KESK’e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikas-SES Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız ;  “Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımız üzerindeki baskılara,  yıldırma ve sindirme uygulamalarına derhal son verilmelidir.”dedi.


SES Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız yaptığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

Son yıllarda emek ve demokrasi güçleri olarak hiçbir dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir kuşatma altına alınıyoruz. Hemen her gün yapılan operasyon ve baskınlarla demokrasinin olmazsa olmazı kurumlarından sendikalarımızın, konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek isteniyor.

Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayı,  istifaya zorlama, sürgün, görevden çıkarma gibi engellemelerle karşılaşması sıradan olaylar haline gelmişken çalışanlarımıza kadar uzanan gözaltı ve tutuklama operasyonlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanmaktadır. Toplumun tüm muhalif kesimlerini hedefine alan bu politikaların arkasında AKP’nin, emekçilerin giderek genişleyen fiili meşru mücadelesinden duyduğu korku bulunmaktadır.

 

Bugün sabahın erken saatlerinde bir kez daha, son dönemlerde adeta rutin hale gelen baskın ve gözaltı haberleri ile uyandık.  Bize şu ana kadar ulaşan bilgilere göre, evlerine gerçekleştirilen baskınlarda Ankara’da KESK Kadın Sekreterimiz Canan Çalağan, KESK eski Kadın Sekreterimiz Songül Morsümbül, SES Kadın Sekreterimiz Bedriye Yorgun, TÜM BEL-Sen Kadın Sekreterimiz Güler Elverenin de aralarında bulunduğu toplam 15 kadın yönetici ve üyemiz gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanların sayısının daha da artmasından kaygı duymaktayız.

Bu sabah Ankara’da yaşananlar bir taraftan hazırladığı yasa tasarılarıyla emek düşmanı politikalara hız veren AKP iktidarının diğer taraftan bu politikalarına boyun eğmeyerek mücadelesini sürdüren emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskılarını artırmaya devam ettiğini göstermektedir. “8 Mart’ın resmi tatil olması” temel talebi ile mücadele programımızı ilan ettiğimiz bir dönemde, 2009 yılından beri süren bir soruşturma gerekçe gösterilerek Kadın yönetici ve üyelerimize yönelik bu operasyon manidardır. Kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetlerin arttığı bir dönemde kadın mücadelesinin öncülüğünü yapan KESK’in mücadelesini engellemeye yönelik operasyonu kınıyoruz.

Son olarak MİT olayında yaşandığı gibi ucu kendisine dokunduğunda yasaları eğip bükerek yargıyı, adaleti işlevsiz hale getirmek isteyenler her zaman olduğu gibi yine gündem saptırmanın peşindedir.

Bilindiği gibi milyonlarca kamu emekçisini ve ailelerinin yaşamını doğrudan ilgilendiren 4688 Sayılı Yasada değişiklik yapılması uzun bir süredir toplumun gündemindedir. KESK olarak kamu emekçilerini sefalet koşullarına mahkûm etmeyi amaçlayan bu yasa tasarısına karşı mücadeleyi ülke genelinde sürdürüyoruz. 21 Aralık tarihinde yüz binlerce kamu emekçisi bu yasa tasarısına geçit vermeyeceğini ve sefaleti kabul etmeyeceğini KESK’in çağrısıyla greve çıkarak göstermiştir. 21 Aralık grevimizin hemen ardından ve yasa tasarısının meclis gündemine geleceği bugünlerde mücadelemizi engellemeye dönük baskıların artmasının tesadüf olmadığını bir kez daha vurguluyoruz.

 Konfederasyon çalışanımız Semahi Aydın polis olduğunu söyleyen kişiler tarafından telefonla aranarak tacize edilmesi baskıların çalışanlarımıza kadar uzandığını göstermektedir. Bu konuya ilişkin olarak sesiz kalmayacağımızın ve önümüzdeki günlerde suç duyurusuna bulunacağımızın bilinmesini istiyoruz.

Diğer taraftan konfederasyonumuz üzerinde son yıllarda yoğunlaşan bu baskılar, temel hak ve özgürlüklerin genişletileceği bir anayasa hazırlığı içinde olduğunu öne sürenlerin, “yargı paketleri” hazırlayanların samimiyetini de göstermektedir.

 

Tamamıyla keyfi olarak yürütülen bu göz altılarla onurlu mücadelemizi sindirebileceğini sananlar büyük bir yanılgı içerisindedirler. Sendikal mücadelemiz üzerinde şaibe yaratarak,  KESK ve bağlı sendikalarını kamuoyu nezdinde yıpratma amacı taşıyan baskıların bir parçası olan bu operasyonlar amacına ulaşamayacaktır.

Bilinmelidir ki hakikati dile getirmekten bir an olsun vazgeçmeden yürüttüğümüz mücadelemizde; şiddete karşı barışın sesini yükseltmekten, emekçilerin haklarına sahip çıkmaktan ve eşit, özgür, demokratik bir Türkiye talebini ifade etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.  AKP’nin büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.

Bilinmelidir ki, üyelerimizin yarattığı ortak değerlerimiz ve mücadelemiz tüm yöneticilerimiz gözaltına alınsa dahi sürecektir. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımız üzerindeki baskılara,  yıldırma ve sindirme uygulamalarına derhal son verilmelidir.

Emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında olmaya, gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup savunmaya devam edeceğiz.


 

Editör: TE Bilişim