‘ Nice nice 15’inci Yıllara KESK!
 
 
   KESK’in kuruluşunun 15. yıldönümü tüm emekçilere kutlu olsun dileklerimi iletirken konfederasyonumuza yönelik provokasyonlar ve komplolar karşısında tüm üyelerimizin uyanık olmasını önemle belirtirim. 
      Konfederasyonumuz, 11–12 Kasım 1995’te Ankara’da 28 sendikadan 500 delegenin katıldığı (Delege olarak Niğde yi temsil eden 6 delegeden biriydim!) “Konfederasyonlaşma Tüzük ve Kuruluş Kurultayı” ardından, 8 Aralık 1995 tarihinde kurulsa da KESK’in tarihi elbette 15 yıldan ibaret değildir. Emekçilerin Türkiye’de hak ve özgürlükler mücadele tarihi çok gerilere gitmektedir. Çünkü KESK’in tarihi bir anlamda ülkemizde demokrasinin de tarihidir.
        Kuruluşundan   bu yana önümüze çıkartılan tüm engellemelere, baskı ve zorlamalara, binlerce üyesinin ve yöneticisinin sürgüne gönderilmesine, en son iki sendika genel başkanının görevden atılmasına, MYK üyelerinin tutuklanmasına, işyerlerinden uzaklaştırılmalarına, örgütlenme alanlarımızın neredeyse kuşatma altına alınmasına içerden ve dışardan saldırılara maruz kalmasına rağmen ilkelerinden taviz vermeyen konfederasyonumuz KESK, bugün artık bir kısmı aramızda olmayan binlerce arkadaşımızın emekleriyle, ödedikleri bedellerle bugüne gelmiştir.
     Değerli Dostlar, Kriz bahane edilerek yeni bir saldırı dalgası geliştiriliyor. Yüz binlerce emekçi işten atıldı, işten atılmalar devam ediyor. AKP, bırakalım yeni istihdam alanları açmayı, işsizlik fonunda biriken paralarımıza bile göz dikiyor. Doğalgaz, elektrik, ulaşım, su, temel gıda maddeleri, haberleşme gibi neredeyse her şeye zam üstüne zam yapılıyor. 1994, 1999, 2001 krizlerinin faturasını emekçilere çıkaran sermaye, yeni krizin faturasını da kendisi ödemek istemiyor. AKP iktidarı sermayeyi rahatlatmaya, vergi yükünü azaltmaya, borçlarını silmeye, sıfır faizlerle kredi açmaya gayret ediyor. Torba yasalarla kazanılmış haklarımızı geri almaya çalışıyor ve bunun adını da “Kriz Reçetesi” koyuyor! 2/B ile ormanlık alanları ve yeşil alanlarımız talan edilmeye çalışılıyor. Ülkemiz betondan bir yığın haline getiriliyor. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere kamusal hizmetler tek tek ticarileştiriliyor. Saldırı toplumun geniş bir kesimini hedef alıyor. Geçen yıl yürürlüğe giren SSGSS yasası sosyal devleti tasfiye etmenin yeni bir aracı olarak işlev görüyor. Sermaye için sınırsız, denetimsiz dolaşım ve yatırım isteniyor.(Dikensiz gül bahçesi misali) Sağlığımız, bedenimiz, kimliğimiz şirketlerin rekabet alanı haline getiriliyor. Üretmeyen, iş alanları yaratmayan, sınırsız kâr etme özgürlüğüne kavuşan spekülatif sermaye dünya çapında bir krize neden olmasına rağmen, vergilerimiz hala buralara aktarılıyor.
       Böylesi bir dönemde kendi iç dinamikleriyle sorunlarını çözmüş sınıfın diğer kesimleriyle ortak bir zeminde hareket etmenin yollarını ve olanaklarını yaratmış ve kamu emekçileri hareketine ve Türkiye sendikal emek hareketine önderlik edebilecek sağlamlığa gelmek her zamankinden daha önemli bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu anlamda 08.01.2011 Olağanüstü Genel Kurulumuz (OGK) önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Ancak kapitalizmin pervasız saldırısına karşı daha güçlü, diri ve kesintisiz bir mücadele anlayışına hem KESK içinde hem de ülke genelinde ihtiyaç var.
