Aslında Akkaya baraj mıdır, gölet midir? Bence bu ismin fazla bir önemi yoktur. Ama şu bir gerçektir ki, kültür ve medeniyetin beşiği Niğde, Akkaya barajı sayesinde hak ettiği yeri bulur ve burası bir kuş cenneti olabilir.
Akkaya barajı denince, insanların çevresinde gezindiği, yeşil çimenlerin üzerinde, çam ağaçlarının gölgesinde oturduğu, rengârenk ışık spotlarının aydınlattığı, cennet misali bir yerden bahsediyorum.
Niğde merkez, Fertek, Koyunlu, Bor ilçemiz, Kemerhisar, bahçeli ve Sazlıca kasabalarımızı da içine alan kordonboyu güzergâhında eğlence mekânlarının sıralandığı müthiş bir yer düşlüyorum. Bu proje Niğde’nin kalbi, özelliği, güzelliği ve markası olacaktır.
Niğde Üniversitesini, Anadolu’nun dört bucağından gelen öğrencilerin burunlarını tıkadığı, yüzlerini buruşturduğu bir mekân olmaktan kurtarmalıyız. Çünkü bu öğrencilerin her biri gittikleri yerlerde Niğde’nin birer turizm elçileri olacaklar.
Akkaya barajı, 50 yıldır kurtarılmayı bekliyor. Zaman zaman yöneticiler toplantılar yapsalar da bu konuda yeterince sonuç alınacak çözüm üretilmemiştir.
Bir yerde siyaset kirliliği, hava, su, çevre, inanç, bilgi, fikir ve zihin kirliliği varsa, burada hiç kimse elini taşın altına koymayı düşünmez.
Tekraren ifade ediyorum, Akkaya barajı tam elli yıldan beri kendisine uzatılacak şefkatli bir el bekliyor. Ama sonuca baktığımızda karşımıza koskoca bir hiç duruyor.
Niğde’nin sorunlar yumağında sadece Akkaya problemi yoktur. Niğdenin çevre kirliliği de en büyük sorundur. Özellikle kış aylarında Türkiye ortalamasının üzerinde hava kirliliği dikkati çekmektedir. Dışarıdan getirilen ucuz, kalitesiz kömürler insan sağlığını tehdit etme noktasında seyretmektedir.
Açıkta satılan yiyecek maddeleri ayrı bir sağlık sorunudur. Şehir merkezindeki kaldırımlar teşhir salonu görünümünde olduğu için insanlar yürümekte zorluk çekmektedir.
Burada üzerinde durulması gereken önemli konulardan biride insanların inançlarını istismar edip çıkar sağlayan, zihin bulanıklığına neden olanlardır. Bütün bunları üst üste koyduğunuzda halkımızın ruh ve beden sağlıkları aşırı derecede yıpranmaktadır.
Üzerinde durmamız gereken esas konumuz Akkaya barajıdır. Burasını mikrop üreten, mide bulandıran yer olmaktan acilen kurtarmalıyız.
Niğde merkez, organize sanayi, Fertek ve Koyunlu kasabalarının atık ve lağım suları, Üniversite yerleşkesinde bulunan Akkaya barajına akmağa devam ediyor. Diyeceksiniz ki, arıtma tesislerimiz var. Peki, bu tesislerimiz sağlıklı çalışıyor mu? Çevre kirlenmesini ne kadar önlüyor?
Akkaya baraj suyu Bor ilçemizin bahçelerini, sebze tarlalarını suluyor. Burada üretilen sebze ve meyveler pazarlarda insanlarımızın hizmetlerine sunuluyor.
Efendim meşhur bir söz vardır; “İngilizler tesadüfen ölürler, Türkler ise tesadüfen yaşarlar” diye. Gelin bu sözü Niğde’miz için uyarlayalım. Acı da olsa gerçek olan budur.
Akkaya Barajı, yöneticilerimizin sık sık dile getirdikleri gibi; dünden bu güne hemen halledilebilecek bir sorun değildir. Bundan kaç yıl sonra bilinmez Akkaya barajı belki de Kuş cenneti olacaktır.
Gelin hep birlikte, Niğde’mizi güzelleştirmede elbirliği edelim. Bu güzel kenti yaşanır hale getirelim. Günü kurtarma adına alınan karar ve söylemler kolaycılıktır. Burada laf değil iş üretilsin. Bundan gayrisi laf-ı güzaftır.





- - - - -