Milliyetçi Hareket Partisi Ulukışla İlçe Başkanı ve MHP üst kurul delegesi olan Ahmet Yaşar Meral istifa etti. 

Haber: Selim GÖKEL - özel

MHP Ulukışla İlçe Başkanı Ahmet Yaşar Meral’in borhaber.net sitemize gönderdiği yazılı açıklama ile istifa gerekçelerini de belirtti. Ahmet Yaşar Meral’ın gönderdiği yazılı açıklamanın noktasına dahi dokunmadan aynen yayınlıyoruz. 

İŞTE... MHP ULUKIŞLA İLÇE BAŞKANI AHMET YAŞAR MERAL’İN AÇIKLAMASI
“ 5 Eylül 2014 tarihinden itibaren şeref ve onurla yürüttüğüm Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ulukışla İlçe Başkanlığı görevimden özel hayatımdaki çeşitli sorunlar ve yapmam gereken bazı siyasi açıklamaların siyasi beklenti algısı yaratmaması için istifa ediyorum.

Aşağıdaki açıklama metni; yıllardır MHP ve ülkücü hareket etrafında pusu kurmuş leş yiyicilerin, istifamdan medet umarak Partime ve ülkücü harekete saldırmalarına fırsat vermemek içindir.

MHP’den her istifa haberini “MHP’de Deprem” vb. başlıklarla sütunlarına taşıyan yandaş havuz medyasına fırsat vermemek bir istifadan bin senaryo çıkartmalarının önüne geçmek için kaleme alınmıştır. 

MHP bir istifayla sarsılmayacak ve her türlü kumpasa, ihanete rağmen yoluna dimdik devam edecek bir harekettir. İstifamın herhangi bir kırgınlık veya siyasi bir beklentiyle alakası yoktur. Zaten yetiştiğimiz ülkücü terbiyenin vücudumuzun her zerresine nakşettiği ülkücü vicdan da buna asla izin vermezdi.

1 Kasım seçimlerinden bu yana partimiz akla hayale gelmeyecek bir şekilde saldırıya uğramış kendini parti içi muhalefet(!) diye adlandıran ve kimlerle işbirliği içinde olduğu artık açık açık ortaya çıkan grup da ihanet değirmenine su taşımıştır.

Seçim sonrası alınan sonucu başarısızlık olarak gören partililerin ve delegelerin değişim istemesi bir nebze anlayışla karşılanabilir. Ancak 2 Kasım sabahı imza toplamaya kalkmak babalarının ölümünün ertesi günü miras kavgasına tutuşan evlatların düştüğü durumdan farksızdır. Yangından mal kaçırırcasına kurultay arzusunun arkasındaki niyet elbette ki MHP’li delege tarafından tez zamanda kavranmış ona göre duruş sergilemiştir.

Geçmiş yıllarda çok kez gördüğümüz gibi Milliyetçi Hareketin bilge Lideri olayları her zaman önceden sezmiş, tespitlerinde her zaman haklı çıkmıştır. Hatta bu haklılığı zaman zaman Akp’li yöneticiler tarafından itiraf edilmiş olup en önemlisi de biz Ülkücülerde bu olaylara şahit olmuşuzdur. Bu nedenle böyle bilge bir lider ‘’Önce Ülkem ve Milletim Sonra Partim ve Ben’’ İlkesinin gerektirdiğini gerekirse zamanı geldiğinde yapacaktır. Bunu aslında muhalifler de çok iyi bilmektedir. 

Ülkücü Harekete yönelik bunca saldırı ve fitne varken biz Ülkücülere yakışan sabırla beklemektir Peygamber Efendimiz’in (sav) hadis-i şerefinde belirttiği gibi ‘’Fitne Vakti Atlı atından insin, koşan yürüsün, yürüyen dursun, duran otursun’’ 
Yine genel başkan adaylığı için bir birinden değerli üç ismin adı ön plana çıkmaktadır, belirtmeliyim ki partimize geçmiş dönemde yaptıkları hizmetlerden dolayı hepsine ayrı ayrı saygı duymaktayım ve hepsine hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim. Ama unutulmamalıdır ki Milliyetçi Hareket Partisinin genel başkanlığı bizler için kutsal bir makamdır ve bu makamı bırakın temsil etmek bu makam için aday olmak bile bir şereftir ve bu makamın kriterleri vardır. Naçizane bir eleştiride bulunmadan önce hem Ülkücü geçmişi hem de çizgisinde kırık bulunmamasından dolayı sayın Koray Aydın’ı bu eleştirinin dışında tutuyor lakin 4 Kasım 2012 tarihinde yapılan 10. Olağan Kurultayda kredisini kullandığını düşünüyor kendisini de Lidere karşı vefaya davet ediyorum.

