"Her gün bir yerden göçmek 
Ne iyi 

Her gün bir yere 
Konmak ne güzel 
Bulanmadan, donmadan 
Akmak ne hoş 

Dünle beraber 
Gitti cancağızım 

Ne kadar söz varsa 
Düne ait 
Şimdi yeni şeyler 
Söylemek lazım "

[Mevlâna]
 
MHP mevcut kurumsal yapılanması, kadroları, siyaset yapma/yapamama pratiği,güncellenememiş, milli düşüncedeki gelişmeleri meczedememiş , donmuş nazarîyesi  ile gelinen noktada büyük bir siyasal kriz, temsil krizi ile karşı karşıyadır.Siyasi sorunların çözümü her zaman siyasidir. Siyasi sorunları hukuku araçsallaştırarak çözmeye çalışmak hem hukuk kurumuna olan güveni azaltır, yıpratır hem de siyaset müessesesine olan güveni tüketir.Temsil krizi ve sorunlar yaşandığında başvurulacak yer halkın ve delegasyonun hakemliğidir.

Uzunca yıllar, üst makamlarda MHP liderliğinin ve genel merkezinin tensibi ile yüksek seviyede görevler icra etmiş milliyetçi tabanın tensip ettiği ve  desteklediği adayları, soğuk savaş söylemi ile  tekfir etmek ve yok saymak demokratik ahlak ve teamüllerle çelişir.Mantık olarak da söyleyeni mesul tutar.

Böyle idiyseler, bunca  zamandır nasıl göremediniz? Ya da bize şaka mı yaptınız.?

O zaman yönetme ehliyeti ve ferasetinizden söz edilemez.

Hiçbir gerekçe bu tavra ve tutuma kılıf yapılamaz.

Farz-ı muhal bahsettiğiniz mahzurlar varsa kısa bir zaman önce sizi seven ve seçen, her zaman size gönülden bağlı  MHP delegasyonuna bu durumu arz ettiğinizde değerlendirebilme müktesebatlarından  ve yeterliliklerinden neden çekinilir.?

Bu tabloda MHP genel merkezinin bütün gücüyle direnişini sürdüreceği aşikârdır.

SORUNU OLAYLAR VE POLEMİKLER ÜZERİNDEN ANLAMAYA ÇALIŞIYORLAR
Sorunu ısrarla kişilerle alakalı olarak görüyorlar, olgular üzerinden değil, olaylar ve polemikler üzerinden anlamaya çalışıyorlar. Yanıldıkları nokta burası.

Oysa ki sosyolojik bir süreç ve dinamikle karşı karşıyayız.

Türk milliyetçisi taban artık sert şiirler, sloganlar, belagatlı özlü sözler ve dualarla, aforizmalarla düşünüp dünyayı algılamıyor.Bunu yeterli görmüyor. MHP'nin bir fikir kulübü veya dernek gibi görünmesinden, sistem ve devlet siyaseti  reflekslerine göre konumlanmasından [=ki bunu tayin eden siyasi kadrolardır] rahatsızdır.

Zira Türkiye'nin  siyasi, askeri, stratejisinin, güvenlik mimarisinin eksikliklerini aksaklıklarını eleştirip aşabilecek sivil kadroları ve müesseseleri, stratejistleri vardır.

Yüzyılın başındaki gibi iktidar ve başat siyasal düşünce  olarak Türkiye'ye yön vermek istiyorlar.

Türk milliyetçiliği yüzyılın başında İslamcılık ve Batıcılığı teorik planda yenilgiye uğratabildiği içindir ki kurucu ideoloji olabilmiştir.

Bugünkü dünya ve bölgemiz konjonktüründe siyasal İslâmın bütün önermeleri Ortadoğu denkleminde ve Türkiye'yi yönetme pratiklerinde yanlışlanmış, duvara dayanmıştır.İstemeseler de artık belagat ve hamasete dayalı yaklaşımların  reel politik karşısındaki hüsranını gördüler/ hep beraber gördük.Bu yüzden kurucu düşüncenin dış politik perspektifine ve tahlillerine bakarak yeniden rota belirlenmeye çalışılıyor.Doğru ve yerindedir.Olması gerekendir.

Bu yeni durumu yönlendirebilecek milli stratejik akıl ve birikim Türk milliyetçisi kadrolarda vardır.

