KESK Niğde bileşenlerinden Eğitim Sen ve SES yönetici ve bir kısım üyelerinin  katıldığı uyarı grevi yapıldı.


Sendika binalarından çıkan kamu emekçileri kendilerini desteklemeye gelen yurttaşlarla birlikte Niğde Hükümet Meydanına sloganlar eşliğinde yürüyerek basın açıklaması yaptılar.

Basın açıklaması sırasında "Susma haykır Genel Grev Haktır-Sokağa Eyleme Genel Greve-hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır-Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek-Kamusal nitelikli parsız sağlık/eğitim-Savaşa değil sağlığa/eğitime bütçe-Kahrolsun Ücretli kölelik Düzeni “ şeklinde slagon attılar.


Basın açıklaması öncesi sendika görevlileri tarafından çeşitli bildiri dağıtıldı. Açıklama sonunda  topluluk dağıldı. 

OKUNAN BASIN AÇIKLAMASININ METNİ ŞÖYLE ;

Eğitim ve bilim emekçileri olarak, bugün Türkiye’nin dört bir yanında
haklarımıza sahip çıkmak ve baskılara boyun eğmeyeceğimizi göstermek için
GREVDEYİZ.

AKP hükümeti sermayenin bütün ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamak için gece
gündüz demeden çalışıyor. Patronların taleplerini karşılamak için peş peşe
yasal düzenlemeler yapılırken, kamu emekçilerini sefalet ücretlerine mahkûm
etmekten, kazanılmış haklarımızı elimizden almaktan çekinmiyorlar. 

Yaşadığımız sorunlara çözüm üretmek bir yana, sürekli yeni sorunlarla
uğraşmak zorunda kalıyoruz. Kamu emekçilerinin çalışma ve yaşam koşulları
giderek kötüleşiyor. Angarya çalışma, performans değerlendirme ve benzeri
pek çok uygulama ile yaşamımızı cehenneme çevirdiler. 

9 Yıllık AKP iktidarında, kamu hizmetleri adım adım ticarileştirildi.
Bugün parası olmayanlar eğitim ve sağlık hakkından tam anlamıyla
yararlanamıyorlar. Parasız eğitim, parasız sağlık isteyenler ya polis
şiddeti ile karşı karşıya kalıyor ya da tutuklanarak cezaevine konuyor. 


AKP döneminde, kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalıştırma
daha da yaygınlaştı. Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamaları ile kamu
hizmetleri sermayenin sınırsız talanına açıldı. Esnek, güvencesiz ve
kuralsız çalışma tüm kamu istihdamını ve yaşam alanlarımızı kuşatmış
durumda. 

Hükümetin kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi için çıkardığı yasalar
yetmezmiş gibi, şimdi de kanun hükmünde kararnameler ile sermayeye hizmette
sınır tanımadıklarını gösteriyorlar. Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi,
piyasa mantığıyla yürütülmesi süreci KHK düzenlemeleri ile son aşamaya
gelmiştir. GATS anlaşması hükümleri doğrultusunda çıkarılan 35 adet KHK ile
gerçekleştirilen değişikliklere baktığımızda kamu hizmetlerinin
yürütülmesinde tamamen piyasa dilinin ve özel sektör mantığının egemen
kılınmaya çalışıldığı görülmektedir.




KHK düzenlemeleri ile eğitim, sağlık gibi geniş kamu hizmeti alanları
tamamen piyasaya açılırken, “eşit işe eşit ücret” kandırmacası ile sadece
üst düzey yöneticilerin ücretlerinde iyileştirmeler yapılmış, başta eğitim
emekçileri olmak üzere, kamu emekçilerinin büyük bir bölümünün mali
haklarında herhangi bir değişiklik olmamış, hatta bazı kurum personeli
gelir kaybı yaşamıştır. 




AKP hükümeti, pek çok konuda olduğu gibi, “eşit işe eşit ücret” konusunda
da kamuoyunu yanlış bilgilendirmiş, mevcut eşitsizlikleri gidermek yerine,
KHK düzenlemeleri ile yeni eşitsizlikler ve adaletsizlikler yaratmıştır. 

