Niğde ili ilgili binlerce köşe yazısı ve dört kitap yazdım. O kadar zengin bir kültür var ki Niğde’de daha yazacak en az üç kitabımın taslakları hazır.  Niğde kitaplarımın sayısı yedi olarak tamamlamak isteğim var.
 
 Bu arada Niğde ile ilgili yazılan yeni kitapları da ilgi ile okuyorum.  Sabahat Varol insel’inde Niğde Yemekleri ile ilgili kitabının yayınlandığını öğrenmiştim. Kitap elime geçince sayfa sayfa doya doya baktım. Niğde adına olması gereken güzel bir yemek kitabı hazırlanmıştı. Yemek tasarımı Buket Veziroğlu, Yemek fotoğrafları Oktay Yıldız ve Tayfun Rapayazdıç, Tasarım Emra Metin, Editör ve Uygulama Güzin Savurgan tarafından yapılan Mikada Matbaaasında basılan Sabahat Varol İnsel eseri ile Niğde yemeklerinin tadı yeniden açığa çıkmış oluyordu.  1952 yılında Niğde’de Faik Vedat Varol ve Naile Varol’ın kızları olan dünyaya gelen Sebahat Varol İnsel Uzun yıllardan beri Beyazıt Kütüphanesi Görme Engeliller Bölümü’ne gönüllü okuyucu olarak konuşan kitap hazırlamak gibi bir sorumluluğu da hissedebilen hemşehrimizdi. Cahit İnsel ile evli ve Yeşim ile Bilge adına iki kız annesi olan Sebahat Varol İnsel en az 100 yıllık geçmişe sahip folklorik yemek tariflerini yöresel uygulama biçimleri ile yaşatmak için bir araya toplayarak bunların kitaplaşması ile geleceğe taşınmasını sağlamış oldu.
 
 Kitapta dürümlerimiz, çorbalarımız, etli yemeklerimiz, sebze yemeklerimiz, makarnalarımız böreklerimiz, pilavlarımız, tatlılarımız, reçellerimiz, hoşaflarımız ve turşularımız yapılışları, malzemeleri, ölçüleri görünümleri ile anlatılıyordu.  Dünü bilenleri ana baba sofralarına taşıyan bir güzellik olarak kitap gerçekten beğenilecek bir eser olmuştu. 153 sayfada yer bulan Niğde yemeklerinin çoğunu çocukluk yıllarında tadmış olan ve yine de anacığıma andığımda hemen bir Niğde yemeği ile sofrası donanan bizler için Niğde yemeklerinin tadı bir başka idi. Öyle ki  kimileri için farklı gelebilecek tadların damağımızda kalan özellikleri ile gördüğümüzde daha yemeden anılara gidiyorduk. Şimdi o yemeklerin tamamı bir düzen içinde kitap olarak elimizde idi. Bu kitap ile Niğde yemeklerinin artık dünü vardı yarını olacaktı.
 
Ankara Niğde Günleri 2011 yılında Niğde adına en güzel etkinliklerden biri idi. Orada Niğde’den gelen bir lokanta ki o dahi gecikmeli açıldı varken Ankaralı esnaflar “Niğde tava” “Niğde Tava” diye Niğdelilere yemeklerini pazarlama çabasında idiler ve ne yazık ki Niğde yemeği denince akıllara gelen Niğde Tava ile Söğürme’den gayri çokta yemek yoktu. Oysa Niğde özgü çok yemeğimiz vardı ve bu yemekler tadan içinde ilgi duyacağı kıvamda yemeklerdi.
 
 Niğde’de mutfağı ne yazık ki çevre illerin etkisi altına girdi. Niğde özgü yemek yapılan yer sayısı o kadar az ki onlarda genelde belirli yemekleri yapıyorlar ama bir çemen dürümu, Hakırdak dürümü, Ara başı çorba, Mangır Çorba, Tas kebabı( Günümüzde kuşbaşı etle yapılan bol sulu yemek gibi değil gerçek tas kebabı bakır tasın içinde kuşbaşı et tepsi ortasında ters çevrilip çevresinde pilav ile pişirilen hali), orta dolması, bir mumbar dolması, et kabağı, bosssulu, kıymalı ayva dolması, pekmezli ayva tatlısı, Cevizli elma dolması, Kayısı dolması, sarı erik reçeli, üzüm turşusu, şalak turşusu ve diğerlerinin olacağı yere kim gitmez.  Ama Niğde her alanda olduğu gibi bu alanda da yerel ürünlerini yaşatma adına çok becerikli olamadı.  Ömer Fethi Gürer olarak çok kere yazdım. Tarihi, Doğası, Fokloru, yetişmiş insan gücüne rağmen bir kent bu denli nasıl geride kalır anlaşılır gibi değil. Niğde özgü onca oyun havası varken Niğde dışından türkülerle oyuna dalan, 100ü aşkın yemek çeşidinin ne yazık ki bir kaçı dışında unutan bir kent marka olamaz.
 
 Sabahat Varol İnsel bu güzel çalışması için kutluyor ve Niğdemizin her alanda daha çok eser ve tanıtım ile geleceğinin güzel olacağına inanıyorum. (Ömer Fethi Gürer’e [email protected]  adresinden yazabilirsiniz.)