Türkiye’nin ve dünyanın son dönemde içinden geçtiği süreci, Türk milliyetçiliği açısından en etkili ve basit, akıcı bir şekilde tahlil eden iki kitap okudum. Uzun zamandan beri yazmayan bir yazar kaleme almış. Son kitabını 1978’de yazmış. 1978’de doğanlar 35 yaşında şimdi. 35 sene önce yazdığı kitabın adı “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi-Teori” yazan Ayhan Tuğçugil yani Prof. Dr. İskender Öksüz. Yaşı müsait olanlar yani 50 yaş ve üzeri olanlar “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi-Teori” kitabını çok iyi bilirler.
İskender Hoca’nın 35 sene sonra yazdığı ve bahsettiğim iki kitabının adı “Türk’üm Özür Dilerim”ve “Niçin-Tarih-Devlet-Ekonomi-Yönetim”. İşletme ve bilişim alanlarında da profesyonel olarak çalışmış, Yale Üniversitesi’nde kimya alanında mastır ve doktora yapmış bir aydının sosyal bilim okumaları ile desteklediği harika iki kitaptan bahsediyorum. Her iki kitabı da 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü çalışanları için zorunlu okuma kitabı yaptım. Sizler için zorunlu okuma yapamam ancak şiddetle tavsiye ediyorum bu kitapları. “Türk ırkı diye bir ırk yok” diyerek, ancak paragrafa baktığınızda kastının “Türk Milleti” diye bir millet yoktu, buna Türkiye Cumhuriyetini kuranlar karar verdi diyen profesörlerin ortada dolaştığı bir ortamda İskender Hoca, “Türk’üm Özür Dilerim” kitabında Türk Milliyetçilerinin Ziya Gökalp’ten başlayarak Millet kavramından neyi anladıklarını izah ediyor. Etnisiteyi değerlendiriyor ve izah ediyor. Milli devlet-millet ve menfaat ilişkisini anlatıyor. Türksüz Millet ve Milliyetçilikten bahsediyor ve alay ediyor. Türk Milletine yönelik psikolojik operasyonları, bu operasyonların arkasındaki sözde sivil toplum örgütlerini anlatıyor. İskender Hoca’nın bir özelliği de özellikle ikinci kitabında, “Niçin-Tarih-Devlet-Ekonomi-Yönetim” de ortaya çıkan çok iyi özet yeteneği. 500 sayfayı özünü ortaya koyarak, 5 sayfada izah ediyor. “Niçin-Tarih-Devlet-Ekonomi-Yönetim” de Doğu’nun Batı karşısında niçin yenildiğini bu konudaki en önemli temel eserleri özetleyerek ve tartışarak ortaya koyuyor.
Türkiye enformasyon savaşının en sert ve kapsamlı yaşandığı ülkelerden birisi. Milli ve üniter devlet yapımızı çökertmek amacı ile önce enformasyon savaşı ile kutsallarımız, menfaatlerimiz, doğrularımız iç ve dış odakların saldırıları ile baskı altına alınmak ve çökertilmek isteniyor. Enformasyon savaşının en önemli hedefini kavramlar oluşturuyor. Düşüncemizin temel taşları olan kavramlar saldırı ile değersizleştiriliyor, içerikleri boşaltılıyor ve sonra tekrar tanımlanıyor. Türk Milletine karşı gerçekleştirilen bu saldırılara karşı Türk Milliyetçilerinin vereceği en önemli mücadele alanlarından birisi kavramlar alanı. Aslında tarihin haklı çıkardığı Türk Milliyetçileri fikri zeminde o kadar doğru ve haklı bir yerde duruyorlar ki, bu saldırının bütün kapsamına rağmen etkisizleştirilmesi hiç de zor değil. Bunun için Türk Milliyetçisi aydınların biraz daha örgütlü ve üretken çalışmaları, halkla daha etkili bir iletişim içinde olmaları, bu amaçla gazete, televizyon, konferans zeminlerini daha etkili kullanmaları gerekiyor.
İskender Öksüz Hoca’nın bu iki kitabı devam eden enformasyon savaşında Türk Milliyetçisi cepheye sürülmüş çok önemli iki “ağır top” niteliği taşıyor. Eline sağlık… Ve İskender Hocam, dilerim bir kitap daha yazmak için inşallah 35 sene beklemezsin.
Yeniçağ