Ses Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız bir basın açıklaması yaptı.

Yıldız basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

 AKP’nin ileri faşizmi bir kez daha KESK’e yöneldi. Bu seferde 15 KESK’li kadını gözaltına aldı. 2009’da yani 3 yıl önce Ankara SES Şube Kadın sekreterimizi gözaltına alan ve tutuklayan AKP faşizmi; yöneticimizin notları arasında arkadaşlarımızın isimlerinin olması gerekçe gösterilerek soruşturma açılıp, soruşturmanın üç yıl boyunca sürdürülmesi sonucu gözaltılar yaşanmıştır. Aradan 3 yıl geçtikten sonra ve 8 Mart etkinlikleri öncesi göz altıların olması dikkat çekicidir.

         3 yıl öncesine dönüp Seher TÜMER’in ne yaptığına bakalım. Seher TÜMER sendikamızın kadın çalışmalarından sorumluydu. Aynı zamanda Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinde ebe-hemşire olarak görev yapıyordu. 2008 yılında Zekai Tahir’de yaşanan bebek ölümleri ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. Bu bebek ölümlerini açığa çıkaran kişi Seher TÜMER’di. Seher TÜMER’in bu mücadelesi ülkedeki hastanelerdeki bebek kuvöz oranlarının arttırılmasına, yeni doğan yoğun bakım şartlarının iyileştirilmesine ve sayısının arttırılmasına hizmet etmişti.Seher TÜMER arkadaşımız kadın çalışmaları, 8 Mart eylemleri ve sendikal eylemler gerekçe gösterilerek gözaltına alındı ve tutuklandı. Böylece halkın sağlık hakkı mücadelesi veren, eline doğan bebekleri yaşatmak için caba sarf eden arkadaşımız “illegal” gösterilerek tutuklandı. Fakat Bebek ölümlerinin sorumluları işten el çektirilmedi ve soruşturmaya dahi uğramadı. Bebek ölümlerinin sorumluları koltuklarında sefa sürmeye devam etti.

         Seher arkadaşımızın gözaltı aramasında kadın toplantısı notları içerisinde olan bu isimler, aradan 3 yıl geçtikten sonra gözaltına alınıyor. Bu gün gözaltında olan bu arkadaşlarımız KESK ve Bağlı sendikaların eski yeni kadın sekreterleri ve yöneticisidirler. Bu 15 KESK’li kadın, Seher arkadaşımızın tutuklanarak bırakmak zorunda kaldığı, kadınların özgürleşme mücadelesini devam ettirenler. Bu arkadaşlarımız kadının ve emeğin özgürleştiği, barışın hakim olduğu, anaların gözyaşı dökmediği demokratik bir ülke mücadelesi vermektedirler. Bu mücadele KESK’in emek, demokrasi, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesidir. Bu mücadele içinde büyük bedeller ödedik. Yüz binlerce soruşturma, binlerce sürgün, işten atmalar ve faili belli cinayetlerde 150 den fazla arkadaşımız hayatını kaybetti. Tüm bunlar mücadelemizi bitiremedi. Halen alanlarda, işyerlerinde taleplerimizi haykırıyor ve başımız dik yolumuza devam ediyoruz.

         AKP’ nin bu faşizan uygulamalarına; 27 Mart ve13 Mart 2011 de mitinglerle, 19-20 Nisan GREV’iyle, 8 Ekim Mitingiyle, 3 Aralık 2011 baskılara karşı etkinliklerle ve 21 Aralık 2011 GREV’iyle nasıl cevap olduysak;

Bundan sonrada;

         8 Mart’ta resmi tatil talebiyle kadın emekçiler (tatil yaparak) hizmet üretmeyip alanlara çıkarak,

         21 Martta demokrasi ve özgürlük mücadelesinde SES’imizi milyonların SES’ine katarak,

         11 Mart’ta Ankara’da Türkiye Sağlık Hakkı Meclisini toplayarak,

         11 Mart sonrası Türkiye genelinde milyonları içine dahil edecek büyük etkinliklere imza atarak,

         İş kolumuzda sağlıkta yıkıma karşı süresiz GREV’leri hayata geçirerek en iyi cevabı vereceğiz.

         Bir kez daha AKP hükümetine sesleniyoruz. Elinizi KESK’e bağlı sendikalardan ve SES’ten çekin. Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. 


Editör: TE Bilişim