Milliyetçi Hareket Partisi Niğde İl Başkanı Hikmet Bekil son zamanda Sülema Manastırı ve Akdamar kilisesi ayini, PKK ve siyasi temsilcisi ile yapılan hükümet görüşmeleri üzerine sert açıklamalarda bulundu.
 
Tarih: 16 AĞUSTOS 2010… “Sümela’da 88 yıl aradan sonra ilk ayin” … Bütün basın, medya adeta ağız birliği etmişçesine hep bir ağızdan salyalarını akıtıp el ovuşturarak kıs kıs gülüyorlar. Ne de olsa büyük bir zafer kazandılar. Hem de tartışmaların göbeğindeki şehir Trabzon’da bulunan Sümela Manastırı’nda 88 yıllık hasreti bitireceklerdi. Bitirdiler de! Üstelik başpiskopos Bartalameo’nun yönettiği ayinle kutladılar zaferlerini. 
 
Tarih: 18 EYLÜL 2010… “Akdamar'da 95 yıl aradan sonra ilk ayin…” Aynı boyalı basın ve medya çok değil bir ay önceki habis salyalarını daha da bir köpürterek bu defa da AKDAMAR manşetiyle çıktılar karşımıza. Üstelik bütün milli çizgileri, milli hedefleri yok sayarak. Türk’üm demekten utanan birileri ne yazık ki bu defa da bir avuç Ermeni’ye teslim bayrağını çekivermişlerdi.
  
O kilisede Doğu Anadolu illerimizdeki Ermeni katliamlarının planlarının yapıldığı gerçeği milletimizden saklanarak büyük bir temaşa ve nümayişle bir tiyatro daha sergilendi. On binlerce Müslüman Türk evladının kanının döküldüğü 1915 olaylarında sanki suçlu bizmişiz gibi dolaylı yoldan özür dilettiler devletimize.
 Bütün bunlar yapılırken hemen Akdamar’ın yanı başında bulunan Malazgirt ovasındaki Alpaslan’ın Cuma Namazını eda edip Bizans üzerine hücum etmeden önce hutbe okuduğu camii ise harap ve bitap durumdaydı. Bu camii neden onarılmadı? Neden tarihimizin bu büyük tanığı bizlere kazandırılmadı? O cami bir tarih ve kültür mirası değil miydi?
 
Buradan bir kez daha soruyorum:
Rum ve Ermeni Hıristiyanlarına hizmette sınır tanımayan bu anlayışa dur demenin zamanı gelmedi mi? Daha ne kadar uyuyacağız?
 
12 Eylül 2010 günkü referandum sonuçlarından cesaret alan AKP hükümeti:
ü İmralı canisi ile dolaylı yoldan görüştüğünü itiraf etmiştir.
ü Sözde ateşkes ile PKK’nın siyasallaşmasını kabul ettiğini ilan etmiştir.
ü PKK’nın meclisteki temsilcileriyle yapılan görüşmeler Güneydoğu illerindeki referandum çalışmalarında verilen sözlerin arkasında durulduğunun açık göstergesidir.
ü MHP’nin tabanının kaydığı, kalelerinin düştüğü ve halkoylamasının en büyük mağlubu olduğu yolundaki iddiaların asıl maksadı ve hedefi MHP’nin tasfiyesi ve marjinal hale getirilmesidir.
ü MHP tasfiye olmadan PKK’nın taleplerini karşılanacağı bir sürecin sonuç alamayacağını çok iyi bilen kirli odaklar, MHP’yi hedef alan bu senaryonun faal militanlığına soyunmuştur.
 
Ancak çok iyi bilinmelidir ki
 
ü Bu saldırı ve kampanyaların milli vicdanın sesi ve Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünün temel harcı ve sigortası olan Milliyetçi Hareket Partisini etkilemesi mümkün değildir.
ü Bu kale teslim alınamayacaktır. Bunu bekleyen ve ümit edenler hüsrana uğrayacaktır.
ü Milliyetçi Hareket Partisi önümüzdeki karanlık dönemde büyük bir aile olan Büyük Türk Milletinin milli birliğinin temellerinin sarsılmasına, Türkiye’nin etnik temelde ayrışma, çatışma ve bölünme sürecine mahkûm edilmesine hiçbir şart altında izin ve geçit vermeyecektir.
ü Milliyetçi Hareket Türk Milletinin birliğini, bin yıllık kardeşliğini, huzurunu ve güvenliğini korumak için önümüzdeki dönemde sarsılmaz bir irade ile fütur getirmeden üzerine düşen görevi yapmaya azimli ve kararlıdır.
 
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
 
 
Editör: TE Bilişim