Tayfun mağduru Filipinler’e “yardım elimizi” uzattık; çadır, battaniye, mutfak seti gibi malzemelerden oluşan 65 ton yardım gönderdik!
Oregon’daki Kızılderililere “yardım elimizi” uzattık; 200 bin dolarlık çeke ek olarak okul, su deposu ve konut inşaatlarına destek verdik!
Ekonomik ve siyasi bunalımdaki Gine’nin Bissau Belediyesi’ne “yardım elimizi” uzattık; büro ve topoğrafi malzemeleri yolladık.
Ekonomik krizdeki Ukrayna’ya “yardım elimizi” uzattık; maddi yardım yaptık.
Fakir Kenya’ya “yardım elimizi” uzattık; Garissa’ya tıbbi ekipman yolladık.
Sudan’a “yardım elimizi” uzattık; Darfur’a gıda, kırtasiye ve temizlik malzemeleri ile “hediye paketleri” gönderdik.
Pakistan’a “yardım elimizi” uzattık 45 ton tıbbi cihaz, ek olarak 120 TIR’dan fazla mutfak yardımında bulunduk.
Depremle yıkılan Japonya’ya “yardım elimizi” uzattık; 52 ton gıda, içme suyu, battaniye ve 10 bin iyot tablet yolladık.
Rusya’ya “yardım elimizi” uzattık; battaniye, hijyen seti, çocuk bezi, nevresim, yatak, sünger, mutfak seti gönderdik.
İç savaş kurbanı Libya’ya “yardım elimizi” uzattık; bir fırkateyn eşliğinde 4 milyon dolar değerinde 32 ton tıbbi malzeme, 388 ton temel gıda maddesi, 2 bin çadır, 20 bin battaniye, 72 ton su, 2 seyyar mutfak, günde 10 bin ekmek üretme kapasitesine sahip bir seyyar fırın ulaştırdık. Yaralıları alıp tedavi edilmeleri için Türkiye’ye getirmek üzere özel bir feribot yolladık; kaç sefer yaptığını sayamadık!
Haiti’ye “yardım elimizi” uzattık; deprem dolayısıyla 1 milyon dolar nakdi yardımın yanı sıra 6 askeri kargo uçağıyla 10 ton tıbbi malzeme, sağlık personeli, afet müdahale uzmanı, psikolog, AKUT ekibi, seyyar hastane çadır, battaniye, ceset torbası yolladık, çadırkent kurduk.
Arnavutuk’a “yardım elimizi” uzattık; 7.2 ton gıda, ilaç ve 20 su pompası yolladık.
Kışı şiddetli geçiren Moğolistan’a “yardım elimizi” uzattık; 50 bin dolar nakdi yardım, binlerce battaniye, uyku tulumu ve gıda kolisini içeren 10 ton insani yardım yolladık.
Şili’ye “yardım elimizi” uzattık; 18 ton insani yardım ve 500 bin dolar nakdi yardımda bulunduk.
Kongo’ya “yardım elimizi” uzattık; 36 ton tıbbi malzeme ulaştırdık.
Uganda’ya “yardım elimizi” uzattık; 10 bin dolar katkı sağladık.
Moldova’ya “yardım elimizi” uzattık; 100 bin dolar yardım yaptık.
İsrail’e “yardım elimizi” uzattık; orman yangınının söndürülmesi için 1 CL20 tipi yangın söndürme uçağı tahsis ettik.
***
Velhasıl kelam TİKA daha birkaç gün önce açıkladı; yağmur mu yağdı, sel mi aldı, don mu vardı, ekonomik, siyasi, sosyal kriz mi çıktı Afganistan’dan Gambiya’ya, Somali’den Senegal’e, Myanmar’dan Komor’a, Yemen’den Nijer’e dünyanın varlığından dahi haberdar olmadığımız ülkeleri dahil 49 noktasına “Hızır” misali yetişmiş Türkiye!
Sadece 2012’de “insani yardım” a harcadığı para 2.5 milyar dolar!
Bu performansıyla dünyanın “en yardımsever” 4. ülkesi olmuş durumda!
