Her Allah'ın günü AKP'nin  içinden çıkan bazı dışlanmış eski siyasetçilerin "parti kurdu, kuracak" söylemleriyle medya meşgul oluyor.

Yeni partiler demek "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin zorunlu sonucu olan ittifak ve çift partili sistemine indirilen büyük bir darbe demektir.  Bu bakımdan "Yüzde elli artı bir" şartı patileri ittifak yapmaya zorlamıştır.

Özellikle AK Parti mirasının ürünü olan bir yeni parti en büyük darbeyi iktidar partisine vuracaktır. Bu nedenle yeni partileşme hareketine karşı AK Parti içinden büyük bir tepki ve öfke var! 

Öyleki Babacan, Atalay, Davutoğlu, Gül'ün partileşme cabalarına karşı AKP genel başkanı Erdoğan "Birileri parti kuruyormuş. Bunları hiç kafanıza takmayın. Bu tür ihanetlerin içinde olanlar bedelini ağır öder" mesajını verdi.

Cumhurbaşkanından ziyaret!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan resmi programında olmamasına rağmen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle evinde görüşüyor. Basına kapalı gerçekleşen görüşme 30 dakika sürmüş.

Görüşmenin Bahçeli'nin özel konutunda gerçekleşmesi dikkat çekti.

Bu görüşmeyle ilgili olarak birbirine ters onlarca yorum yapıldı. Yapılan yorumların kısmen de olsa gerçeklik payı olmuş olsa da aslında ortaklar arasındaki bu görüşmenin Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ürettiği çıkmazlarla ilgili olduğu açıktır.

Parlamenter sistemin yüz yılı aşkın birikim ve tecrübesini elinin tersiyle iterek ne olduğu belirsiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçen ortaklar, ülkenin başına çok büyük bir belayı sarmış oldular.

Cumhur ittifakı sahipleri, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini %50 artı bir'in her zaman sağlanacağı ve "AK Parti İktidar, Erdoğan Başkan" formülünden yola çıkarak bir sistem geliştirdiler.

İstanbul yerel seçimleri sırasında her türlü baskı uygulamaya, "İstanbul'a mitil sermeye" devleti, bakanları, belediyeyi, medyayı, STK'yı ve sermayeyi seçime sokmaya rağmen halk cumhur ittifakına tam anlamıyla bir Osmanlı Tokat'ı atmıştır.

Cumhur İttifakının bileşenleri bir taraftan yeni parti oluşumları diğer taraftan ekonomideki kötü gidiş ile halkın giderek kendilerinden uzaklaştığını görmektedirler.

Bu görüşme özü itibarıyla bu gidişi nasıl durdururuz? Sorusuna cevap aramak üzerine gerçekleşmiştir. AK Parti'den muhtemel kopmalara karşı Cumhur İttifakı'nın diğer ortağı MHP'nin İYİ Partiyle bütünleşmesiyle bu kopmayı telafi etmek gibi bir varsayımdan hareket edildiği anlaşılıyor.

Bahçeli'nin şaka gibi daveti!

Bahçeli-Erdoğan görüşmesinin hemen ardından Bahçeli'nin iki gün sonra Olağanüstü kongre yapacak olan İYİ Parti'ye yaptığı davet anlamlı bulunmuştur. Bu yüzden Bahçeli'nin bu daveti Erdoğan/Bahçeli görüşmesiyle ilişkilendirilmiştir.

Nitekim Meral Akşener bu yüzden daveti duyar duymaz Erdoğan'ı kast ederek "Yine ne dedin bu arkadaşa?" ifadelerini kullanmıştır.

Bu tür bir davette davet edenlerin samimiyeti belirleyicidir. Siz davet ettiğiniz insanlara söylenmedik aşağılık hiç bir kelime bırakmamışsınız, uslübunuzu değiştirmemişsiniz sonra da "illet/zillet/rezalet" dediğiniz bu insanlara davet yapıyorsunuz?

Böyle bir davetin sonucunun ne olacağını anlayacak kadar siyaset kültüründen mahrum musunuz?

Hadi uslüp yok anlaşıldı ama bu nasıl bir zamanlamadır?

Bu tür bir davetin bir partinin kongre hazırlığı için delegelerin Ankara'ya gelmeye başladığı bir anda yapılması altının ne denli boş olduğunu göstermektedir.

Davet yapmış olmak için davet yapılmaz. Bu tür bir davet herşeyden evvel bir hazırlık, alt yapı ve ortak bir mutabakat gerektirir.

Konuyla ilgili hiç bir ön hazırlık olmadığı, vasat, sıradan adet yerini bulsun türünden bir teklifle bu davetin yapıldığı anlaşılıyor. Bu davetin ciddiyetsiz olduğu twitter üzerinden yapılmasıyla da ortaya çıkmış bulunmaktadır.

İleride 'kovduk gittiler, davet ettik gelmediler' demek için içi boş ve karşılığı olmayan bir davet yapılmıştır.

Kaynak Yeniçağ: Siyasette davetler görüşme ve gelişmeler - Özcan YENİÇERİ