Geçtiğimiz haftalarda  yoğun şekilde  Bor İlçesi ve Niğde Merkez’de salgın olarak ishal vakaları yaşanmış binlerce insan hastaneye başvurmuştu. Hastane ve eczanelerden fotoğraflarla birlikte konuyu haberleştirmiştik.

Haber: Burcu Çopur

Haberimizde; İshal vakalarının şehir şebeke suyu, yiyeceklerden  mı? Yoksa Akkaya Barajı Çevre kirliliğinden kaynaklı olup olmadığını sormuştuk. Asıl önemlisi böylesi durumlarda ilgili kurumların suskunluğunun dan bahsederek, konu ile ilgili il ve ilçe yöneticilerinin suskunluğunu, açıklama yapmamalarını eleştirmiştik. (Burada Tıklayın)

Niğde ve Bor’daki ishal vakaları normal düzeydeymiş

 İshal vakalarından birkaç hafta geçtikten sonra salgın ile ilgili açıklama geldi. Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Yılmaz Yücel, “Niğde Merkez ve Köyleri, Bor İlçemizde ve diğer ilçe ve köylerimizde sularımızda her hangi bir proplem bulunmamaktadır. Sularımız güvenli olarak içilebilir ve kullanılabilir. Niğde’de ishal vakaları normal düzeyde” şeklinde açıklama yaptı.

 

Aşağıda yer alan açıklamadan önce yine yetkililerin açıklaması gereken sorular var.  

Soru 1 - Niğde genelinde ; Yer, adres, tarih ve sonuç belirtilerek alınan su tahlilleri birkaç yıl  önce  İl Halk Sağlığı Müdürlüğü internet sitesinden yayınlanırdı. Şimdi neden yayınlanmıyor? Sularda sorun yoksa sonuçları saklama gereği neden hissediliyor.

Soru 2 – 15 Temmuz – 30 Temmuz arası ishal, bulantı ve karın ağrısı teşhisi ile Bor ve Niğde hastanelerine kaç kişi başvurmuş, istatistik tutuluyor mu? Sonuçları geçmiş yıllara göre değerlendirilerek paylaşılamaz mıydı?

Soru 3 – Akkaya Barajı çevre kirliliği kaynaklı halk dilinde “Akkaya Virüsü” var mıdır? Akkaya Barajı çevre kirliliğinden kaynaklı bu suda yıkanan sebze ve meyvelerden kaynaklı yine Akkaya’nın çevreye yaydığı kokunun teneffüsünden kaynaklı bir salgın veya hastalık ile ilgili çalışma-değerlendirme yapılmış mıdır?

Soru 4 – Bir belediye başkanının halka açık bir toplantıda söylediği ve kayıtlarımızda mevcut olan  “ Kayseri’de Onkoloji hastanesinde yatanların yüzde 50'si Borlulardan oluşuyor"  kanser teşhisi ile yatan hastaların büyük çoğunluğu Bor merkezden bunun sebebi de Akkaya’dır” sözü doğru mudur? (Burada Tıklayın) Niğde geneli kanser tedavisi gören hastaların diğer illere göre oranı nedir?

İl Sağlık Müdürü Dr. Yılmaz Yücel’in ishal vakaları ile ilgili açıklaması şöyle;


Niğde İl Sağlık Müdürü Yılmaz Yücel, Halk Sağlığı ekiplerinin Niğde Merkez Bor ve diğer ilçelerinde su tahlillerinin sürekli yapıldığını ve klorlamaların yapıldığını belirtti.


Özellikle yaz aylarıyla beraber artan yaz ishalleri ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını ifade eden Yücel, “TÜİK’in verilerine göre 0-6 yaş grubundaki çocuklarda yüzde 27 ile ishal en sık görülen hastalık olmuştur, ishale bağlı hastalıkları ve problemleri önlemek amacıyla Bakanlığımız tarafından ülke genelinde “İshalli Hastalıkların Kontrolü Programı” yürütülmektedir. Özellikle ishal görülme sıklığında artma olasılığının olduğu yaz günlerinde, ishalden korunma konusunda hijyenin öneminin vurgulanması ve ağızdan sıvı tedavisinin gerekliliğinin anlatılabilmesi amacıyla konunun gündemde tutulması, halkın konuya duyarlı hale getirilmesi için çeşitli çalışmalar yapılmaktadır” dedi.


