KESK’e bağlı sendikalardan Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız yazılı bir basın açıklamasında bulundu.

 

Yıldız açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

 

Konfederasyonumuz KESK Genel Merkezi, Diyarbakır Eğitim Sen ve Tüm Bel Sen Şubeleri ile Şanlıurfa Eğitim Sen şube binalarına 13.01.2012 Cuma günü  polis baskını düzenlenmiştir. Bugün yaşanan baskınların KESK’le sınırlı olmadığı; siyasi partiler, insan hakları dernekleri, demokratik kitle kuruluşları ve hatta milletvekillerinin evlerine dahi baskın yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. AKP’nin politikalarına muhalefet eden herkes, sudan bahanelerle sindirilmeye ve baskı altına alınmaya çalışılıyor. Ana muhalefet liderine siyasi fezleke hazırlamakla, akademisyenler, gazeteciler, hukukçular, gençler, sendikacılar ve farklı düşünen her siyasetçi, yeni bir gözaltı dalgasının hedefidir. Bu yönelimin toplumu tek tipleştirmeye ve bir baskı-korku imparatorluğu kurmaya yönelik planlı bir stratejinin parçası olduğunu biliyoruz.

 

KESK Baskının; KESK Hukuk ve TİS uzmanı İsmet Aslan’a yönelik olduğu bildirilmesine rağmen tüm KESK binasında arama yapılması talebi KESK yöneticileri ve avukatlar tarafından kabul edilmemesi sonucunda arama, İsmet Aslan’ın çalışma odasında gerçekleştirilmiştir.KESK Uzmanı dışında şimdiye kadar 3 KESK üyesinin (Eğitim Sen üyesi 2 kişi, SES üyesi 1 kişi) gözaltına alınmıştır.

 

"KESK’teki arama sendika çalışanına yönelikken tüm Genel Merkezin aranmak istenmesi ayrı bir hukuksuzluktur. Bu baskının KESK’in yürüttüğü mücadeleden ve son dönemde AKP politikalarına karşı yükselttiği mücadeleden bağımsız olmadığı bilinmelidir.  21 Aralık 2012’de yaptığımız başarılı GREV, TBMM gündemine gelmesi beklenen sahte sendika yasasına karşı ortaya konulmuş mücadele takvimimiz, AKP iktidarını korkutmuştur. Bu nedenle AKP; KESK ve KESK’e bağlı sendikaların meşruiyetini bu tür hukuksuz, baskı ve göz altılarla kırmaya çalışmaktadır.

 

KESK, ücretsiz sağlık ve eğitim hakkı başta olmak üzere; kamusal hizmetlerin topluma devletin asli görevi olarak ücretsiz sunulması konusunda mücadelesini sürdüren en dinamik emek örgütlerinden biridir. Yine bilindiği gibi milyonlarca kamu emekçisini ve ailelerinin yaşamını doğrudan ilgilendiren 4688 Sayılı Yasasında değişiklik yapılması uzun bir süredir toplumun gündemindedir. KESK olarak kamu emekçilerini sefalet koşullarına mahkum etmeye devam edecek olan bu yasa tasarısına karşı mücadeleyi ülke genelinde sürdürecektir. Ancak siyasi iktidar, toplu sözleşmeyi eşit taraflarla değil son sözü kendisinin ya da bağlı/yandaş kurumların söyleyeceği bir mekanizma oluşturmak istemektedir. Yandaş konfederasyon dışındaki diğer sendikal yapıları eritmek, etkisizleştirmek ve bu tür özel operasyonlarla bitirmeyi hedeflemektedir. En son 21 Aralık tarihinde yüz binlerce kamu emekçisi bu yasa tasarısına geçit vermeyeceğini ve sefaleti kabul etmeyeceğini KESK’in çağrısıyla greve çıkarak göstermiştir. 21 Aralık grevimizin hemen ardından ve yasa tasarısının meclis gündemine geleceği bugünlerde ilan ettiğimiz eylemleri yaşama geçirecekken baskının yaşanması ile yönetici ve çalışanlarımızın gözaltına alınması tesadüf değildir.

 

SES olarak; KESK ve KESK’e bağlı sendikalarımızın şubelerine yönelik bu operasyonu şiddetle kınıyoruz.  Gözaltına alınan yönetici, üye ve çalışanlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz operasyonlara son verilmelidir. Hiçbir baskı ve yıldırma operasyonu bizleri; sendikal hak ve özgürlüklerin kazanıldığı, emeğin özgürleştiği, barış içinde yaşanılan demokratik bir ülke yaratma mücadelesinden geri adım attıramayacaktır.

 

AKP Hükümeti bilmelidir ki; yirmi yılı aşkın süredir onlarca hükümete karşı bu mücadeleyi her türlü baskıya rağmen bugünlere kadar nasıl sürdürdüysek bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz. 

 

Editör: TE Bilişim