Aydın Doğan öyle peki ya Fethullah Gülen?

 AKP ile yandaşı çevrelerin hedefinde bu aralar Aydın Doğan var. 

Gerekçe Doğan’ın 28 Şubat sürecinde başrol oynaması ve medya gücünü tabanca misali kullanmasıdır. 

Aydın Bey’i tanırım. 

Onun Posta Gazetesinde Ankara Temsilciliği ve yazarlık yaptım. 

Bizim de Aydın Bey’le paylaştığımız bazı şeyler var ki oradan hareketle Can Ataklı’nın söylediklerinde gerçeklik payı olabileceği kanaatindeyim. 

Velev ki iddiaların merkezinde olan Bahattin Yücel’in üç gün içinde yaptığı farklı açıklamalar da aslında iddiaların teyididir. 

Önce bir tespit yapalım. 

90’lı yıllarda Aydın Doğan gerçek bir medya baronuydu ve güçsüz iktidarları sallayabiliyordu. 

Sadece siyasi iktidarları değil, örneğin 28 Şubat’ın en karanlık günlerinde, kendine Taha Akyol’u kov diyen Orgeneral Çevik Bir’e bile direnebilecek durumdaydı. 

Hülasa 90’lı yıların ikinci yarısında Aydın Bey İstanbul dükalığının astığı astık olan sivil generaliydi. 

Benim bu tartışma süreçlerinde anlayamadığım Aydın Doğan’daki panik halidir. 

Ardı ardına televizyon kanallarına bağlanması ve kendi genel yayın müdürünü bile “Yaptı ise şerefsizdir” diye anında harcaması, içene düştüğü panik halinin yansımasıdır… 

Peki, ama bu panik niye? 

Tutuklanma korkusu mu yoksa hala kapatılamayan ve masada olan vergi cezaları pazarlığının aksama endişesi mi? 

Aydın Doğan cephesini bu şekilde özetledikten sonra gelelim madalyonun diğer yüzüne. 

Doğan’ın o dönem seyri ve misyonu ortada ve haklı olarak sorgulanıyor ama aynı şey Fethullah Gülen için neden yapılmıyor? 

Öyle ya Gülen, Aydın Doğan’ın tersine İslami imajlı bir isim ve Refah partili hükümete yakın olması gerekiyor.

Oysa Fethullah Gülen 17 Nisan 1997’de Kanal D’ye bizzat çıkarak 28 Şubat muhtırası, Erbakanlı hükümet ve asker için şu mesajları veriyor: 

-28 Şubat muhtırasını verenler sevaba girmişlerdir. 

-Askerler sivillerden daha demokrat! 

-Erbakan beceremedi, istifa etmeli. 

-Laiklik hiçbir zaman şimdiki gibi tehlikeye girmemişti. 

Evet, Gülen’in ekranda ettiği sözlerin özeti budur ve isteyen internetten bunlara erişebilir. 

Şimdi soralım Aydın Doğan darbe tetikçisi idi ise Fethullah Gülen nedir? 

Tablo bu ise Aydın Doğan’a kin kusanlar bir söz olsun Fethullah Gülen’e niye etmezler, böyle çifte standart olur mu? 

Bir başka boyut, Ergenekon bağlamında demokrasi havariliği yapan F Tipi Cemaat bu durumu nasıl yorumluyor acaba? 

Susmasınlar eğer 28 Şubat ile bugünkü demokrasi cengaverliği pozları ile çifte standardı izah edemezlerse birileri de çıkar ve onlara “Siz şimdi ABD adına hareket ediyor ve onların operasyonlarına figüranlık yapıyorsunuz” der ise haklı olmaz mı? 

Ey akıl, ey vicdan, ey iman neredesin? 


MHP’li Türkkan’dan ABD’li PKK’lılar yakalandı açıklaması
 

Telefonda MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkan var. 

