Tiyatroculara  “siz kimsiniz” diye sordu. Bunu daha çok trafik polislerine diklenmek isteyen ve bürokraside bir akrabası olan adam söyler:
 “Sen kimsin be, ben falancanın yeğeniyim...”  falan.
“Seni tanımıyorum” u kim söyler diye düşündüm. Aklıma borcunu unutan ve inkar eden bir adam tipolojisi geldi. Ardından da “git kime istersen şikayet et, seni tanımıyorum”  denir.
Sütten çıkmış AK Parti’ye gelince, buna hiç örnek bulamadım. Çünkü yüzlerce zehirlenmiş öğrenci varken üç Bakan da  “telaş edilecek bir şey yok”  diyor. 
Öteki komiklikler ayrı tabii. Hassasiyet, süte alışkanlığın az olması, laktoz, maktoz.. En doğrusunu eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş açıkladı.  “Bunlar uzun süre soğutması olmayan yerlerde tutulmuş. Sıcaklar da artınca...”  Bozulmuş yani sütler. CHP’li milletvekili de sütün peynir altı suyuyla karıştırıldığını öğrenmiş.
Bir hayır yapıyorsunuz madem, onu takip edin. Yandaş süt tüccarlarınız böyle bir durumun meydana geleceğini düşünerek teyakkuzda olmalıydılar.
İzmir Belediye Başkanı’nın yedi yıldır süt dağıttığı ve bundaki başarısı anlatılıyor kaç gündür. Bu yüzden mi adamı davalarla tedirgin ediyorlar. Yani yarı şaka söylüyorum ama bu da başkanın cezalandırılması gereken başarılarından bir tanesi işte herhalde.

***

Standard and Poor’s (S&P) Türkiye’nin notunu dondurmuş. Vay vay vay... Başbakan amma esip savurdu ama!  “Tayyip Erdoğan yutmaz” falan gibilerden Amerikalıların tercüme bile ettiremeyecekleri laflar etti. Bir de beni epeyce düşündüren başka bir şey söyledi.

S&P’nin ideolojisi nedir?
Bu yapılan  “ideolojik”  yaklaşımmış. Başbakan “yaklaşım”  demeyi çok sever. Bu kelime onun konuşmalarına entel bir hava veriyor herhalde. Allah Allah, bu derecelendirme kuruluşunun ideolojisi nedir diye arpacı kumrusu gibi düşündüm. Vaktiyle, bunlar Sionist kurumlardır diye yazardım da herkes hastane koridorlarındaki hemşire resimlerinde olduğu gibi, işaret parmaklarını dudaklarının üstüne koyardı. Bizimkiler de bayılıyorlardı, bu kurum bizi yükseltsin diye. O kadar önemserlerdi. Şimdi problemi çözebilmek için bu kurumun ideolojik yaklaşımını, Başbakan’ın kimlere böyle söylediğini hatırlayarak bulmaya çalışacağım. Düşünüyorum düşünüyorum aklıma başka bir şey gelmiyor. Bu kurum ya  “laik” , ya cumhuriyetçi, ya Atatürkçü ya da Ergenekoncu, olabilir. Ya da meslek itibariyle tiyatrocu ve  “yarı aydın” .

Suriye’ye gireceğine Irak’ın Kuzeyine girsene
Tunceli’de üç askerimiz, biri astsubay, şehit oldu. Şırnak’ta Özel Harekat Şube Müdürü ve bir polis yaralandı. 
Suriye’ye uyduruk bahanelerle ve Türkiye’den sızıp cinayet işledikten sonra konteyner evlere dönen ajanları bahane ederek gireceğini söyleyen iktidar, hukuken hakkı olan Irak’ın Kuzeyine harekat yapsa ya... Yapamıyor. Çünkü Haçlılar izin vermiyor.

***

Milli bayramlarımız değiştirilirken, BDP orduya çeşitli hakaretler yaparken, iktidar 260 subayı Silivri ve Hasdal’a tıkarken neden sesinizi çıkarmadınız Sayın Genelkurmay?
Ve siz, hani askeri vesayetten şikayetçiydiniz. Son muhtırayı neden alkışlıyorsunuz?

***

Ben, Erdoğan’a yetişemiyorum. Onun sanat hakkındaki  “değerli” fikirlerini çarşambaya tahlil edeceğim inşallah.