Yıllardır Kutlu vatan Anadolu’yu yaşatma ideali uğruna karış karış dolaşıyorum. Her gittiğim yerden yeni bir şevk ile dönüyor ve tam manası ile iman tazeliyorum. Ama bu Hollanda olduğunda öze dönüşün ne manaya geldiğini yeniden idrak etme şeklinde oluyor. Bu, Hollanda Türk Federasyonumuzun ikinci daveti oldu. Yine pek çok program için gidip pek çok şey öğrenerek döndüğüm bir süreci yaşadım.

Hollanda Türk Federasyonu ve ona bağlı diğer teşkilatlar, tam da yıllardır anlatmaya çalıştığım ve  Nurettin Topçu’nun, Yarınki Türkiye kitabının girişinde belirtilen “Yaşatma ideali için yaşayanların ancak Yarınki Türkiye’yi kurabileceği” felsefesine uygun bir sistemi kurmuşlar. Federasyon genel merkezi ile aynı mekanı paylaşan Tukem, bir yanda Kur’an öğretimi bir yanda  okul dersleri için yapılan kurslar, camisi, manavı, berberi, lokantası ile tam bir külliye gibi çalışıyor.

Bewervijk’e Ülkücülük ve Aile konferansı için gittiğimizde ise hem amatör takımı ve takımın gençleri, hem ailelerin programa ilgisi ve katkısı ile yüreğimize yüreklerini katarak bir duygu seline vesile oldular.

Hengelo Türkleri  ise koca bir okulu teşkilat yapmış aileler evlatlarına sahip çıkmış ve orada yaşayan Türklere tam bir hizmet kapısına dönüşmüş.

Nihayet  Utreh Türk Kültür Merkezinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve ana program olarak değerlendirilen Selçuk Duracık programı hem kaynaşmayı sağlarken hem de duyguların sel olmasına yüreklerin bir kez daha vefa ile dolmasına sebep oldu.

Aslında her anı ayrı bir mana yüklü bu programlarda emeği geçenleri tek tek anmak ve binler teşekkür sunmak istiyordum. Ancak olur ya birini unuturum da insicam bozulur diye hangisini yazacağımı bilemedim. Ancak şunu çok gördüm ki Hollanda Türk Federasyonu Genel merkez yöneticileri de eski yöneticiler de illerdeki teşkilat yöneticileri de ve oralara gönül bağı ile bağlı olan yiğit soydaşlarımız da tam bir iman şuuru ile hizmet yarışındalar.

Mesela “Ülkücülük ve Aile” konulu bir konferans tertiplenmesi, “Kim Bu Ülkücüler?” başlıklı konferans serisinin planlanması, her ay, idam edilen bir ülkücü şehidin anılması, Hollanda’da yaşayan bütün Türk gruplarla, bir ayrıma tabi tutmaksızın federasyonda bir araya gelmek, kurulan birimlerle, düşünce masası ile, mülk edinilen binaların tam bir eğitim yuvası ve külliyeye dönüştürülmesi ile, Hollanda siyasetinin içinde yer alarak çözüm üretmeleri ile Hollanda Türklüğüne binler teşekkür ediyor ve dualarımı gönderiyorum.