Şok... Şok... Şok... Önceki gece ‘bir grup Galatasaray taraftarının, Rasim Ozan Kütahyalı’nın lafıyla Atatürk Havalimanı’na akın etmesi ve sonra da  “Ne gelen ne soran var acı geçti günlerim” fonu eşliğinde gerisin geri dönüşleri olayının perde arkasını açıklıyorum.

Daha doğrusu ben değil de bir okurumuz açıklıyor:
 “Değerli yeniçağ gazetesi kütahyalının asparagas bir gazeteci olduğu herkesin malumu ama dün bunu ben yaptığım bir olayla uygulamalı olarak gördüm rok dün spor programında sneijderin galatasaraya geliceğini söyledi halbuki ben internet üzerinden sms atarak durumu bizzat kendim söyledim rasime http://www.e-freesms.com/sms.php bu siteyi kullandığım için telefonuna gelen smsde yabancı numarayı görüp mesajın hollandadan geldiğini sanarak sneijder istanbula geliyor bir arkadaşım görmüş diyerek canlı yayında bunu deklare etti.
(...) 
size verdiğim bilgilerle bunu kontrol edebilirsiniz sizden istediğim bunu haberleştirerek rasimin asparagas kaynaklardan alınan bilgilerle konuştuğunu göstermek saygılarımla” 
Okurumuzun verdiği e-posta adresi ve şifresini kullanarak, Kütahyalı’nın “Sneijder uçakta” iddiasını dayandırdığı tweeti atan Can Sapmaz adlı kullanıcının hesabına girdim. Gece boyunca yaşanan gelişmeleri “kaynağından”  teyit ettim. 
(Kütahyalı da bu en temel, en basit gezatecilik kaidesine uyarak her gün milyonlarca yalan-yanlış haberin üfürüldüğü sanal alemden kulağına çalınanları teyit yoluna gitseydi, bu gülünç durum başına gelmezdi...)
O ana kadar  “Ne olur ne olmaz kimse havalimanına gitmesin” diyen Kütahyalı, Can Sapmaz kullanıcısından gelen  “Rasim bey ben havalimanından size yazıyorum Sneijder şu an burada ve uçağa binip Türkiye’ye geliyor”  mesajı üzerine coşuyor:
- Sneijder geliyor hayırlı olsun. 2 sene sonra bonservisi 12 milyon Euro’ya satariz.
- Bırakın Dopingciyi hem Sneijder hem Carlinhos Galatasaray’da bu sene kesin yarı finaldeyiz...
- Hollanda havaalanindan aldığım habere göre Sneijder’in uçağı az önce havalandı.
- Sneijder şu an uçakta...
Eh haliyle taraftar da dooooğru havaalanına!

 
***

 
“İnternette dolaşan bir iddiaya göre...” dese,  “Bir izleyicimiz SMS attı, Sneijder’in geldiğini ileri sürüyor”  dese yahut en azından Galatasaray Kulübü’ne  “işin aslı”nı sorsa, soruştursa mesele yok...
Ama napıyor Kütahyalı;
Söylediklerinden etkilenebilecek, davranışlarını ona göre şekillendirecek insanlar olabileceğini hiç hesap etmeden,  “bir bildiği var”mış edasıyla, kesin, net ifadeler kullanmayı tercih ediyor.
Uyduruk bir mesaja bel bağlayıp “Çok önemli, çok gizli haber bağlantıları olan her şeyi bilen adam” havasına bürünüyor.
“Duyum”u, öğrenerek, araştırarak elde ettiği “gerçek” gibi sunuyor.
Zaten ne oluyorsa ondan sonra oluyor;
Beyaz TV’de sözüm ona  “Derin Futbol” a vakıf abi pozu kesen Kütahyalı’nın yüzeyde öylece duran gerçeklerden bile bihaber, olduğu,  “bilgi”  diye anlattıklarının kulaktan dolma şeyler olduğu anlaşılıyor;
Ve bir balon patlıyor!
Booooom...

