Sessizliğin sessizce dolaşıp, terör, bomba ve istikrarsızlık bermuda şeytan üçgenine sıkıştırılmak istenen ülkede, isteyenlerin istekleriyle baş başa kaldığı, muhalefetin geçtim iktidar olmayı, aman altımdaki koltuk gitmesin diye ağladığı bir seçimi daha geride bıraktık.

7 haziran seçimleri öncesi ve sonrasında yaşananların genel muhasebesine ve sosyolojik çerçevesine bakacak olursak, binlerce sayfalık kitapların bile yetersiz kalacağının bilinciyle, yok şöyleydi yok böyleydilerin tekrarına da çok gerek yok.

% 50 ye yakın oy oranını tespit edip mahalle baskısından dolayı açıklamaya korktuk diyen ciddi anket şirketlerini dahi düşündüğümüzde, geçirdiğimiz seçim evresini bir kez daha gözden geçirmiyorum desem, yalan olur.

Lakin bir gerçek var ki o da aynı gerçeklik ışığında, gerçekten çok acı…

Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanlığına kaset skandalıyla oturan gerek Sayın Kılıçdaroğlu olsun, gerek Alpaslan Türkeş gibi bir liderin temelini attığını bir mirasın üzerinde duran Sayın Bahçeli olsun, gerekse de PKK’ nın gölgesinde ki Sayın Demirtaş olsun, ilke ve prensipler üzerinde konuşurken; artık çok da ciddiye alınmadıklarının bilincine varmak için, AK Partiye daha kaç seçim kazandıracaklar, merak etmiyor değilim.

Sayın Erdoğan’a atıp tutarken değerli muhalefet liderlerimiz; çileli siyaset sahnesinde Sayın Erdoğan en azından kendi kurduğu ve idealize edip kitle partisi haline getirdiği partisinin birebir sahibiydi, sizler gibi mirasyedi değil.

Kendisini sürekli istifaya davet edip mangalda kül bırakmazken, muhalefet liderliği koltuğunu bile daha bırakma hassasiyetini gösteremezken, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerine alnının teriyle gelip, her seçimde sizleri tarumar eden bir lider karşısında bundan sonra hala muhalefet edeceğinizi var sayıp ciddiye alınmayı bekliyorsanız; ya Halk Partisi isminin halk kısmıyla bir ilginiz yok, ya da egonuz milliyetçiliğinizin önünde derim.

7 haziran seçimlerinde düşen oy oranları karşısında bizzat en yetkili ağızlardan şahit olduğum “biz biraz şımardık galiba halktan gelen mesajı alalım” değerlendirmesi yaparak doğru tespit üzerinden bu günkü başarıyı yakalayan Ak Parti karşısında, sizler seçimin net mağlupları olarak, nasıl bir özeleştiri yapacaksınız merak etmiyor değilim.

Sayın Erdoğan’ın galip parti üzerindeki gölgesini inkar etmesek de, düşen oy oranını görüp seçimlerde ciddi bir performans sergileyen Sayın Davutoğlu’nun da hakkını vermeden geçmeyelim.

Lakin siz muhalefet liderleri lütfen söyleyin bizlere…

Siz neyi hak ettiğinizi düşünüyorsunuz?

Sizin orada kalmanız için seçim sabahı Sayın Cumhurbaşkanının Eyüp Sultan’a namaza giderken Yaradan’a “Allahım bu muhalefeti benden esirgeme, onlar partilerinin başında ben de ülkemin başında kalayım” diye dua ettiği geçiyor içimden, her nedense.

Ama şuna da üzülmüyor değilim…

O koltuk denen vazgeçilmez yapışkandan kalkmamanız bile…

Sayın Erdoğan’ın duasına kalmış ya...

Essahtan üzülüyorum…