Şeker-İş Sendikası Bor Şubesi,  “Sağlığımız için, geleceğimiz için, Türk Şekeri için, Türkiye için, NBŞ’ye HAYIR” kampanyası başlattı. 

Haber : Selim GÖKEL


HABERİN VİDEOSU AŞAĞIDA...

Şeker-İş Sendikası Bor Şubesi geçtiğimiz Salı günü Bor İlçesinde Şelale Parkta başlattığı NBŞ – Nişasta Bazlı Şeker’e Hayır kampayasını Niğde’ye taşıdı.

 

NBŞ’ye Hayır, Doğal Pancar Şekerine Evet” diyen Sendika üyeleri Niğde Türk Büyüklerinin bulunduğu meydanda  imza topladılar ve vatandaşı NBŞ konusunda aydınlatan buröşür dağıttılar.

 

NBŞ’nin yüz yılın felaketleri arasında gösterildiğini dile getiren Şeker-İş Bor Şube Başkanı Atalay Demirörs, NBŞ’nin ve  kotaların artırılmasının da toplum sağlığı büyük tehdit olduğunu söyledi.

 

Demirörs ; Son günlerde gıda sektörüne yönelik arka arkaya gündeme gelen olumsuz haberleri bir taraftan tüketicilerin güvenini zedelerken, günlük hayata çok sık kullanılan ürünlerde sağlığa zararlı maddelerin bulunması da bir o kadar insanlar üzerinde tedirginlik yaratmış.

 

Gıda sıkandallarına her gün bir yenisinin eklediği ülkemizde, özellikle piyasada satılan balların sahte olduğu yönündeki iddalar, zeytin yağda hile şüphesi, salam, sosis ve sucuklarda virüse rastlandığına ilişkin haberler, tüketicilerin sektöre olan güvenini kaybetmesine neden olurken, gelinen noktada insanların kafasında ‘Biz artık hangi ürüne, nasıl güveneceğiz? Şeklinde de bir takım soru işaretleri bırakmıştır.

“NBŞ KOTALARININ ARTIRILMASI TÜRKİYE’NİN  SAĞLIĞINA EN BÜYÜK TEHDİT”

 

Geçtiğimiz günlerde hammaddesi bir böcek olan ve kola, çikolata bisküvi, sakız, dondurma meyve suyu, yoğurt ve daha birçok ürünün renklendirilmesinde kullanıldığı iddia edilen kar minin gündeme taşınması konusunu önemini bir kez daha gözler önüne sererken, karmin içerikli ürünlerin Türkiye’de de bir çok firma tarafından gıda üretiminde kullanıldığına dikkat çekilmesi sağlımızın hangi boyutlarda tehdit edildiğini de açıkça ortaya koymuştur. Bütün bu gelişmeler yaşanırken, Türk Gıda Kodesinin, bu tür katkı maddelerine davetiye çıkartan yaklaşımı ise tartışmanın bir başka boyutuna işaret etmesi açısında büyük önem taşımaktadır.

 

Şöyle ki yukarıda söz konusu karmin maddesinin dışında merdiven altı imalat ve nişasta bazlı şekerlerinin kotalarının her yıl Bakanlar Kurulu’nca artırılması ile meydanı boş bulan NBŞ kartelleri reçelden bala,şekerlemeden çikolata ve süt ürünlerine kadar birçok gıdanın üretiminde insan sağlığı gözetmeden mısır şurubunu kullana bilmektedir.

 

Yapay tatlandırıcı tezgâha indi

Şekerden yüzlerce kat daha tatlı olan ve sağlığımızı olumsuz etkileyen yapay tatlandırıcıların ithalatındaki artışın temel nedeni şekere göre çok ucuz olması gelmektedir. Amerika’da bir dönem yasaklanan,kansere neden olduğu iddia edilen diyetisyen ve doktorlar tarafından kullanılmaması tavsiye edilen yapay tatlandırıcıların ülkemizde özellikle Büyükşehirlerde tezgahlarda çok ucuz fiyatlara açıktan satılması bu ürünlerin ithalatını her yıl daha da artırmaktadır.

Mesela kimyasal tatlandırıcılardan aspartam ve sakarin, market raflarındaki diyet kola, düşük kalorili yoğurt ve  şekersiz sakızın yanı sıra açıktan satılan baklava ,reçel  helva ve süt tatlıları gibi bir çok ürünün içinde kimyasal tatlandırıcı kullanıldığını bilmemekte ,ucuz olduğu gerekçesiyle bu ürünleri tercih etmektedir.

 

Oysa ki işin sağlık boyutu dikkate alındığında on kat daha ucuza alınan ürünün sağlığımız üzerindeki olumsuz etkisi sebebiyle cebimizden kat kat daha fazlası çıkarak, bedelini vücudumuz ödeyecektir. Yani ucuz itin yahnisi bize çok pahalıya patlayacaktır.

 

NBŞ’ler yüzyılın en büyük felaketleri arasında

Bize göre  sağlık boyutuyla yüzyılın en büyük felaketleri arasında sayabileceğimiz nişasta bazlı şekerlerin günlük hayatta tükettiğimiz ürünlerin imalatında kullanılması gelecekte insan sağlığının önü alınmayacak boyutlara ulaşmasına neden olabilecektir. Şeker pancarından elde edilen doğal şeker yerine farklı işlemlerde geçirilerek enzimlerine ayrıştırılan mısır şurubunun kullanılmasının başta obezitiye bağlı olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarması uzmanlar tarafından ifade edilmesine rağmen NBŞ üretimine ülkemizde doğal şeker üretimine de darbe vurulmaktadır. Tatlandırıcıların kontrolsüz üretimi ve ithalatı bavul ticareti ve sınır ticareti yoluyla ülkemize fazla miktarda girmesi engellenmediği taktirde şeker fabrikalarının kapanmasının, yerli katma değer kaybının ve sektörden ekmek yiyen milyonlarca insanın iş ve aşının kaybetmesinin önüne de geçilmeyecektir.

 

Önü alınamayan tatlandırıcı ithalatı ve NBŞ kotalarının her yıl bakanlar kurulunun inisiyatifi ile artırılması beraberinde piyasada insan sağlığını olumsuz etkileyen katkı maddeleri sahte bal, reçel, kola, meyve suyu gibi sayamadığımız bir çok ürünlerin boy göstermesine sebebiyet vere bilecektir. Alınması gereken tedbirlerin en başında ise ilgili bakanlıkların yapay tatlandırıcıların ithalatı ve nişasta bazlı şekerlerin kotalarını ülkemiz insanının sağlı adına yeniden gözden geçirerek, NBŞ kotalarını AB ülkeleri sayesinde çekmesi ve halkın sağlığıyla oynayanlara en ağır cezai müeyyideleri uygulaması gelmelidir. Aksi takdirde NBŞ’ ler de her kota artırımı  karşımıza sahte bal gibi çok farklı ürünleri de çıkartacak, Türki yenin sağlığı giderek bozulacaktır.

 




Editör: TE Bilişim