Türkiye karar alıcılarla, karar vericilerin ve uygulayıcıların arenasıdır. Kim karar alıyor, kim karar veriyor, kim uyguluyor sorusu soruluyor.
 
Toplumdaki algıları değiştirmek için, her kesim, kendine göre tezler ortaya koyuyor. Toplumun algılamasını yönlendirmede stratejik merkezler asimetrik psikolojik savaşın kara propaganda yönetimini uyguluyor.  Kim kimden destek alıyor?
 
Haçlılar bu kez beyinleri ele geçirerek, Türkiye’nin kimliğini değiştirme çabasındadır. Haçlılar devşirdikleri fasık ve münafıklarla;Ortadoğu’yu kan gölüne çevirirken nihai hedef Türkiye olduğunu gizlemediler. Yayınladıkları haritalarla, yeni sınırlarla yeni devletleri belirlediler, uyguluyorlar. Tarih tekerrür ediyor.
 
ABD-İngiltere-Fransız şer üçlüsü; Türkiye’yi postmodern işgal etmiş durumdadır.
 
Türk Milleti tarihin en ağır bunalım dönemini yaşamaktadır.
Türk Milleti’nin milli ve manevi değerleri; altüst edilmiş, ortak değerler parçalanmıştır.
Halk; uyuşturulmuş neyin ne olduğunun farkımda değildir.
Aydınlar; susmuş, sinmiş durumdadır.
 
ABD-İngiltere-Fransa şer üçlüsü tarafından;
Bütün yeraltı ve yerüstü servetlerine el konulmuş,
Silahlı kuvvetlerin bağımsızlıkçı mensupları esir alınmış,
Medya ele geçirilmiş,
İletişim alanı kontrol altına alınmış durumdadır.
 
İşbirlikçiler;
dini değerleri istismar ederek,
geçmişin yanlışlıklarını gündemde tutarak,
vatan hainlerini kahraman haline getirerek,
NSA, FBI, CIA elemanlarınca oluşturulan operasyon merkezleri ile
vatanseverleri etkisizleştirirken, kirli emellerini gerçekleştirme çabasındadır.
 
Türk Milleti;
Kimliksizleşme,
Ayrışma,
Bölünme,
Esaret,
Sömürgeleşme,
Sürecindedir.
 
İşbirlikçiler; emperyalist güçlerin stratejisi doğrultusunda yeni rol üstlenmiştir.
İngiliz-Fransız güçleri; Osmanlı devletini Irak cephesi hariç bütün cephelerde çökertip başkent İstanbul’u işgal eder. Meclis-i Mebusan dağıtılır milletvekilleri Malta’ya sürülür. Direnen, direnmesi muhtemel askerler tutuklanır. Asker avı başlatılır. İşgal güçleri; 1918 Mondros Mütarekesi sonrası Anadolu’da ilerlemeye başlar. Anadolu’da direniş başlar. Direnişi yatıştırmak amacıyla; İstanbul Hükûmeti (Sadrazam Damat Ferit Paşa) tarafından halka öğüt vermek, halkın tepkisini yatıştırmak için Heyet-i Nasiha (Nasihat Heyeti) kurulur. Heyet; barışın, ancak koşulsuz teslim ve düşmanı kızdırmamakla sağlanacağını anlatmakla görevlendirilir. Direnenler aleyhine propaganda yapmaya başlarlar.
 
Şimdi de; bölücü anayasanın kabulü, devletin Türk Milleti’nin devleti olmaktan çıkarılması girişimine destek vermek, ABD-İngiliz-Fransız postmodern işgaline karşı çıkanlar aleyhine propaganda yapmak üzere akil adamlar heyetleri oluşturuldu.
 
Türk Milleti’nin duyarlı her bireyi;
ideolojik ve teolojik ayrımları,
kavramlara takılıp kalmayı,
model tartışmalarını bir tarafa bırakmalıdır.
 
Tarihi tecrübeler ışığında Türkiye coğrafyasının jeopolitik ve jeostratejik konumun gereği; Milli devlet, Milli kimlik, Üniter devlet,korunmak zorundadır.
 
Günün Sözü: Toplumlar milli değerlerine sahip yönetici ve aydınlarıyla güvende olur.