Cumhuriyetimizin yıkıldığı, vatanımızın bölünme ve milletimizin dağıtılma saldırısıyla karşı karşıya olduğu yurdunu seven ve savunan aydın insanların hapislere atıldığı karanlık koşullarda bir 19 Mayıs'ı daha yaşıyoruz.
24 Ocak kararlarıyla, küreselleşme adı altında, batının emperyalist saldırısı karşısında savunmasız bırakılan, “ ulusalcı dalgayı aşacağız ”, “ Türk tarihinin hakkından geleceğiz ” açıklamaları ve Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bölünmeye çalışılan ülkemiz bugün, milli bayramlarını kutlayamaz duruma sürüklenmektedir. Kuşkusuz milli bayramlarımızın yasaklanması, içeriğinin değiştirilmesi ya da sulandırılması hep aynı planın parçasıdır.
19 Mayıs bir başlangıçtır, ulusal bir bayramdır ve dünyadaki tüm ezilmiş ve sömürülmüş ulusların kendilerine örnek aldığı zaferin simgesidir. 19 Mayıs, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş müjdecisidir.
19 Mayıs ile başlayan süreç, yüzyıllardır Türk milletinin kaderine hükmetmiş olan padişah iradesine karşı, egemenliğin kayıtsız ve şartsız millette olduğu Türk devletinin kurulmasına yol açmıştır.
19 Mayıs M.K. Atatürk’ün daha 25 yaşında sınırlarını çizmiş olduğu Misak-ı Milli’nin hayata geçirilmesi için atılan mücadelenin ilk adımıdır.
19 Mayıs manda isteyen toplum önderlerine ve sözde aydınlara karşın, tarihin hiçbir döneminde esaret altında ve sömürge olarak yaşamamış Türk halkına güvenen bir tutumun başarısıdır.
19 Mayıs, Türk Devrimi’nin adıdır. Devrimimizi kimse yasaklayamaz.
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızın 93’üncü yıldönümünü pasta keserek kutlamak isteyenlere karşı, geçmişe oranla daha bilinçli, iyimser, coşkuyla, umutla cesaretle ve Türk Bayraklarımızla alanlarda kutlayalım.
