Niğde Devlet Hastanesi Cildiye Uzmanı, Dr. Şeyma Çelik Güleçol, sedef hastalığının aynı ailenin birden fazla bireyinde görülebilmesine rağmen bulaşıcı olmadığını söyledi.

Toplumda hastalığın görülme sıklığının yüzde 1 ile 3 arasında değiştiğin dile getiren Uzman Dr. sedef hastalığının sebebinin bilinmediğini vurguladı.

           Bununla birlikte güncel araştırmaların kanda bulunan akyuvarlardaki bir anormalliğin iltihabi olayı tetiklediğine ve hastalığın gelişime yol açtığına işaret ettiğini belirten Cildiye Uzmanı, Dr. Şeyma Çelik Güleçol,“İltihaptan dolayı deri üç dört günde bir dökülür. Bu normalden yedi sekiz kat daha hızlıdır. Hastalar deride kaşıma, yolma, yaralanma veya aşırı güneş yanığından 10-14 gün sonra beneklenme tarzında yeni plakların ortaya çıktığını fark eder. Sedef hastalığı aynı zamanda, streptokoksik boğaz iltihabı gibi bazı enfeksiyonlardan sonra, bazı ilaçların alımıyla birlikte aktivite kazanabilir. Alevlenmeler kış aylarındadır çünkü deri kurur ve güneş ışığı azalmıştır. Sedef hastalığının teşhisi genelde kolaydır, ancak bazen farklı şekillerde karşımıza çıkabildiği için teşhisi zor olabilir. Sedefin klasik yarası deriden kabarık, pullu, daire veya oval şekilde kenarları keskin sınırlıdır. Pullanma gümüşi veya beyaz renktedir. Yara üzerindeki pullar künt bir cisimle kazındığında tabaka tabaka kalkarak, toz gibi bir beyazlaşma olur, buna " mum lekesi belirtisi" denir. Pullanmalar kaldırıldıktan sonra yara üzerinde küçük kanama odakları görülür. Sedefin en sık görüldüğü bölgeler; dizler ve dirseklerdir bunları bel, kulak arkası derisi ve göbek çevresi izler. Genellikle bu bölgeleri simetrik olarak tutar. Küçük tek bir plak birleşerek geniş plaklara, geniş plaklar birleşerek harita gibi yaralara dönüşebilirler” dedi.

   DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE GÖRÜLEBİLİR

 

         Sedefin değişik şekillerde olabileceğini söyleyen, Dr. Şeyma Çelik Güleçol, “Büyüklükleri 1-10 cm arasında değişen aralarında normal deri bulunan yaralar oluşabilir. Çok sayıda 0,5-1 cm çapında küçük kabuklu yaralar oluşursa guttat tip adını alır. Ortaya çıkmasında streptokokal üst solunum yolu infeksiyonları tetikleyici rol oynar. Bu tip tedaviye hızlı bir yanıt verir. Başın da hastalığa dahil olması oldukça sıktır. Bazen sadece saçlı deriyi etkiler. Ciltte olduğu gibi saçlı derinin tamamını veya sadece küçük bir alanını sarabilir. Yoğun kepeklenme tarzında pullanma yapabilir. Eğer sedef, kasıklar, koltuk altı, ayak parmak arası, makat bölgesi veya göğüs altını tutarsa klasik gümüşi beyaz pullanma görülmez. Nemli kırmızı plaklar görülür. Avuç içi ve ayak tabanını etkileyen sedefin iki farklı tipi vardır: Sedefin klasik görünümü yoktur, sadece bu bölgelere yerleşirse teşhis için zorluk oluşturur. Yaygın kızarıklık, pullanma ve çatlamalar simetrik olarak ayak tabanlarında oluşur. Diğer şekilde ise avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zeminde sivilce benzeri püstüler yaralar gelişir. Bu şekile püstüler psoriasis denir. Bu tip çok inatçıdır ve yıllarca sürebilir. Sedef hastalığında el tırnakları yüzde 50, ayak tırnakları yüzde 35 oranında tutulur. Tırnaklarda toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnakta kalınlaşma ve altında kalın pullanma, tırnağın uç kısmının tırnak yatağından ayrılması, sarı veya kahverengi renk değişiklikleri görülebilir” diye konuştu.

 

Editör: TE Bilişim