Niğde Eğitim-Sen İl Temsilcisi M.Emin Bağcı Kesk genel merkezine yapılan operasyon ve tutuklamalar üzerine yazılı basın açıklaması yaptı.

Bağcı açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

Türkiye’nin dört bir yanında üye ve yöneticilerimize yönelen keyfi gözaltı
ve tutuklamalarla kuşatılmaya çalışılıyoruz. Bugün sabah gerçekleştirilen
şafak operasyonu ile Genel Başkanımızın da içinde bulunduğu toplam 71
yönetici ve üyemiz gözaltına alınmıştır.

AKP hükümeti baskıcı ve anti demokratik uygulamalarına boyun eğmeyen ve
sesini yükselten KESK’in üye ve yöneticilerini gözaltına alarak KESK’i
sindirebileceğini ve susturabileceğini sanmaktadır. Uzun bir süredir
konfederasyonumuz üzerinde yaratılan baskılar sonucu toplam 39 üye ve
yöneticimiz tutuklu iken, bugün yurt çapında gerçekleştirilen şafak
operasyonları ile toplam 71 yönetici ve üyemiz gözaltına alınmıştır
Gözaltına alınanlar arasında Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Lami
Özgen’in yanı sıra bağlı sendikalarımızın MYK üyeleri, Şube Başkanı ve şube
yöneticilerimiz ile üyelerimiz bulunmaktadır. Gözaltına alınanların
sayısının artmasından kaygı duyuyoruz.

AKP, sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi veren
herkesi gözaltına almaya, tutuklamaya adeta karar vermiş durumda. Son
dönemde örneklerini sıkça görmeye başladığımız bu tür gözaltıların,
demokratikleşme söylemlerinin arttığı, yeni anayasa tartışmalarının
yapıldığı, “yargı paketleri”nin hazırlandığı bir dönemde gerçekleşmiş
olması dikkat çekicidir. İnsanca bir yaşam ve demokratik bir ülke isteyen
herkes hedef tahtasındadır.

Diğer taraftan yaşanan gözaltılar, bizler açısından şaşırtıcı olmadığı
gibi, yürüttüğümüz kararlı mücadeleden duyulan rahatsızlığın göstergesidir.
Daha öncekiler gibi bugün gerçekleşen gözaltılar da kesinlikle tesadüf
değildir. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın tek ortak noktası yıllardır
kamu emekçileri mücadelesinin içinde kararlılıkla yer almaları ve Kürt
olmalarıdır. AKP, kendisi gibi düşünmeyen Kürt’lerin siyaset yapmasına
tahammül edemediği gibi sendikacılık yapmasına da tahammül edememektedir.
Sadece son bir yıl içerisinde 26 yönetici ve üyemizin tutuklanmış olması
KESK üzerinde yaratılan baskıların sistematik bir hal aldığını
göstermektedir.

Peki, bu bir yıl içerinde neler olmuştur? Kamu emekçileri sendikal
hareketinin kurucusu ve sözcüsü olan KESK, her zaman olduğu gibi kamu
emekçilerinin talep ve beklentileri doğrultusunda mücadelesini kararlılıkla
sürdürmüş, sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelere karşı
durmuştur. Kamu emekçilerinin geleceklerini çalmaya yönelik 4688 sayılı
“sahte sendika yasasında” değişiklik yapan ucube yasaya, eğitimi
ticarileştiren ve dinsel içeriğini artırarak kindar nesiller yetiştirmeyi
hedefleyen 4+4+4 eğitim yasasına karşı etkin bir şekilde mücadele etmiştir.
Ülkede barış ve demokrasinin acilen sağlanması için 3 Aralık’ta on binlerce
insanın emek ve demokrasi güçleriyle birlikte alanlara çıkmasını
sağlamıştır. Sadece kamu emekçilerinin değil, kamu hizmetinden faydalanan
tüm halkın haklarını korumak için 28-29 Mart eylemini, 21 Aralık ve 23
Mayıs grevini gerçekleştirmiştir. Adı toplu sözleşme olan ancak on yıldır
sürdürülen toplu görüşme oyunundan bile daha geri olan düzenlemeye karşı
tüm kuşatma ve baskılara rağmen kamu emekçilerinin sesi olmuştur. Bu
süreçte AKP’nin yalan ve manipülasyona dayalı politikalarını kamu
emekçileri ve halka teşhir etmiştir. KESK’in bu kararlı mücadelesi AKP’yi
son derece rahatsız etmiştir ki, Başbakan ve hükümet üyeleri KESK’i hedef
gösteren açıklamalar yapmıştır.

KESK’E yönelik olarak gerçekleştirilen bu gözaltı ve tutuklama furyasının
tek amacı haklı mücadelemizi yıpratmak ve kamuoyunun kafasında soru
işaretleri oluşturmaktır. Bizleri ve mücadelemizi bu tür baskılarla, göz
altılarla sindireceklerini sananların büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu
bir kez daha ifade ediyoruz.

KESK olarak her şeye rağmen, bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı
mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili
uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sessiz
kalmayacağız. Örgütlü gücümüzün böylesi sindirme politikalarına boyun
eğmeyecek kadar kararlı ve köklü olduğunun bilinmesini istiyoruz.

Üzerimizde yaratılan kuşatmaya karşı tarihsel ve toplumsal
sorumluluklarımız çerçevesinde mücadele geleneğimizden aldığımız güçle
yolumuza devam edeceğiz. Demokratik, barış içinde, eşitlikçi ve özgürlükçü
bir Türkiye yaratma talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Birileri “durmak yok
yola devam” diye dursun, bizler de “yılmak yok mücadeleye devam” diyerek
dimdik ayakta duracağız. Tüm dostlarımızla birlikte bu baskı ve sömürü
düzenine karşı direnmeye devam edeceğiz.

Tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi
vermek olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, KESK üzerindeki
baskılara son verilmelidir.

YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
YAŞASIN KESK!

M.EMİN BAĞCI

NİĞDE EĞİTİM-SEN TEM.BAŞKANI

 
Editör: TE Bilişim