yardım kampanyaları başlattı… Yüzlerce aileye gıda kolileri ve nakit yardımları gitti. Bireysel yardımlar çoğaldı…

CHP’li belediyelerin yardım kampanyalarını durduran, aş evlerinin bağış hesaplarına el koyan zihniyete karşı verilen mücadele bize hiç de yabancı değildi…

Bu bir İMECE hareketiydi…

Çıkış noktası kırsal bölgeler olan bir sosyal dayanışma hareketi…

Şimdiler de tüm Türkiye’ye yayıldı…

Covit-19 bu kavramı bize yeniden hatırlattı. Mansur Yavaş hayata geçirilmesine öncülük etti.

Ancak bir sorun daha var; kredi kartı borçları…

Veresiye defterine kolay ulaşılıyor da kredi kartı borçlarına nasıl ulaşılacak?

Veresiye defterinde karşımızda mahalle bakkalı var. Yani bir insan var…Bekliyor, sabrediyor, bazen de merhamet edip, siliyor. Silemediklerini de hayırsever insanlar siliyor.

Kredi kartı borçlarını kim silecek?

Karşımızda derdimizi anlatacağımız bir insan yok; küresel bankalar var…

Ruhsuz…Acımasız…Sabırsız…

Bir iki kez ödemeyince kapına dayanan avukatlar ordusu…

Birinden alıp diğerine ödersiniz, zaman kazanırsınız ama nereye kadar? Bir gün sıkışırsınız, dönecek alanınız kalmaz. Hele bir de işsiz kalırsanız; tıpkı bugünler de olduğu gibi… Çevrenizden borç da alamazsınız, çünkü hemen hemen herkes işsizdir…

Ne yapacaksınız?

Kredi kartı hesapları kişiye özeldir, gizlidir.

Ver şu kart numaranı da borcunu ödeyeyim diyemezsiniz; karşınızdaki incinebilir.

Bankaya gidip, filanca kişinin borcunu ödeyeceğim deseniz; iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey…

Nasıl olacak?

Sessiz, sedasız bu borçlar nasıl ödenecek?

İşte burada devreye sosyal devlet anlayışı girmek zorunda…

Yeri geldiğinde dev sermayenin kurtarıcısı olan devlet, burada vatandaşını kurtarmak, ona nefes aldırmak zorunda…

Nasıl mı yapacak?

Onu ben bilmem, devlet aklı bilir…

Tülay Hergünlü

İstanbul, 18 Nisan 2020