Bu birikimin siyasal temsil yoluyla sürece müdahil olması Türkiye açısından bir zarurettir.Seçmenin %60 bloğu  milli ,müdafa'a-yi hukukçu, merkez sağ ve merkez sol seçmen bu yeni tablo ile yakından ilgilidir.

Ortaya bu siyasal perspektifi, programı ve kadroları koyacak bir yeni yaklaşıma ihtiyaç vardır.

BUNUN KİM NERESİNE İTİRAZ EDEBİLİR?
Milli, demokratik, şahsiyet odaklı, aklı, akleden kalbi , derin bir metafizik ve estetik içerisinden manevi tecrübeyi ve kutsalı, özümseyen, yorumlayan,özgürlükçü, çoğulcu, yeni bir paylaşım ve üretim kültürünü ıskalamayan, geliştiren, kimsesi olmayanların kimsesi bir cumhuriyet idealini hedefleyen yeni bir milli dinamik vardır.

Kadınlar, dezavantajlı toplum kesimleri, doğa ve ekoloji bu yeni siyasal dilin bileşenleri ve paydaşları olmalıdır.

Kongrelere hanımlarınızla gelmelisiniz / gelebilmelisiniz artık.

Erkek erkeğe davacılığın devri kapandı.

Yurttaşı, yurttaş hukukunu, hukuk devletinin mihveri yaparak, kamucu kaygıları, sosyal devleti bir an olsun gözden kaçırmamak lazım.

Akademik, bilimsel, siyasi müdahalelerden uzak özerk bir çağdaş eğitim düzeni, a' dan z'ye hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını gözeten bir hukuk reformu, toplumsal gelişmenin ana dinamiklerinden biri olarak bilim,kültür ve sanatı gören bir anlayış.

Milliyetçilik, [MHP çizgisi] geçen 47  yıl içerisinde ikinci ,üçünü nesillerini yetiştirdi.Hâla ilk kadroların değişime direnmesi ve yetmişli yılların jargon ve söylemiyle siyaset yapma gayreti sistemi tıkamaktadır.Yaşadığımız siyasal , toplumsal ve kültürel, sosyolojik ritim ve hızla senkronize olabilecek, o hıza uygun etkili refleksler üretecek bir yeni kuşağın sorumluluk alması kaçınılmazdır...

Biz ve bizden 10 yaş üstü kuşak bile 10 yıl sonra bu periyodu tamamlamış olacak.

Bu kadrolar yalın ayak gezip elektriğini, heyecanını  toprağa çime versin diyemezsiniz.

Bu kadrolar kolay yetişmedi. Üç tane Türkiye idare edecek birikimden bu ülke istifade etmeli.

Bu kuşaklar ülkeyi yönetme ve Türk dünyası kaygısına yurtta , köhne öğrenci evlerinde başladılar.Her birinin tecrübesi en az 30 yıllıktır.Her türlü deneyden, deneyimden geçmiş, uluslararası tecrübe edinmiş kendisini ispat etmiş bu insanlara haksızlık etmiyor muyuz?

ZENGİN İNSAN POTANSİYELİNİN SİSTEME DAHİL EDİLMESİ GEREKİR
MHP, kendi tabanının görüş ve düşüncelerini siyasal dile ve sisteme aktarmakta sorun yaşamaktadır.

MHP 'de siyaset yapan  geleneksel kadroların çocukları veya torunlarının donanım ve milliyetçilik kavrayışı , ifade tarzı bakımından baba ve dedelerinden fersah fersah ilerdedir.

Bu yeni profilin eğitim düzeyi, akademik başarısı son drece yüksektir.Görünürde değildirler.Ama çok geniş bir yelpazeye sahiptirler. ABD'den Japonya'ya kadar pek çok akademide ve önemli kurumda üst düzey sorumlulukları vardır. Ben her yurtdışı ziyaretimde gözlemeye, temas kurmaya çalışıyorum keza arkadaşlarımdan takip ediyorum.

Bu zengin insan potansiyelinin bir an  önce sisteme dahil edilmesi gerekir.

Yapıyı sürükleyen kadrolar bu şekilde oluşturulmalı.Ardından bütün sosyal kesimler tabi ki bu yapının etrafında yerini almalıdır.Siyaset sırf bir elit yeterlilik arenası değil aynı zamanda temsil mekanizmasıdır.

Geleneksel ilmî Türkçülük / Türklük bilim temeline dayalı Türk dünyası perspektifi festival ve ritüel boyutunda bile kalmadı. Bu Türk  milliyetçiliği düşüncesi açısından son derece tehlikeli bir tablodur.