Şunları söylüyor: 

-“Güneydoğu’daki PKK operasyonlarında teröristlere beraber iki ABD’li Subay yakalandı ama AKP hükümeti bunu gizliyor ve kamuoyuna açıklamıyor. Bu iki subayın serbest bırakılması için ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Orgeneral Mattis ile NATO Komutanı Orgeneral Stavridis Türkiye’ye geldi. Bu bilgi bana emin olduğum kaynaklardan geldi. Konuyu örtbas etme çabaları var, kamuoyunu uyarıyor ve dikkat diyorum...” 

Türkkan’ı Trabzon Talebe Yurdunda kaldığım günlerimden Fındıkzade’den tanıyorum. Boş konuşmayan ve asla şova meraklı olmayan düzgün karakterli bir isimdir ve güvenilir haber kaynaklarına sahiptir. Dolayısı ile böyle bir bilgiye ulaştı ise zerre kuşkum yok, doğrudur. 

Tablo bu ise ey Cumhurbaşkanı, ey Başbakan, ey TBMM, ey Genelkurmay ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli ve ey medya niye susuyorsunuz? 


Gençliğe Hitabe ve Kürtçe marş!
 

Yer: Diyarbakır. 

Demokratik Toplum Kongresi ve Kürdi-Der ortaklaşa bir toplantı yapar. 

Toplantı öncesinde Mahabad Kürt Cumhuriyetinin resmi marşı olan Kürt marşı hep beraber söylenir. 

Marşı söyleyenler içinde halen DTP mebusu olan Hüsamettin Benderlioğlu ile Özdal Üçer de var. 

Evet, yanlış okumuyorsunuz bölünme sürecinde tablo artık marş söylemeye gelmiş ve bayrak dikmeye ramak kalmıştır. 

Tablo bu iken 60 Generali vatan hainliği ve terörist olmakla suçlayan yargımızdan tık yoktur. Evet, bu satırların yazıldığı saate kadar savcılarımız kılını kıpırdatmamış yani soruşturma açmamıştır. 

Ondan daha da vahimi Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni “Allah kelamı değil değiştirilip kaldırılabilir” diye hedef alan Hüseyin Çelik misali AKP’lilerle devleti yönetenler de suskundur. 

Eee Gençliğe Hitabe’yi hedefe oturtursan olacağı budur… Ben Kürtçe marşı okuyanlardan ziyade onlara o iklimi tesis edenlere kızıyorum. 


Sarkozy’e yapılan Erdoğan’a yapılsaydı bunlar olurdu
 

Malum Fransa’da seçim kampanyaları var ve yeniden aday olan Sarkozy ülkesini dolaşıyor. 

Derken bir kasabada muhalifleri tarafından etrafı kuşatılıyor ve dakikalarca yumurtalı saldırıya uğruyor.

Dahası, Fransa Cumhurbaşkanı bu saldırı sonrasında bir bara sığınmak zorunda kalıyor ve tamı tamına bir saat oradan dışarı çıkamıyor. 

İlginçtir bu olaylar sonrasında gözaltına alınan ve tutuklanan bir kişi bile yok. 

Maazallah böyle bir şey Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın başına gelse (ki örnekleri ortadadır) neler mi olurdu? 

-Gazete ve Televizyonların tamamına yakını Başbakan’a linç teşebbüsü edebiyatını yapardı. 

-Protestocuların tamamı gözaltına alınır ve bütün gece falakaya yatırılırdı. 

-Keza bütün protestocular anında gizli örgüt üyesi ilan edilir ve atılmayanlar da dahil olmak üzere yumurta başına 120 ay ceza istemeyle her bir protestocu için davalar açılırdı. 

-Tayyip Bey hemen bu olayın Ergenekon’un tezgahı olduğunu söylerdi. 

Soruyorum hayır bunlar olmazdı diyebileniniz var mı? 

Tablo bu ise Türkiye’deki sözde demokrasi aslında var olan diktatörlüğünün örtüsü değil mi? 

Yeni Mesaj