Devletin anayasal sorumlulukları arasında yer alan yeni istihdam alanları
yaratma, eğitim, sağlık, sosyal gü-venlik ile ilgili görevler yerine
getirilmiyor. Yurttaşı müşteriye, kamu hizmeti vermesi gereken kurum¬ları
ticarethaneye, kamu emekçilerini performansa dayalı çalışan işletme
görevlilerine çevirmeye çalışıyorlar. 

Çalışma bakanı, 657 sayılı kanunu kaldırarak kamu emekçilerinin iş
güvencesini yok etmeyi hedefleyen demeçler verme cesaretini nereden alıyor?
Kimsenin iş güvencemize, kazanılmış haklarımıza göz dikmesine izin
vermeyeceğiz! 


NEDEN GREVDEYİZ?



Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma
koşullarının sağlanması, çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için
GREVDEYİZ.

4/C, 4/B, 50/D, 4924 veya taşeron adı altında sürdürülen güvencesiz
çalıştır¬ma uygulamalarına son verilerek tüm çalışanlara iş güvencesi ve
kadrolu çalışma sağlanması için GREVDEYİZ.



Temel ücretlerin artırılarak, eşit işe eşit ücret sisteminin gerçek
anlamıyla uygulanması için GREVDEYİZ.



Sendikal hakları için mücadele edenler baskı altına alınıyor, sürgün
ediliyor, gözaltına alıyor ya da tutukluyorlar. Hukuksuz, haksız ve
mesnetsiz biçimde yapılan gözaltı ve tutuklamalara son verilmesi, tutuklu
arkadaşlarımızın serbest bırakılması için GREVDEYİZ.




Bugün toplam 33 yönetici ve üyemizin hala tutuklu olması, haklı
mücadelemizden duyulan korkunun ve tahammülsüzlüğün vardığı boyutları
göstermektedir.

Sendikalarımız ve mücadelemiz üzerindeki baskıları, üye ve
yöneticilerimize yönelik sürgün, gözaltı ve tutuklamalara son verilmesi,
anti-demokratik uygulamalara hayır demek için GREVDEYİZ. 

Yıllardır emekçi düşmanı yönetimlerin iktidarda bulunduğu Türkiye’de,
başta biz kamu emekçileri olmak üzere toplumun geniş bir kesimi
anti-demokratik uygulamaların hedefi haline getirilmiştir. 


Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve emeklilik haklarımıza yönelik
saldırılar planlı olarak günden güne artmakta, çocuklarımızın geleceği
piyasanın doymak bilmeyen vahşi ihtiyaçlarına kurban edilmek istenmektedir.

Kamuya yönelik kapsamlı saldırılar sadece biz kamu emekçilerini değil,
kamu hizmetinden yararlanan milyonlarca yurttaşı da yakından
ilgilendirmektedir. Bu noktada KESK ve KESK’e bağlı sendikalar olarak kamu
hizmetlerinin herkese eşit ve parasız olarak ulaştırılması için kamu
hizmetini yürütenlerin ve bu hizmetten yararlananların ortak tepkisini
göstermek önemlidir.




AKP hükümeti geleceğimizi karartmayı amaçlayan emek düşmanı politikalarla,
kazanılmış haklarımızı gasp etmeye yönelik hesaplar peşinde koşmaya devam
ettikçe, çalışma ve yaşam koşullarımızın daha da kötüleşmesi kaçınılmazdır.
Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki, kamu emekçileri bu oyunu bozmaya
kararlıdır. 

AKP hükümetini son kez uyarıyoruz: Emek düşmanı politikalardan vazgeçin!
Kamu emekçilerinin uluslar arası sözleşmelerle sahip olduğu grevi
toplusözleşme hakkını tanımak zorundasınız! Eğer taleplerimize olumlu bir
yanıt alamazsak, eylemlerimizin artarak ve daha da güçlenerek devam
edeceğini buradan kamuoyuna duyuruyoruz. 





Bizler bu topraklarda haklarımız için; insanca yaşam ve daha iyi çalışma
koşulları için; parasız eğitim ve sağlık hakkımız için; eşit, özgür ve
demokratik bir ülke için mücadele etmenin zor, bedelinin ağır olduğunu
biliyoruz. Ancak hiçbir güç, hiçbir tehdit, bizleri yürüdüğümüz yoldan ve
savunduğumuz ilkelerden asla geri döndüremeyecektir. 


NİĞDE EĞİTİM-SEN YÖNETİM KURULU

 

 

 

Editör: TE Bilişim