Bilim adamları, kültür adamları ile istişare ve etkilenme mekanizmaları kapalıdır.

MHP muhalefeti için tek bir yol vardır çağrı yapıyorum.

Bir hafta süreyle bir otelde bütün adaylar sırayla kendilerini programlarını ve eleştirilerini yapsınlar, herkes dinlesin sorsun tartışılıp bir karara varılsın.Dünyada büyük gelenekleri olan partilere baktığınızda bu sürece çok zaman ve mesai ayırdıklarını görüyoruz. Otel ve toplantı seçeneği uygun görülmezse medya mahreçlerinde sosyal medyada bu görüş ve düşünceler, açıklıkla ifade edilmelidir.

Kaçıncı kez yazıp söylediğimi hatırlamıyorum bile.

MHP'nin sorunu bir kadro değişim sorunu  olduğu kadar her anlamda bir değişim ve yenilenme sorunudur.Sorunlar öyle sihirli değnekle aşılacak cinsten değildir.Bunun ıskalandığını ve yadırgandığını görüyorum.Çok tehlikeli,daha büyük hayal kırıklıklarına sebep olunur.

KİMSE BU ETİK ÇEMBERİ AŞAMAZ, DIŞINA TAŞAMAZ
Ardından kongre, tüzük değişikliklerinde ortak hareket edilsin tarafsız bir heyetle yapılsın.

İkinci tura en fazla kalan adayın etrafında birleşilsin.Kongreden bir büyük mutabakat ve irade topluma heyecan veren bir görüntü ancak bu şekilde çıkabilir.Kimse ötelenmesin.Bu büyük mücadelede herkese yer var. Önemli olan demokratik siyasetin kanallarını açmak, MHP'yi milletle, geniş halk kitleleri ile  daha etkin bir şekilde buluşturmaktır.

Bunun dışındaki her söz anlamsız ve gereksizdir. Başka hesaplarla ilgilidir

Bu siyasi gelenek bir mefkûreye yaslanır.Herhangi bir parti değildir. Bu işe soyunmuş kadrolar için burası bir istasyon değildir.Gördüğüm kadarıyla bütün adaylar büyük bir dirençle mücadeleye devam etme kararlılığındadır.Bu tablonun sağlanmasında en büyük pay kuşkusuz MHP delegasyonuna aittir.Bölünmeye, ayrışmaya, şahsi figür atılmasına tahammülü olmadığını iradesini ortaya koyarak gösterdi.Açık söyleyeyim ben bile bu kadar sağduyulu ve uzgörülü bir davranış beklemiyordum. Türkiye'ye büyük bir demokrasi dersi verdiler.Kırmadan, dökmeden güler yüzlü, ortak iyiyi arayıp bulma ve ortak siyasal iyiyi inşa etme kaygısı hala bütün diriliği ile ortadadır.

Yapılan hatalardan bir özeleştiri yapılarak ders alınmalıdır. 100.000 kişilik stadyumun 1 saatte doldurup 1 saatte boşaltıldığı bir dünyada 1000 delegeye 2 saatte imza attırabilecek organizasyon becerinizi ortaya koymalısınız.

Dünya ve Türkiye bu yeni siyasal yükselişin sözünü duymak istiyor.Lütfen artık tartışmalarda bu beklentiye cevap verilsin.

Delege, mahkeme, madde, asliye hukuk gına geldi millet.Bir de gece kuşağı tartışmacı avukatları, aman Allahım! Yapmayın, videolarınızı lütfen dönün izleyin çok kötü.

Bu sözlerin, Türk milliyetçiliği düşüncesi ve onun millete teklif ettikleri ile bir ilgisi yok.Bu sıcak yaz günüde ben bile kıdemli bir "davacı olarak" bunalıyorum o üsluptan. Sizden bir şeyler duymak isteyen milli duyarlılıkları olan vatandaşa, farklı sosyal kesimlere hitap etmiyor söyledikleriniz.

Kimse bu etik çemberi aşamaz, dışına taşamaz.

Bu irade ve bilinç demir dağları eritir, hiç kuşku duymuyorum.

"Yufka yüreklilerle" çetin yollar aşılmaz.

Bizler de aydınlar olarak bunun arkasındayız.



Kaynak; Kültür Bilimleri Akademisi




 
Editör: TE Bilişim