Türkiye'de her zaman olduğundan biraz daha farklı, kapsamlı, girift mücadele sürdürülüyor.

 

Neyin mücadelesi bu? Bir yandan yıllardır kilit birimler elinde olanlar, diğer yanda buralara kendi ekibini yerleştirmek isteyenler!

 

Çok yönlü asimetrik psikolojik savaşın tüm unsurları kullanılmış oluyor.

 

Uygulanan operasyon, uzun zamandır sinsice planlanan operasyonudur. Bu her alanda uygulamadadır.

 

Sinsice planlanan ve uygulamaya konulan operasyonları, mankurtlaşmış beyinler tersini algılıyor! Bazılarına göre ise onlara direnmek olanaksız! Devşirme eğitimi bu algıyı emrediyor! Düne kadar sebatayistler ülkeyi yönetiyor diye bağırıyorlardı. Bugün; Ermeni ve Rum dönmeleri, liboş, dönek solcu ve cemaatçi, tarikatçı kimliği altında devleti yönetiyor.

 

Bir devşirme gidiyor bir diğeri yerini dolduruyor.

Yüzde seksenyedilik Türk nüfus ise seyrediyor!

 

Bakın; batı tarih boyunca hep aynı oyunu uygulamıştır. Türkleri; doğal müttefiki olan, etle tırnak gibi olduğu halklardan birer birer kopartmak! Şimdilerde ise ülkeyi yönetenlere övgü düzüyorlar. Peki ama neden?'

 

1922 yılında; içteki dönmeler sevinçle işgalcilere kucak açarken çözüm olarak Amerikan mandası, İngiliz idaresi istiyorlardı.

 

Ne ilginç şimdi de; hayalleriyle yaşayanlar, yıllar sonra liboş, dönek solcu ve tarikat cemaat işbirliği ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, kıskaç altına aldılar. Çaresiz aydınlara, umutsuzluk operasyonu yapıyorlar. Birileri had safhada çok ama çok seviniyor. ...

 

İleri Demokrasi projesi ile Avrupa Birliği uyum yasaları ile uygula diyorlar. Yani; çözüm olarak önerilen, Türk kelimesini her yerden sil, federasyon ol, kendini parçala diyorlar!'

 

AB, ABD ve azınlıklar ve işbirlikçi dönekler Yeni bir Anayasa istiyor. Peki ama neden?

 

Siyasi partiler içindeki milli unsurlar tasfiye ediliyor. İktidar da muhalefet de Brüksel ve Washington'a bakıyor. O merkezler ancak iktidar vizesi veriyor. Elbette oralara Hesabı vermek zorunda olduklarını biliyorlar.

 

Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, AB ve NATO'ya bağlı aydınlar, gazeteciler, işadamları, akademisyenler ve nihayet bir iktidar ve muhalefet, çatlak seslerden arınmaya çalışıyor.

 

Yani ABD ve AB yüzlerce yıllık deneyimi ile uyguladığı yüzlerce proje ile başaramadığını şimdilerde başaracağına inanıyor. Çünkü ilk defa Türk Milleti'nin ana unsurlarını zihnen devşirmenin rahatlığı içinde. Endişesi ise; Türk Milleti'nin feraseti! Yani engin sağduyusu!

 

Batı; aydınları, akademisyenleri gazetecisi, siyasetçisi, cemaatçisi devşirilen Türk Milleti'nin, kurgulanan bu düzeneğe gelmeyeceği endişesini yaşıyor..

 

O yüzden büyük hazırlıklar yapıyor. Görülen o ki; Türk Milleti'nin direnç gücü hem batıyı hem kabesi Batıcı olanları epeyce korkutuyor. O nedenle de ülkeyi yönetenlere, Türk Milleti'ni küçük azınlık topluluklarla aynı orandaymış gibi tanımlama getirtiyor.

 

Proje; Türk Milleti'nin devletin'den kopartılması, azınlıkların çoğunluğu yönetmesini sağlayan devlet yapılanmasını sağlamak. Ulus devlet ve üniter yapıyı tersyüz etmek. Türk'e ait ne varsa anayasadan yasalardan çıkartmak, Türk Milleti'nin tarihi kimliğini unutturmak, Arap tarihini İslam tarihi gibi, Avrupa tarihi kültürü ve değerlerini çağdaş değerler ve kültürmüş gibi benimsetmek! Türk yurdunu kimliksizleştirerek yığınların ülkesi haline getirmek!

 

Türk Milleti'nin temel özelliği; bağımsızlık tutkusu ve onu sağlayan tarihi birikimi ve kültür değerleridir. Türk Milleti'ne güvenmeyen ve aşağılayanlar ya onu hiç tanımayanlardır ya da bu söylemin yıkıcı gücünden faydalananlardır.

 

Sıkıştırılmaya, sarsılmaya devam eden Türk Milleti, tüm unsurlarıyla biraraya gelerek, vatanı vatan olmaktan çıkarmak isteyenleri, kendi milletini kimliksizleştirenleri bilmelidir.

 

Durum, geçen yüzyıl başından daha kötü değildir Bu millet dün neydiyse bugünde O'dur yarın da O olacaktır.

 

Günün Sözü: Her milletin kötü dönemlerinde yiğitleri sahneye çıkar.