Yeniçağ Gazetesi Köşe Yazarı Arslan Bulut, CHP Niğde Mitingini köşesinde şöyle değerlendirdi...


Nevşehir Tuzköy Havaalanı’nda Kemal Kılıçdaroğlu’nu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Niğde ve Nevşehir milletvekili adayları, il ve ilçe yöneticileri karşıladı. Kılıçdaroğlu, seçim gezilerini küçük bir uçak ile yapıyor. Ben daha erken saatte kalkan THY uçağı ile geldim.
Orta Anadolu’daki AKP hakimiyeti biliniyor. Buna rağmen, Niğde, Bor, Kemerhisar ve Nevşehir’de Kemal Kılıçdaroğlu’na yoğun bir ilgi gördüm.
Kılıçdaroğlu, halkın ilgisinin derecesine göre hareket ediyor. Halktaki coşkuyu, elektriği alıp, geri yansıtıyor. Bütün söyleyeceklerini, yine söylemekle birlikte, pankartlardan aldığı taze mesajları da hemen kullanıyor. Miting, heyecanlı bir söyleşi gibi geçiyor.

***
 

Pankartta, ‘1923 vizyonu olmayanların, 2023 vizyonu olmaz’ diyor, Kılıçdaroğlu, ‘1923’ü bilmeyen 2023’ü bilir mi?’ diye karşılık veriyor. 
Pankartta, ‘Bizde vatandaş var, onlarda yandaş. Allah cezasını verecek’ yazıyor, Kılıçdaroğlu, ‘Yandaş yok, vatandaş var’ diyor.
Bir pankartta iki taraflı olarak Bükülmez Ozan’ın dörtlükleri vardı. Kılıçdaroğlu aynen okudu:
‘Emekliyim ben açım, AKP geldi, açıldı kıçım.
Ağzımda diş kalmadı, başımda döküldü saçım.’
Vatandaş, konuşmanın yolsuzluklarla ilgili bölümünde
‘Hortumcu Tayyip!’ diye tempo tutunca, Kılıçdaroğlu, ‘AKP genel merkezine bağlanan hortumları keseceğiz’ dedi.
Bu arada, Tayyip Erdoğan’ın ‘Yürüttüğün yeter’ dediği için kendisine dava açtığını hatırlatarak, “Recep Bey tek bir konuda doğru söylüyor. ‘Yürütmenin başıyım’ diyor” ifadelerini kullandı.
‘Her firavunun bir Musası var’ pankartına karşılık ‘Onlar firavunlaştı, biz hizmet için geliyoruz’ dedi.
Kılıçdaroğlu, kaset ve telefon dinlemelerinin tamamından Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tutuyor.
Vatandaş, bu sözler sırasında ‘Kasetçi Tayyip’ diye haykırıyor.

***
Tayyip Erdoğan’a yönelik bu sert mesajlara rağmen Kılıçdaroğlu, yol üzerindeki Bahçeli beldesindeki AKP teşkilatının önünden geçerken otobüsü durdurdu ve AKP’li vatandaşların tek tek elini sıktı.
Kılıçdaroğlu, pancar, buğday ve patates üretilen bu bölgede üretimin nasıl sınırlandırıldığını anlatırken, patates kanserini de gündeme getirdi.
Patatesi kanser eden çiftçi değil aslında, uygulanan tohum ve gübre politikası olsa gerek. Öyle ki, hastalık giren arazide 20 yıl süreyle patates ekilemeyecek. Dolayısıyla patates üretimi yasaklandı. Fakat doğrudan gelir desteği vermemek için patates üretme yasağının kaldırıldığı da biliniyor.
Bir pankartta ‘Yerli inekler yok oldu, anguslar ülkeye doldu’ diye yazıyordu.
Başka birinde ‘Biz köylüyüz, topraklarımız satılıyor, Kovalı’dan geliyoruz, bizi de satın alacaklar’ diyordu.
Ancak Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yaşanan ekonomik yabancılaşmanın ABD ve AB ekonomilerine teslimiyetten kaynaklanması gibi meselelere hemen hemen hiç girmiyor.
Sadece konuşmasının bir yerinde ‘Biz, Amerikalılar acaba destek verir mi diye kapı kapı dolaşmayız’ diyor ve konuşmalarının tamamını partisinin seçim beyannamesindeki sosyal devlet politikalarına ayırıyor. Bu mesajları. ‘Sosyal devleti ayağa kaldıracağız’diye tamamlıyor.
Vatandaş, cevap veriyor:
- “Sen neymişsin Kemal abi, Tayyip’in kimyasını bozdun.”

***
Üniversite sınavlarındaki şifre skandalına tepki büyük.. Konu gündeme getirildiği an ‘yuh’ sesleri yükseliyor.
‘ÖSYM’ye geldi bir Cinali, 12 Haziran’da görürsün finali’ pankartı da halkın bu konuda ne kadar dolu olduğunu gösteriyor.
Notlarımı yine bir pankartla bağlayayım:
‘Ulukışla’dan çıktık yola, Bor’da verdik mola, AKP’ye geçmiş ola...’


http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=18182