Muhsin Yazıcıoğlu'nun 5. ölüm yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınlayan BBP BOR ilçesi Belediye Başkan Adayı Samed Yüksel “O, milletimizin baharını müjdeleyen beyaz bir gül ve tam anlamıyla teslim olmuş bir mümindi” dedi.

Yüksel mesajında, “Bugün O'nun ve 5 arkadaşımızın şahadete erdiği 25 Mart'ın 5. yıldönümünü yaşıyoruz.” Diyen Yüksel, şu ifadelere yer verdi:

O, dünlerimizde bizim için efsanevi Muhsin Başkan, müstesna karakteriyle büyük lider ve örnek teşkil eden siyasi yönüyle de Ebedi Genel Başkanımızdı...

O, bizim aynamızdı... O'na bakınca kendimizi görür; O'nda kendimizi bulurduk...

Şahadetiyle birlikte aziz milletimiz ve hatta dünyanın bütün iyi insanları için de ayna oldu... Herkes O'nda kendisinden bir parça gördü, hayal ve ideallerini O'nda buldu...

O, milletimizin baharını müjdeleyen beyaz bir güldü... Masum, temiz, alçakgönüllü ve sevgi doluydu... O, milletimizin son umuduydu...

Onu tanıyanlar bilir ki Yazıcıoğlu'nu davası sadece 76 milyonun davası değildi. Başta Türk-İslam coğrafyası olmak üzere bütün mazlum milletlerin sesi, soluğu olmaya gayret etti ve böyle yaşadı.

Takva sahibiydi, tevazu sahibiydi, sabır ve teenni sahibiydi... Kendisi gönüllerde taht kurdu amma, kurduğu parti rağbet görmedi... Çünkü o, yalan vaadlerle halkı aldatmadı... Tatlandırılmış yalan şerbeti içirmedi kimseye... Aksine kendi çektiği çilelerin saf iklimine çağırdı herkesi...

İnandığı değerler uğruna, hiç kimseye taviz vermeden, hiçbir şeyden korkmadan, “Tek başıma da kalsam inandığım yolda yürürüm” diyen büyük bir dava adamıydı. Onu tanıyanlar şahitlik eder ki Sayın Yazıcıoğlu'nun hayatı büyük çile ve zorluklarla geçti. 10 yıla yakın hapis hayatı yaşadı. Bunun 5.5 yılı hücrelerde geçti, günlerce işkence gördü ve bir gün bile ceza almadan tahliye olduktan sonra hiçbir serzenişte bulunmadı. Onun ağzından şunu duyduk; ”Ne kaderime küstüm, ne devletime, çünkü inanmak, iman etmek varsa bir şeye bedel neyse ona da katlanıp, Ya Rabbi kahrında hoş lütfunda hoş dedim..”

28 Şubat sürecindeki siyasi tavrı ve “ Namlusunu milletine çevirmiş bir tanka selam durmam !” sözü, Türk siyasi hayatına damgasını vurdu. 

Ve tarih 25 Mart 2009, 

Saat 15:06 ! 

Türkiye 3 gün sürecek bir sessizliğe büründü ve kar altına gömüldü. 

28 Mart 2009’ da gelen bir haberle Türkiye gündemi Keş Dağı’na çevriliyordu.

Hayatının son anına kadar yüreği ülkesi ve milleti için çarpan, Anadolu’nun bağrından kopan Şarkışla’lı “Yiğit Adam”, Büyük Devlet adamı; inançlı ve ilkeli siyasi mücadelesini sabırla ve kararlılıkla sürdüren merhum Şehit Yazıcıoğlu'nun vefatıyla Türk milleti çok değerli bir evladını kaybetti.

Yazıcıoğlu, Türkiye’nin yetmişli yıllarında Milliyetçi Hareket Partisi’nin gençlik yapılanması “Ülkücü gençlik” camiası içinde aktif görevler almış bir kişilik olarak biliniyor. Sonrasında, 12 Eylül askeri müdahalesinin ardından cezaevi ortamında karşılaşılan, yüzleşilen yeni durum ve koşullar “Büyük Birlik Partisi”nin temellerini oluşturuyor. Partinin Genel Başkanı olan Yazıcıoğlu, ülkücü camia içinde oluşumundan bu yana süre gelen “Tanrı Dağı kadar Türk mü, Hira Dağı kadar Müslüman mı olacağız?” tartışmasında “Alperen Ocakları” ile yerini ve tutumunu belirliyor. 

Sivas’ın yetiştirdiği değerli isimlerden biri olarak, her zaman Sivaslılar için “iyi bir hemşehri” olarak tanımlanıyor Yazıcıoğlu.

Kimilerine göre devlet içerisinde önemli sorumluluklar almış bazı isimlerin yakın çevresinde adından sıkça söz edilen bir kişilik, kimilerine göre önemli bazı sorumlulukların merkezinde yer almış aktif bir kimlik. Kimilerine göre “devlet adına konumu ve yeri hiçbir zaman ortaya çıkmayacak özel bir insan”.

Fakat her koşulda, kendisini tanıyan herkesin “doğru, dürüst, güvenilir” bulduğu, Türkiye için olduğu gibi Sivas içinde çok özel ve önemli bir insan.

Yazıcıoğlu’nu arkadaşlarıyla birlikte karlı bir Mart gününde karlı dağlara kurban, sonsuzluğa hediye etti bu toplum. 25 Mart 2009 acı bir tarih olarak kazındı ülke tarihimize..

Yazıcıoğlu kişiliği ile kuşkusuz bu ülkenin en değerli politikacıları arasında yer aldı. Örnek bir kişilik olarak bilindi.

Seçim çalışmaları sırasında Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesindeki mitinginden ayrıldıktan sonra dağa çakılan, Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin yaşamlarını yitirdiği (kaza demekte zorlanıyorum) olay sonrası, Türkiye ne yazık ki bu konuyu aydınlığa kavuşturamadı ve devletin itibarı Çağlayancerit’te karlar altında kaldı.

Merhum Bilge Lider Muhsin Yazıcıoğlu, Allah'ın razı olduğu işleri yapmaya çalıştı, olmadığı işleri yapmaya asla razı olmadı. Allah'ın izniyle biz de bu davayı daima yaşatacağız, çünkü bu dava biliyoruz ki Allah(c.c.) davasıdır, bu dava hak davasıdır, bu dava millet davasıdır. İnşaAllah sonuna kadar hem şahadet sürecinin takipçisi olacak, aydınlanana kadar peşini bırakmayacağız, hem de onun ve hepimizin davası olan bu hak dava için milletin muktedir iktidarını gerçekleştirene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Bu vesileyle, inandığı değerler uğruna Keş dağlarının kanlı çukurunda kalmayı göze alarak şaibeli bir kaza sonucu hayatını kaybederek ŞEHİT olan EBEDİ LİDERİMİZ Cennet Mekan Muhsin Yazıcıoğlu'na, dava arkadaşlarımız BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ'a, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı'ya, Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya'ya, gazeteci İHA muhabiri İsmail Güneş'e ve pilot Kaya İstektepe'ye Rahmet-i Rahman’a kavuşmalarının ve Hakk’a yürümelerinin 5. Sene-i Devriyesinde Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Büyük bir sevdalısını ve gönül adamını Hakk’a uğurlayan aziz Türk milletine, tüm dava arkadaşlarıma, Büyük Birlik Partisi mensuplarına ve kederli ailelerine sabır, metanet ve başsağlığı diliyorum.



Editör: TE Bilişim