Milliyetçi Ülkücü Hareket yaklaşık yarım asırlık geçmişi olan mazisinde onca badireyi kanla, gözyaşıyla ve sıkıntılarla atlatan kutlu bir davadır. Bilinmelidir ki bu davanın liderliği de Milliyetçi Hareketten başka yerlerde siyaset yapmış ve siyasetin bir gereği olan başarı için partimize davet edilmiş olup hizmet yılı iki elin parmaklarını geçmeyen kişilere emanet edilemeyecek kadar önemli bir makamdır.

Ama ne acıdır ki parti için muhalefetin sesi olan başta Habererk ve Yeniçağ gibi medya kuruluşları geçmiş seçim dönemlerinde gerek yapılan haber gerekse yazılan köşe yazılarıyla MHP’de Ülkücülerin aday yapılmadığı ve partiden dışlandığı gibi iftiralarda bulunanların bugün Ülkücü geçmişi olmayan olsa bile çizgisinde bir çok kırık olan sayın Meral Akşener’i (Meral Abla) Ülkü abidesi gibi lanse etmeleri ve adayların Ülkücü olmadığından dem vuranların Milliyetçi Hareketin genel Başkanlığına Ülkücü olmayan birini yakıştırıp desteklemeleri de tam anlamıyla akıl tutulmasıdır.

Başta yaşadığım il olmak üzere Türkiye genelinde dost meclislerinde yaptığımız sohbetlerde öğrendiğimiz kadarıyla Milliyetçi Hareket Partisinden seçilerek bazı makamlara gelmiş Belediye Başkanlığı Milletvekilliği vs yapmış daha sonra aday gösterilmediği için partimize her türlü ihaneti etmiş ve bu ihanetleri ispatlanmış kişilerin sırf koltuk ve makam için değişimi dillendirip sayın Akşener ve sayın Oğan’ın yanında yer alıp imza toplama konusunda aracılık yaptıklarını duymak Meral Ablaya ve Sinan Oğan’a olan güvenimizin zedelenmesine ve onlara olan bakış açımızın değişmesine neden olmaktadır.

Milliyetçi Ülkücü Hareket yedisinden yetmişine, seçmeninden delegesine, gönüldaşından liderine büyük bir ailedir. Ancak bu aile içinde hiçbir zaman yer almamış MHP’ye hiçbir zaman oy vermemiş kişilerin değişimi istemesi ve lideri eleştirmesi hadleri de hakları da değildir ve bu tam bir aymazlıktır. 

Yine yaşadığı bölgede kendini Ülkücü ve MHP’li olarak tanıtan teşkilatın bazı kademelerinde görev yapmış olan ama ne acıdır ki başta yerel seçimler olmak üzere geçmiş dönemlerde Milliyetçi Hareketten başka her partiye oy vermiş kişilerin Milliyetçi Hareketin Liderini eleştirmeleri ve değişim istemeleri en hafif tabiriyle şerefsizliktir.

7 haziran seçimlerinde kazanılan milletvekilliğini kendi marifeti sayıp başarıyı kendi hanesine yazıp teşkilatı hiçe sayanların 1 Kasım seçimlerinin sonucu kaybedilen milletvekilliğinden Genel Başkanı sorumlu tutup bunun propagandasını yapması ise tam anlamıyla alçaklıktır.

Bu kapsamda gerek sosyal medyada, gerek köşe yazılarında gerekse dost sohbetlerinde hiçbir Ülkücünün genel başkanımız başta olmak üzere adaylık için adı geçen değerli şahsiyetler hakkında karalayıcı, hakarete varan aşağılayıcı söz kullanmamaları ve iftira atmamalarını en önemlisi de fitne ateşini harlamamalarını rica ediyorum.
Ve son olarak gerek özel hayatımda ki problemlerim gerekse bu açıklamamın siyasi beklenti açıklaması izlenimi yaratmaması için İlçe Başkanlığı görevimden istifa etsem de Üst kurul delegesi olarak oyum, tavrım ve tarafım Milliyetçi Hareketin İlkeli ve Dürüst Lideri Sayın Devlet Bahçeli’den yana olacaktır. 
Saygılarımla
Ahmet Yaşar Meral
MHP Üst Kurul Delegesi 


Editör: TE Bilişim