İşçi Partisi Niğde İl Başknı Z.Cem Yıldırım, ülke gündemi üzerine açıklamada bulundu.

 

Yıldırım açıklamasında ; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı ve aynı zamanda Ankara Milletvekili olan Yalçın Akdoğan’ın “ orduya kumpas kuruldu” açıklamasının ardından Eşbaşkan Erdoğan da Ergenekon ve Balyoz davalarını işaret ederek “ davalar, sahte ihbar mektupları, yasadışı dinlemeler ve ayarlanmış yargıyla yürüdü” açıklamasını yaptı. Geçtiğimiz gün bu sefer Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da yine aynı davaları kastederek “ Biz de hata yaptık ” dedi.

 

Bir dönem “ ben bu davanın savcısıyım” diyen, sırf Ergenekon, Balyoz benzeri davalar için özel yetkili/görevli mahkemeleri kuran, savcı Zekeriya Öz’e zırhlı makam arabasını tahsis eden eşbaşkanın bugün geldiği nokta aslında bir çıkmazın göstergesidir.

 

12 yıldır cemaatle birlikte yürüyen, “ ABD ile Türk ordusunu kafesleyen ” ve böylelikle açılımlar için uygun bir ortam sağlayan bu görüntü başbakanın bittiğinin de resmidir.

 

İşçi Partisi olarak, sırası gelmişken,  2007 yılından bu yana söylediğimiz gerçeği bugün bir defa daha tekrar ediyoruz; bu dava siyasi bir davadır. Bu dava Türkiye’nin en temiz insanlarını hedef almıştır. Bu davaların hedefinde TSK ve İşçi Partisi vardır. Amaç Türkiye Cumhuriyetinin Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) kapsamında bölünmesidir.

 

BOP kapsamında iş başına getirilen eş başkan T.Erdoğan’ın da 12 yıl sonra itiraf etmek zorunda kaldığı “ kumpas ” açıklamaları nedeniyle, Ergenekon, Balyoz, Casusluk Davası başta olmak üzere, sahte ihbar mektupları, yasadışı dinlemeler ve ayarlanmış yargıyla tutuklanan tüm yurtseverler derhal ve gecikmeksizin, Anayasa Mahkemesi kararlarına da uyarak, tahliye edilmelidir.

 

Türkiye Barolar Birliği(TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun hazırladığı “ hızlı, pratik ve uygulanabilir hukuki düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesi çabasını” İşçi Partisi olarak destekliyoruz. Feyzioğlu’nun bu gayretinin yolsuzlukların üzerinin örtülmesine etki etmeyeceğini belirterek diyoruz ki; CHP ve MHP başta olmak üzere tüm siyasi partilerimizi, demokratik kitle örgütlerimizi ve halkımızı “Silivri, Hasdal, Şirinyer ve diğer cezaevlerindeki kumpas mağdurları derhal serbest bırakılsın” kampanyasına, ayağa kalkarak destek vermesini istiyoruz.

 

Kumpas mağdurlarının, “ Tahliyeler ve yeniden yargılanmalarla ilgili yolsuzluk unutulacak diye bizim üzerimizi örtmeyin. Yolsuzluklar konuşulmalı ama biz de özgür olmalıyız. Niye burada tutuluyoruz hala. Önce özgürlüğümüz sağlansın”  mesajına kulak verilmesini diliyoruz.

 

Bu vesileyle, 17 Aralık’ta bir kez daha ortaya dökülen AKP-cemaat çatışmasında, herhangi bir tarafın yanında vaziyet alarak siyaset yapılmasının seçimler öncesinde vatandaşımızı, seçmenimizi ürküttüğünü de apaçık görüyoruz.

 

Doğru olan, İşçi Partisi olarak Ağustos 2013’ten bu yana devamlı söylediğimiz üzere, seçimlerde iktidar olmak için öne sürdüğümüz, “ İP-CHP-MHP ittifakını ” yani 10 KASIM 2013’te Anıtkabir’deki Aslanlı Yol’da halkımızın sergilediği gibi, milli-gayri milli temelde güç birliği yapmak, ATATÜRK’TE BİRLEŞMEKTİR.

 

Bu birleşme Ankara’da bir milli Meclis ve Milli Hükümeti kuracak ve Amerika kaynaklı, merkezinde yine AKP’nin yer aldığı, kimi hükümet senaryolarının da önüne geçecektir.”dedi.

 

 

Editör: TE Bilişim