 Krizi biz yaratmadık, faturasını da biz ödemeyeceğiz şiarı geçen yılki mücadelemize damgasını vurdu. Bu yıl faturayı sermayeye ödettirmenin yol ve yöntemlerini ortaya çıkartmalıyız.
       KESK olarak “Başka bir Türkiye, başka bir yaşam, başka bir dünya mümkün” şiarıyla neo liberal saldırıya karşı emeğin ve ezilenlerin direnişini, dayanışmasını ve mücadelesini örgütleme kararlığı ve inadını sürdüreceğiz. Farklılıkların bir arada kardeşçe yaşadığı, adaletin, eşitliğin, özgürlüğün ve demokrasinin yeşerdiği, barışçıl ortamların hâkim olduğu bir Türkiye mücadelemiz; bizi var eden ilkelerimizdendir.
     Değerli emekçiler, Sermayenin görülmedik bir açgözlülük ve kuralsızlıkla, krizin faturasını emekçilere ödetmek istediği, başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere birçok uluslar arası kuruluşun baskı ve tehdit uyguladığı günümüzde, KESK’in önüne koyduğu ve bugüne kadar asla taviz vermeden taşıdığı amaçlar, onun emekten yana ve ilkeli yapısını herkese kabul ettirmiştir.
     KESK üyeleri, yıllardır sürdürülen sendikal haklar ve demokrasi mücadelesinin onurlu, kararlı ve inatçı neferleridir. KESK’in başarısı emekçilerinin başarısıdır. Kamu emekçilerinin umudunun KESK olduğunu unutmadan, bu umudu daha da büyütme göreviyle karşı karşıyayız.
      Meşru ve fiili mücadele ile elde ettiğimiz sendikal hak ve özgürlükler mücadelemiz; kararlılığımızın en önemli göstergesidir. Bu nedenledir ki, KESK, kamu emekçilerinin kitlesel ve emeğin evrensel normları üzerinde şekillenen bir örgüttür.
1- KESK, gücünü fiili ve meşru mücadeleden alır. Baskılara, zorlamalara, yasaklara bu zeminden karşılık verir.
2- Sermayeden ve devletten bağımsız duran KESK, emekçilerin birliğini ve ortak mücadelesini savunur.
3- KESK, demokratik işleyişini temel ilkelerinden olarak kabul eder, uygular.
4-KESK, uluslararası düzeyde temsil edilen tek kamu emekçileri konfederasyonudur.
5-KESK, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesini demokrasi ve barış mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak görür.
6-KESK tarihi, sendikal hak ve özgürlükler ve demokrasi mücadelesi tarihidir.
7-KESK tarihi, baskılara boyun eğmeyenlerin tarihidir.
8-  KESK’in tarihi barışa ve kardeşliğe kararlı yürüyüşün tarihidir.
9- KESK’in tarihi kadınların örgütlendiği ve özgürleşmeye yakınlaştığı tarihtir.
      Kamu emekçileri, iş yerlerinde, sokaklarda, kısacası yaşamın her alanında neo liberalizme, yarattığı tahribata, savaşa, kapitalizme, ırkçılığa ve şovenizme, her türlü ayrımcılığa karşı mücadelesini kararlılıkla yürütecektir.
      Değerli Emekçiler, dışardan ve içerden saldırıların yoğunlaştığı ve KESK i etkisizleştirme programlarının devreye sokulduğu bir dönemde 15. kuruluş yıl dönümümüzü kutluyoruz. Türkiye Emek ve demokrasi      mücadelesinde yaşamını yitiren emekçilerin aziz hatıraları önünde bize bıraktıkları mücadele bayrağını ve mekanizmalarını daha ileri,daha yükseğe çıkarma sözümüzü tekrar ediyoruz.
      KESK’in kuruluşunun 15. yıldönümü tüm emekçilere kutlu olsun derken bir kez  tüm KESK üyelerine provokasyonlar ve komplolar karşısında uyanık olmalarını ve dişlerimizle, tırnaklarımızla kan ve can bedeli bu günlere getirdiğimiz örgütümüze sahip çıkmalarını isterim. 
Editör: TE Bilişim