Hepiniz yıllardır onu çok iyi tanıyorsunuzdur. Bense, Ömer Fethi Gürer’le “Bor Şehri/Kasabadan Kente” kitabını yazdığı yıllarda, on yıl önce tanıştım. Hemşeriymişiz! Telefonla aramış, benden de bu kitapta yayımlamak üzere biyografimi istemişti. E-posta yoluyla ilettim. Kitabı basılır basılmaz da imzalı olarak bana geldi, mutlu oldum.
Daha sonra gel zaman git zaman, o durmamış, “Kapadokya’nın Başkenti” kitabını yazmış, beni de imza gününe davet etmişti. Gittim. Cankurtaran’daki Niğde Eğitim ve Dayanışma Derneği salonunda kendisiyle yüz yüze, başka hemşerilerimizle de tanıştım, konuştuk, hasret giderdik! Sonra Niğde’nin sorunlarını konuştuk. Herkes söz alıp konuşuyordu. Ben de söz aldım, konuştum, Gürer’i kutladım, yaptığı işin önemine değindim. Niğde’nin tanıtımı için Niğde’nin kültür sanatına sahip çıkılması gerektiğini, Niğde’nin yetiştirdiği sanat edebiyat adamlarından yararlanmak gerektiğini vurguladım. Kişisel olarak da Ebubekir Hazım Tepeyran’ın Niğde’nin yetiştirdiği devlet adamı, eski Niğde Milletvekili olmasının yanı sıra, 20. Yüzyıl Türk edebiyatında ilk köy romanı “Küçük Paşa”yı yazarak edebiyat tarihine geçen çok önemli bir edebiyatçı olduğunu dile getirdim. Onunla ilgili bir roman yarışması açmayı düşündüğümü, Tepeyran’ın torunu olan Oktay Akbal ile de bunu konuştuğumu, onay aldığımı ilettim.
Zamanla bu konuyu Ömer Fethi Gürer’le derinleştirdik, Niğde Kültür ve Sanat Platformu adıyla bir platformun bu yarışmayı, Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle yapılabileceğini öngördük, ne yazık ki olmadı. O dönemin yöneticisi buna çok olumlu bakarken onun yöneticileri istemedi ve o da bizden uzaklaştı. Bununla kalmadı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün web sitesindeki “Niğde’nin Yetiştirdiği Önemli Şahsiyetler” listesinden adımı/biyografimi sildi. Neyse ki buna aldırmadım, gülüp geçtim. Sonra Tepeyran’ın valilik yaptığı 17 ilden biri olan Ankara’da, Ankara’nın kalbi durumundaki Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’la görüşerek bu yarışmayı Niğde Kültür ve Sanat Platformu - Çankaya Belediyesi işbirliğiyle üç yıl gerçekleştirdik. Şimdi iki yıldır Beşiktaş Belediyesi ile sürdürüyoruz. Bu nedenle hem hemşerimiz önceki Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’a, hem de onunla beni tanıştıran eski Niğde Milletvekili Orhan Eraslan’a yeniden teşekkür ediyorum.
Yine Ömer Fethi Gürer’e gelirsem, işte bu yarışmanın Niğde ayağında Gürer vardı ve zaman ayırdı, çaba gösterdi, destekledi, bu konuya inandı, çalıştı, bu işbirliği nedeniyle kendisini tanıdım.
Gürer, önceki yerel seçimlerde Bor Belediye Başkan Adayı oldu, kazanamadı. Ama Niğde için, Bor için çalışmalarını bildiğim kadarıyla hiç kesmedi. İstanbul’da Kartal Belediye Başkan Yardımcılığı yaparken de kafasının bir yanında Niğde vardı, yine Niğde için gazetelerde yazı yazma yanı sıra, Niğde’ye dair birkaç da kitap yazdı. Bildiğim kadarıyla “Niğde Spor Tarihi”, “Niğde Siyasi Tarihi”, “Niğde Söylence-Şaka-Fıkra”, “Kızılca-Bektiklerin Yurdu” adlı kitapları bulunuyor. Ayrıca, 1990’da yayımladığı “Lâfola” adlı bir de şiir kitabı var. Biyografisine bakıyorum da, Niğde’de yayımlanan neredeyse tüm yerel gazetelerde imzası görünüyor. Şiir yazmış, haber yapmış, köşeyazısı yazmış.
İyiniyetli, halkçı kimliğiyle hiçbir ayrım yapmadan halkın sorunlarını dinlemiş, nasıl çözüm bulabilirim diye çaba göstermiş, ilgililere duyurmuş biri. Şimdi 1 Kasım’a giderken CHP Niğde Milletvekili adayı…
Niğdeli birkaç tanıdığımla konuştum, kazanma şansının yüksek olduğu bilgisini edindim. Çünkü ben, tanıştığımdan bu yana geçen sürede izlenimim, bu işi başarıyla yapacağı noktasında. Ama karar verecek olan Niğde. Onun için, hiçbir parti gözetmeden Niğde’ye, Niğdelilere hizmet edeceği kanısındayım. Uzaklarda bir hemşeriniz olarak, Bor’un pazarı geçmeden bunu sizlerle paylaşayım diye düşündüm. Ne dersiniz?