Gelin görün ki bu cömert, saran, sarmalayan, koruyan, kollayan, istedi mi okyanuslar aşan, kıtalar ötesine uzanan “yardım eli”, -teşbihte hata olmaz- kendi ülkesinde, kendi soydaşlarını 17 gün boyunca “böcek gibi” ezdi?
Niye mi?
Asalak muamelesi görmeleri için; Türk olmaları yetmez mi!
Günlük hayatlarınızdan bilmiyor musunuz siz bu öz vatanında garip düşürülme halini!
***
Neymiş “vize”leri yokmuş giremezlermiş içeri!
Habur’u, Cilvegözü’nü “yol geçen hanı”na döndüren başkasıydı değil mi?
Peki ya Kandil’den gelenlere, Türk katlini “sevap” sayan gözü dönmüş “sözde cihadçı”lara kırmızı halı serenler?
Hangisi buyur edilirken, hangi uluslar arası hukuk kuralına riayet edildi?
***
Suriye en iyi örnek aslında, Doğu Türkistan Türkleri’ne karşı vicdanlarının, insaflarının neden bu kadar çoraklaştığını anlamaya:
Suriye’den gelen Araplara bir an tereddüt etmeden, göstere göstere, övüne övüne ankesörlü telefon, çadır hastane, seyyar mutfak, banyo, sosyal aktivite, eğitim, ibadet, tercümanlık hizmetleri veren birimler içeren çadırkentler inşa ettiler mi?
Ettiler!
Maaş bağladılar mı? Üniversite diploması sağladılar mı?
Her türlü “babalığı” yaptılar!
Suriyeli Kürtlere en son, Diyarbakır’dan Erbil’de kaldıkları kampa ulaştırılmak üzere bir TIR gıda ve giyim malzemesi yolladılar mı?
Yolladılar!
Suriyeli Ermenileri himayelerine aldılar mı?
Aldılar!
Suriye sırında yerinden edilen Iraklılar için dahi seferber oldular mı; 500 bin dolar nakdi yardım ulaştırdılar mı?
Ulaştırdılar?
Pekii Türkmenler için ne yaptılar?
Hiç!
Hatay Milletvekili Şefik Çirkin’in ifadesiyle, “Türkmenlere yaptıkları yardım öyle gizliydi ki, Türkmenler bile göremedi!”
Merak ediyorum TBMM Başkanvekili Merak Akşener devreye girmeseydi, o kadınlar, o çocuklar, o el kadar bebekler beton üzerinde aç-açıkta daha kaç 17 gün geçirecekti?
Merak ediyorum, Akşener arayana kadar İstanbul Valisi’nin bu rezaletten haberi yok muydu yani?
***
Bunun milliyetçilikle, ideolojik önceliklerle, siyasi tarafgirlikle şunla, bunla ilgisi yok; tamamen “ari insan” olup olmak, “adil devlet” olup olmamak meselesi;
Ha sen “milli menfaatler”i her şeyin önünde tutan, üstün ilkeli bir idare olursun, “Benim güneydoğu gibi bir yumuşak karnım var, ucu ‘özerklik’, ‘bağımsızlık’ ilintili bir soruna çıkacak her kişi, kurum, grup, toplum benden uzak olsun” dersin, “diplomatik kriz”e bulaşmamak istersin, -bu bile çoğu kadın ve çocuk hatta bebek olan 35 Türk’e insanlık dışı muameleni haklı göstermez ama- hadi amenna!
İyi de öyle bir duyarlılığın da yok ki senin…
Bodoslama, vizyonsuz, akılsız adımlarınla stratejik çukura gömülmüş haldesin?
Güney Osetya savaşında insani yardım da değil bildiğin Amerikan savaş gemilerini Karadeniz’e soktun, Montrö’yü deldin; az daha hepimizi Rusya’ya yem edecektin!
Irak’ın “idama mahkum edilmiş terör hükümlüsü”nü aldın, ev-bark-koruma sağladın!
Suriyeli teröristleri silahlandırdın, iç savaşı kışkırtayım derken komşunla savaşa girdin!
Şimdi hangi yüzle “Çin’in içişleri” diyeceksin!
Söz konusu olanlar el kadar çocuklar ama iyisi mi sen onları da “terörist” var say; belki o vakit yumuşar biraz yüreğin!
YENİÇAĞ