SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Niğde İl Temsilcisi Yılmaz yıldız, son günlerin gündemi Sezeryan doğum ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.

 

SES Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız “Türkiye Cumhuriyet tarihinde Sezaryen’la doğum oranları Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri zamanında tavan yaptı ve rekor kırdı. Yaklaşık 10 yıldır Başbakan olan bir kişinin bunu bilmemesi mümkün olamaz “ dedi.

Yılmaz Yıldız açıklamasında şu görüşlere yer verdi.

Türkiye Cumhuriyet tarihinde Sezaryen’la doğum oranları Recep Tayyip Erdoğan hükümetleri zamanında tavan yaptı ve rekor kırdı. Yaklaşık 10 yıldır Başbakan olan bir kişinin bunu bilmemesi mümkün olamaz. Ya da 10 yıldır Sağlık Bakanlığı yapan Recep Akdağ Başbakanı bilgilendirmemiştir. 

 

Düşünebiliyor musunuz bir Başbakan sırf Uludere (Roboski) Katliamının gündemini değiştirmek için Sezaryen’a ve Kürtaj’a karşı olduğunu açıklıyor:

·                                 Başbakanın, kendi hükümetleri döneminde hızlandırılan ve neredeyse tamamlanan, Sağlık Hizmeti’ni ticarileştiren “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın istihdam biçimi, performansa dayalı ücret sisteminin Sezaryen’ları nasıl patlattığından galiba haberi yok.

 

·                                 Amacı ve temel ilkesi sermayeye kaynak aktarmak olan ve bunun için hükümetleri döneminde özel hastane sayısında belirgin artış da getiren “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sonucu, özel hastanelere başvurmanın teşvik edildiğinden, özel hastanelerde Sezaryen oranının yüzde 80’lere dayandığından, bunun da oranı yükselttiğinden de mi haberi yok?

 

·                                 Başbakan sağlıkta dönüşüm Programının ne olduğunu ya öğrenmeli ya da bu programın Sezaryen’da görüldüğü gibi acı sonuçları ile yüzleşmeli ve bu programdan vazgeçmelidir. Nasıl ki Sezaryen’la doğumda yüzde 50’ye yakın orana ulaşıldı ise, daha bir çok tedavide cerrahi yöntemlerle pahalı tedavi yöntemlerinin uygulanmasında da Türkiye rekorlara gitmektedir. Performans sisteminde başta cerrahi yöntemler olmak üzere, bazı tedavi biçimlerine yüksek puan verilmesi, tedavi tercihlerini değiştirmektedir. Özel hastanelerin ilave ücret almasını kolaylaştıran bir yöntem olduğu için sezaryenle doğum oranlarının artması bunun tipik bir örneğidir. 

Bütün bunların yanı sıra bir Başbakanın kadın bedeni üzerinden siyaset yapması erkek egemen ideolojinin açıkça dışa vurumudur. Piyasaya ucuz işgücü ve militarist amaçlar için asker yetiştirmek için en az 3 çocuk söylemi ile Sezaryen’a karşı olma söylemi yan yana getirildiğinde Başbakanın ne için Sezaryen’la doğuma karşı olduğu anlaşılmaktadır. Sezaryen’la doğumlarda fazla sayıda doğum olamadığından, Başbakanın Sezaryen’a bakışının neden olumsuz olduğu böylece ortaya çıkmaktadır. Başbakan kadınları üretim makinası olarak görmekte, onların şahsi tercihlerine saygı göstermemekte, bu söylemi ile bedenlerini tehlikeye atmaktadır. 

Meslek onurları “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ve AKP Hükümetlerinin uyguladığı politikalarla nerdeyse yok edilen Sağlık Emekçileri’ne yönelik şiddet için bir başka hedef göstermek anlamına da gelen bu söylemin, Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanı tarafından desteklenmesi, şiddete karşı yükselen çığlığın duymazdan gelindiğini de göstermektedir. Bu aynı zamanda bu alanda verilen eğitimin sınırlarının, politikacılar tarafından zorlanmasıdır. 

Başta hekimler ve ebeler olmak üzere tüm sağlık emekçilerine sesleniyoruz. Doğum vakalarında tıbbi gereklilik ne ise ona uygun davranmalı, Başbakan ya da başka bir yetkili bir şey söyledi diye tıbbi gereklilik dışında hareket etmemelisiniz. Unutulmamalıdır ki; Toplumsal cinsiyet ayırımına karşı, insanı ve insan yaşamını merkeze alan anlayış ve ettiğimiz yemin bunu gerektirir.

 

Editör: TE Bilişim