Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Fethiye’de yaptığı konuşmada CHP’yi Genel Başkanı üzerinden suçlarken, MHP’yi de sanal korku yaparak oy avcılığı yapıyor diye özetleyeceğimiz sözler sarfetti.
Sanal korkunun anlamı benim bildiğim kadarıyla, olmayan yada asla olma ihtimali bulunmayan bir endişe anlamına geldiğidir. Aksini söyleyen varsa iki adım öne çıksın.
Milliyetçi Hareket Partisi, ülke meselelerine aynı duyarlılıkla sahip çıkıp her meseleyle ilgili ayrı ayrı projeler üreten bir ARGE örgütlenmesine sahip ilk ve tek parti olmasına karşın, ülke güvenliği konusundaki  hassasiyetten kaynaklı olduğunu düşündüğüm ve hep de bu yönde öne çıkan, aslında bu anlamda da haksız iddialarla karşı karşıya gelen bir siyasi parti konumundadır. MHP güvenliğe verdiği önem kadar işsizliğe, ekonomiye, sosyal adalete, yoksulluğa, yolsuzluğa ve memleketin başına kabus gibi çökmüş ahlaksızlığa da aynı hassasiyetle yaklaşmakta ve çözüm önerileri sunmaktadır. Bu durumu ben biliyorum, bilmeyene de araştırma yapmasını öneriyorum.
Referandum da 80’ ihtilalini yapanlardan hesap sorma vaadiyle aldığı kısmi MHP oylarını pekiştirmek maksadıyla bundan sonraki hedefinin MHP oyları olduğu belli olan sayın Başbakan, anlaşılıyor ki MHP’ye yüklenmeye seçim süreci boyunca da devam edecek.
Sanal değil gerçek korkudan bahsetmek istiyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi İl yada İlçe teşkilatlarının içinde, yada yanında olduğu faliyetler de gönüllü askerlerin ki haklarında bir değil birkaç soruşturma ve soru işaretleri varken bile askerliklerinin mükafatı olarak istedikleri olmasa bile… ‘Bu askerler yakın zaman da umdukları terfiyi aldılar, alıyorlar. Vekaleten de olsa duygularını tatmin ediyorlar. Asaleten tatmin olmayı bekliyorlarsa da hedeflerine ulaştılar’ geçici işçilerden tutunda, okul müdürleri, daire müdürlerine kadar telefon talimatlarıyla davetiye çıkardıkları biliniyor ve şahit olunuyor. Zaten geçim derdiyle uğraşan, asgari ücret alan ve insan onurundan uzak şartlarda çalışan gariban müteahhit işcilerine;  Siz AKP ye üye olacaksınız aksi taktirde arkanızda duramam üzerimde Parti teşkilatının baskısı var. Kadın kollarında çalışacaksınız yada… Okul müdürlerinin faaliyete katılmayanlarına, Hocam sizi falan faaliyette göremedik bakın bundan sonra… Şeklinde konuşma yapmak ne demektir peki… Peki hangisi sanal, hangisi gerçek… 
Alenen tehdit edip işten men etmek yada görevden almak mı?
Yoksa…
ülkenin bölünme tehlikesi mi sanal olan?
İki dil mi sanal olan?
İki bayrak mı sanal olan?
Ülkenin bölünme ihtimaline karşı 'duyarlı ol' uyarısı mı sanal olan?
AKP gönüllü neferlerinin yaptıkları durum sadece benim değil Niğde kamu oyuynun bildiği ve konuştuğu konulardır…
Evet Bu sosyal bir basınçtır ve tam da AKP’nin sorunudur… Veee Sanal değil, gerçek tehdittir, sayın Başbakan…
Haziran 2011 genel seçimleri  ülke geleceğinin önemli mihenk taşı diye düşünüyorum.
Sadece 4 yada 5 yıllık bizi yönetme yetkisi değil bu yaşanılacak seçim. Bu seçim Önümüzdeki 20 - 50 yılın kaderinin seçimi olacağını bireysel olarak düşünüyorum.
Konuyu Yüce Türk Milleti ve Niğde Halkının ferasetine bırakıyor, Saygılar Sunuyorum.
[email protected]. 17/01/2011