Yasama, yürütme, yargı tekelleşti, kuvvetler ayrılığı ilkesi ortadan kalktı...
Yargı tarafsızlığını büyük ölçüde yitirdi… Yandaş hukuk sistemi oluşturuluyor…
Cumhuriyet tarihinin ahenkle dans eden, en uyumlu ikilisi bizde: 
Yürütme “tak” çıkartıyor, Çankaya “şak” onaylıyor…
 “Ergenekon” adında bir kara delik oluşturuldu, gazeteciler, ordu mensupları, paşalar, bilim adamları, rektörler, avukatlar ve pek çoklarını yuttu, daha da kimleri yutacağı bilinmiyor…
Dünyada hiç olmadığı kadar “yandaş ve mütareke basın” ordusuna sahip olduk…
Ekranlarda koro halinde, “demokrasi türküleri” söyleniyor;
“Türk Kürt kardeştir, iki bayrak, iki dil, vermeyen kalleştir”
“Kahramanı kadar, haini de bol bir milletiz” diyen büyük Atatürk, ne kadar da haklıymış!
Sahi ne kadar da çok Atatürk ve ordu düşmanına sahipmişiz, şimdi anladık…
Sayenizde… Hamdolsun!
***
Yasal düzenleme beklenmeden üniversitelerde türban serbest bırakıldı…
Yasalara ne gerek var?
Türban ilköğretime kadar girdi, sırada bebekler var…
 “Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihte aramak lazım gelecektir.” diyen Mustafa Kemal Atatürk belli ki yanılmış!
Özgürlük verdiği kadınlar, “istemezük” dediler…
“Laik- anti laik” olarak bölündük…
Din, hayatın her safhasında siyasete alet edildi...
Din’de riya had safhada…
Dinle uzaktan yakından ilgisi olmayanlar bile dindar kesildi…
Ekrana her çıkanın dilinde “hamdolsun! …
Yıllanmış sanatçı (!) lar, ilâhi kasetleri çıkartmak için birbiriyle yarışıyor…
İkbal’de türbana girdi, kaymak gerdan meydanda…
Cübbeli sarıklı Jet Fadıl, Fadime’nin Müslüm’ü canlı yayınlarda baş konuk…
Ekranlar evlere şenlik! Türkiye’yi tanımayan İran zanneder…
Ne kadar da çok İslam âlimi (!) miz varmış meğer…
Bir tarafta Cübbeliler, diğer tarafta cemaatçiler…
Nurlar içinde kaldık!
Sayenizde… Hamdolsun!
***
Tülay Hergünlü
İstanbul, 26.12.2010
 

-