Dünya Sağlık Örgütü,  sağlığı bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik  hali olarak tanımlamaktadır. Ruh sağlığı ise, kişinin kendisi ve diğer insanlarla uyum ve denge içinde olmasıdır.

Gelişmekte olan ülkeler bedensel sağlık üzerine yoğunlaşırken gelişmişlik düzeyi arttıkça ruh sağlığına yönelik vurgu da artmaktadır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışmasına göre Türkiye’de nüfusun %18’i yaşam boyu bir ruhsal hastalık yaşamaktadır.
 
1992 yılında Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından ruh sağlığının önemine dikkat çekmek için Dünya Ruh Sağlığı Günü kutlamaları ilk kez başlatılmıstır. Her yıl ayrı konu başlığı ile kutlanmakta olan Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün bu yılki teması “Psikolojik İlk Yardım”  olarak belirlenmiştir.  

 
Travmaya maruz kalmayı içeren kriz olayları ve ani kayıplar her toplumda meydana gelmektedir. Yerleşim yerlerinde motorlu araç kazaları, aile içi şiddet, tecavüz veya şiddetli soygunlar dışında, çoğu bölgede doğal afet riski bulunmaktadır. Travmalar ve geniş ölçekli kayıplar savaşların da özellikleridir. Çok sayıda ülkedeki şiddetli çatışmalar günümüzde 60 milyon kişiyi yerinden etmekle beraber, 100 milyondan fazla kadın,  erkek, çocuğun hayatlarını kötü yönde etkilemektedir (bu sayılar 2.Dünya Savaşı’ndan beri ulaşılan en yüksek sayılardır).

Dr. Ertan Değirmencioğlu açıklamasının devamında; Kriz olaylarına maruz kalanlar arasında duygulanım ve anksiyete bozuklukları, madde kullanımı, genel psikososyal bunalım, sosyal ihtiyaçlar ve bozuklukların oranları arttığından, koruyucu ruh sağlığı hizmetleri ve psikososyal desteğin önemi ortaya çıkmaktadır.

Psikolojik ilk yardım oryantasyonu; (belki de psikososyal ilk yardım veya hatta sosyal ilk yardım olarak adlandırılması gereken bir yaklaşım) hizmet sunanlara konuşan kişiye baskı yapmadan dinleme vurgusu yaparak, ihtiyaç ve endişeyi değerlendirerek, temel fiziksel ihtiyaçların sağlanmasını güvence altına alarak, sosyal destek sağlayarak ve harekete geçirerek, gerekli bilgiyi sağlayarak doğal, destekleyici, işini bilir bir tutum içerisinde nasıl cevap verileceğini gösteren bir çerçeve sunmaktadır.

Psikolojik ilk yardımın geniş kitlelere yayılması gerekmesine rağmen, toplum ruh sağlığı desteği için tek başına yeterli olmayan psikolojik ilk yardım, acil durumlar için bütün desteğin bir parçası olmalıdır. Psikososyal destekler krize maruz kalan insanlar için ulaşılabilir durumda olmalıdır. Bu hizmetlerin, toplum ve aile desteklerini güçlendirme, ruhsal bozukluklara sahip insanların yönetimi ve korunmaya muhtaç insanların korunmasını da (şiddetli psikososyal engelliliğe sahip insanlar da dahil) içermesi önemlidir" dedi. 

 
Editör: TE Bilişim