 
***

 
Derler ya bir musibet bin nasihatten evladır...
Galatasaray taraftarına yansıması tatsızdı ama bu vesile ile  “şakacı” arkadaşımız muradına erdi ve Türkiye’de  “haberciliğin” düzeyini gösterdi!
Bir düşünsenize, gazete ve televizyonlarımıza, bu kadar kolay  “yemlenen”, sorgusuz-sualsiz anında  “sazan”  kanalına bağlayan gazetecilik tipi egemen olalı beri, kim bilir kimler, kim bilir hangi  “yalan” haberlerle, ne şekilde mağdur edildi!
Not: E-posta ve twitter alıntılarını müdahale etmeden olduğu gibi paylaşmayı tercih ettiğim için imla ve noktalama hatalarını özellikle düzeltmedim.

Laçiner meselesi...
 
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Sedat Laçiner  “İnsanın Şii olması Hıristiyan olmasından kötü. Çünkü Hıristiyan nihayetinde ehli kitaptır. Üç dinden bir tanesidir. Allah onu selamete de erdirebilir. Belki cennete de koyabilir. Şiide, Alevide sapkınlık var, onda dini bozmaya çalışmak var. Şiiler ve Aleviler cennete gidemez” sözleriyle ilgili bir düzeltme yaptı. Bu ifadelerin kendisine ait olduğunu söyleyen Laçiner, ilgili haberlerde konuşmasının başı ve sonu yer almadığı için yanlış anlaşıldığından yakındı. Dediğine göre bu ifadelerle ortaya koyduğu kendi düşüncesi değil,  “aşırı-marjinal Sünni gruplardaki algı” ydı.
Laçiner’in yukarıdaki sözlerini manşetine taşıyan Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere hakkında yorum yapan bir çok kişi Laçiner’den özür diledi.
Hatırlarsanız, önceki gün ben de bu sözlerden yola çıkarak  “Yezid’den bugüne zerre ” evrim “ belirtisi yok” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Yazıda ne tarihi sürece ne de bugüne dair herhangi bir isim anmadığım ve eleştirimin hedefine şahısları değil bir zihniyeti yerleştirdiğim için kendi adıma özür dilenecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Laçiner’in kendisinin de kabul ettiği gibi böyle düşünen insanlar, gruplar var hâlâ. Daha fenası böyle düşünenler arasında  “rektör”  olanlar, “akademisyen”  olanlar,  “bürokrat” olanlar,  “politikacı” olanlar,  “gazeteci”  olanlar da çıkıyor zaman zaman karşımıza...
Bu kafa hâlâ varsa;
-Sözüm Laçiner’in şahsından dışarı- yazdıklarımın da hükmü var demektir hâlâ!
 
Saltanattan Taraf...
 
Taraf’ta Ahmet Altan ile Yasemin Çongar’ın beraber oturmaya çalıştıkları Genel Yayın Yönetimi koltuğunun yeni sahibi kesinleşti:
Oral Çalışlar!
GDO’lu 68’lilik...
12 Mart sicili...
“Çandar’ın cürüm” ü kontenjanı...
Bir gün ayrıca uzuuuun uzun da analiz ederiz ya; ilk bakışta  “kriterler” yeterli gibi.
Ha bir de, Çongar’ın ABD’deki kariyerini bırakıp gelmesi gibi, koooca Doğan Grubu’ndan  “mini mini Taraf” a transfere atfedilecek “idealizm” unsuru da tamam!
Ben tam  “daha ne olsun” derken, Bengü Türk TV’nin Haber Müdürü Alev Gürsoy “Kerem Altan’ın yerine de Reşat Çalışlar getirilmiş”  diye tweet atınca;
 “Babalar ve oğullar şakası mı bu!”  diye sordum.
Doğruysa Taraf  “hanedan” yahut  “saltanat”  tipi yapılanmayı seviyor galiba!
 

Düzeltme:
 
Silivri yollarından harala-gürele, acel-tecel yazdığım dünkü yazıda 15 Mayıs 1915 olarak andığım İzmir’in işgal tarihini 15 Mayıs 1919 diye düzeltir, benim için utanç verici olan bu hatadan dolayı özür dilerim...