Acaba cennette türkü var mıdır diye düşündüm. Evet, bu Anadolu türküleri mutlaka olmalı cennette. Bir Kevser şırıltısı bir cennet çağıltısı içinde ne güzeldir türkülerimiz.

Yüreğinde cennet olmayan bu türküleri benimseyemez. Türklüğün bana en güzel hediyesi bu türküler olsa gerek. Bozlaklar için halaylar için şükürler olsun Allahım.

Şu hayatta beni türküler kadar dinlendiren yüksek duygular yaşatan çok az şey var. Türküler yarama merhem türküler derdime bir ilaç.

Türküler milletin kendi tarihini kendisinin yazdığı farklı tarihi kayıtlardır. Onlarda milleti diri tutan ruhun yansımaları vardır. Türküler unutulmuş ve çoktan toprak olmuş birçok insanın hala yaşayan dipdiri nefesleridir. Onlar bir güvercinin kanadında süzülerek ruhumuzun göğünde pervaz ederler.

Türkü deyince aklımıza hemen üç beş çakalın söylediği dandik gürültüler gelmesin. Güzelim türküleri iğfal edip pavyonlarda içki sofralarına meze edenler konumuzun dışındalar. Onların söyledikleri türkü değil olsa olsa bir kapı gıcırtısıdır.

Her milletin kendini ifade ettiği bir araç vardır. Fakat bizim türkülerin ulaştığı yüksek his ve fikre ulaşan araç çok azdır. Her türkünün ardında bir hikaye vardır. Her türkü bir kalbin aşkla ve heyecanla çarpışının ruhunu üfler dinleyenlere.

Türkü sesin sözle harmanlanması ve aşkla kanatlanmasıdır. Aziz milletimizin sinesi her zaman yaralı olduğu için ne zaman bir dertli türkü duysa hemen efkârlanır.

Türkülerimiz mevsimler gibidir. O an ki ruhsal durumumuza göre bazen ağıt, bazen halay, bazen bozlak, bazen hoyrat olur bizi bir şekilde sarar sarmalar.

Bozkır kültürünün hâkim olmasından dolayı milletimiz sözlü kültürü yazılı kültüre göre daha çok benimsemiş ve bu minval üzerine türkülerimizde sözlü kültürün bir yansıması olduğu için bir o kadar gelişmiştir.

Taklitçi ve köksüz anlayışlar ne yazık ki birçok insanımıza kendi değerlerini tanımak yerine bizimle hiç alakası olmayan yabancı kültürleri enjekte etmiştir. Bir aşağılık kompleksi ile insanımız yabancı müziklerin esiri olmuştur.

Bugün uzak bir ülkeden gelen bir popçu için çırpınan yüzbinlerce gencimiz bir Dadaloğlu’yu bir Karacaoğlan’ı bir Âşık Veysel’i tanımamaktadır. Bir batılı popçuyu tanınırlığının yüzde biri kadar bile olsa bir ozanımız tanınmamaktadır.  Bir millet illa topla tüfekle yok olmaz. Onun kültürünü temel değerlerini çalarsan zamanla o millet zaten çözülür.

 Bunun için türkülerimiz vatanımızın bir parçasıdır. Çünkü vatan sadece taştan topraktan ibaret değildir.

Türkülerimiz vatan bahçemizde açan güller misali solmadan dipdiri bir şekilde beklemektedir.

Hala kalbi ölmemiş hala gönlünü ipoteğe vermemiş insanlarımız için türkülerimiz berrak bir pınar gibidir.  Ne mutlu onda kananlara ve onda yananlara….