Fırat ENSARİ yorumladı... 

Kale direkleri arasından topu geçirerek gol yapma ve sayı hanene artı yazarak doksan dakikalık sürenin sonunda galip gelecek sayısal değere ulaşma sporu olmanın dışında algılanması gereken futbolun, sadece yeşil çim zemin üzerinde oynanan bir oyun olmadığının bilincine birçoğumuz zaten varmışızdır.

Niğde Belediyesporun 2.lig kırmızı grupta mücadele etmeye hak kazandığı 2016-17 sezonunun maç trafiği ve kente kattığı heyecan ortamına baktığımız zaman, futbolun sosyal yaşama kattığı rutinin dışına çıkarak, kente ayrı hareket getirdiği bir gerçek.

Böylesine hareket ve heyecan dolu futbolun güzel örneklerinden birini, geçtiğimiz pazar günkü Karşıyaka spor ile yapılan maçta bir kez daha yaşayarak izleme olanağı bulduk.

Maçın başlama düdüğü çalarken dışarda hala içeri girmek için bekleyen yüzlerce taraftara ek olarak, Karşıyakalı taraftarlarında misafir takım tribünlerini doldurması, güzel zemin ve güneşli havaya eşliğinde, maçı soluyup hisseden taraftar topluluğunun stadı hınca hınç doldurması, her şey futbol için tespitine uygun ortamı yansıtıyordu.

Kendisinden 3 puan önde olan misafir takımı yakalamak için maça istekli başlayan Niğde Belediyespor diğer maçların aksine bu sefer golü erken buluyordu.

6.dakikada sağ kanattan atılan pasta İbrahim’den önce hamle yapıp topu kornere atan Karşıyaka, korneri paslaşarak kullanıp ve ceza sahasına gönderilen topa yükselip şık bir vuruşla ağlarla buluşturan Hakan’ın golüne engel olamıyor ve takımımız daha 7. Dakikada 1-0 öne geçiyordu.

Golden sonra kontrollü oyuna geçerek topun kendisinde kalmasını sağlayan takımımız 31.dakikada Emin serbest vuruşunu çıkaran Karşıyaka kalecisi Erhan, 34. Dakikada da kendisiyle karşı karşıya kalan Emin’in topu ayağından fazla açması kaynaklı kurtarıyor ve farkın açılmasını önlüyordu.

Maçın dönüm noktası ise 36. Dakikada gerçekleşiyordu. Kendi yarı alanımızda ki ikili mücadelede rakibine yatarak müdahale eden Uğur kırmızı kart görerek takımımızı 10 kişi bırakıyor, iyi bir oyun sergileyen Niğde Belediyesporu taktik saha içi değişikliklere zorunlu kılıyordu.

2. yarıya Ardahan’ın yerine İsmet’i alarak başlayan teknik sorumlu Eser Kardeşler’in bu doğru hamlesi, İsmet’in orta alandaki ne yaptığını bilen akıl dolu telaşsız oyunuyla, eksik olmasına rağmen takımımızın oyun karakterine olumlu olarak yansıyordu.

52 ve 54. Dakikalardaki Karşıyaka ataklarındaki şutlar kale direklerinin yanından dışarı çıkarken bu dakikalarda takımımız oyunu daha çok kendi yarı alanımızda kabullenerek kontrataklarla gol bulmaya çalışıyordu. Özellikle 61. dakikada oyuna giren Alper’in kanatlardan taşıdığı toplar gol aramak için çıkan Karşıyaka defansının dengesini bozuyor, aynı denge sıkıntısını Aydınspor maçında da yaşayıp bir türlü gol vuruşunu yapamayan İbrahim Alan, yine hepimize kaçırdığı uygun pozisyondaki son vuruş eksikliğiyle saç baş yolduruyor, maçın kopmasına engel oluyordu.

Allah’tan 90+2 de sahneye Rıdvan çıkıyordu. Sağdan Alper’in taşıdığı topta sol çaprazda rakip kaleciyle karşı karşıya kalıyor, İbrahim’e inat yerden düzgün bir vuruşla kalecinin sağından topu ağlarla buluşturuyordu. İbrahim ise top ağlarla buluşurken Rıdvan’ın nasıl olurda topu kaleciye çarptıramadığının şaşkınlığını yaşarken, tribünlerden yükselen gol nidalarını duyunca, golün nasıl bir şey olduğuyla tanışıyordu.

Evet Niğde Belediyespor hak ettiği galibiyeti alırken, 1 kişi eksik oynamasına rağmen ne yaptığını bilen bir takım hüviyetini kazanmış sistemiyle, teknik sorumlu Eser Kardeşler de maçı yaşayan yapısı ve yerinde ki müdahaleleriyle, 3 puanın mimarlarında oluyordu.

Hülasa anlayacağınız; Niğde Belediyespor, İzmir’in köklü takımlarından Karşıyaka’nın yakasını topluyor ve evine yolluyordu.

  
 

 
Editör: TE Bilişim