Yaz aylarında ishal vakalarının artığını anlatan Yücel, “Yaz aylarında sıcakların artmasıyla beraber ishal vakalarında bir miktar artış görülmektedir. İlimizde şu an itibariyle yoğun bir ishal vakası bulunmamaktadır. İlimiz, ilçelerimiz, köy ve kasabalarımızda, rutin su numuneleri alınmakta ve Halk Sağlığı laboratuarı tarafından mikrobiyolojik olarak bakılmakta ve ölçümler yapılmaktadır. Rutin olarak klor ölçümleri ve takipleri yapılmaktadır, belediyelerde ve köylerde klorlamalar rutin olarak yapılmaktadır. Sularımız güvenli olarak içilebilir ve kullanılabilir niteliktedir. Yaz aylarında ishal vakalarında bir miktar artış olabilmektedir, ancak şu an mevsim normalleri seviyesindedir, herhangi bir artış görülmemektedir ve endişe edilecek bir durum bulunmamaktadır. Yaz aylarında, tarlada ve bahçelerde yetiştirdiğimiz ürünleri genel olarak baraj, göl ve kuyu su ile sulamaktayız bu yüzden bu ürünleri yemeden önce mutlaka bol su ile yıkamalıyız, ishal vakalarının büyük çoğunluğu iyi yıkanmadan yenen sebze ve meyvelerden ve el hijyenine dikkat etmediğimizden kaynaklanmaktadır. Yaz aylarında özellikle daha hassas davranmalıyız. Niğde merkez ve köyleri, Bor ilçemizde ve diğer ilçe ve köylerimizde sularımızda herhangi bir problem bulunmamaktadır. Sularımız güvenli olarak içilebilir ve kullanılabilir niteliktedir” diye konuştu.


İshal tanımı ve nedenleri ile ilgili bilgiler veren Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Yılmaz Yücel açıklamasının devamında şunları söyledi; “İshal, dışkının miktarında, su içeriğinde ve sıklığında artış olarak tanımlanır. Başka bir deyişle günde üç kez veya daha fazla, yumuşak kıvamlı ya da sulu dışkılamadır. Çoğu zaman beraberinde bulantı, kusma ve karın ağrısı gibi belirtiler de olabilir. İshalin birçok sebebi vardır. İshal mikrobik ya da mikrobik olmayan pek çok sebeple ortaya çıkabilir. İshal nedenlerinin başında mikrobik ishaller gelmektedir ki, yaklaşan yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan yaz ishalleri de bu gruptandır. Mikroorganizmalar dışında başta antibiyotikler olmak üzere çeşitli ilaçlar, çeşitli mide-barsak hastalıkları, bazı hormonal hastalıklar, aşırı ve ani ısı değişimleri de ishale neden olabilir. Heyecanlanma, üzüntü, korku, stres gibi durumlar da ishal yapıcı etkenler arasında yer alır. Yaz aylarında artan sıcaklıkla beraber gıdaların içindeki mikroorganizmaların çoğalması hızlanır, yine yaz mevsiminde seyahatlerin artması ve beslenme düzeninin değişmesi, artan sineklerin besinler arasında bulaş taşıyan köprü vazifesi görmesi nedeni ile ishal şikâyetlerinde artış görülmektedir. İshalin en önemli belirtileri arasında dışkılama sayısının artması ve dışkı özelliğinin değişmesi gelmektedir. Dışkı, sulu görünümde olabildiği gibi, sümüksü, kanlı, iltihaplı ve su gibi olabilmektedir. Karın ağrısı, kusma, ateş, genel durum bozukluğu, susuzluk hissi karşılaşabileceğimiz diğer bulgulardır. İshal tedavisinde üç önemli ilke vardır: Birincisi, ishalle kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin mümkünse ağız yoluyla geri konması, ikincisi, beslenmenin sürdürülmesi, üçüncüsü ise hastanın zamanında hekime götürülmesidir. Sıvı ve tuz kaybının az olduğu ve hastanın genel durumunun çok bozulmadığı ishal hastaları uygun bir diyetle ayaktan tedavi edilebilmektedir. İlk tedbir olarak sıvı alımının arttırılması ve uygun diyetle beslenmesi sürdürülmesi gerekir. Haşlanmış patates/ patates püresi, yağsız çorbalar, yoğurt, yağsız makarna ve pirinç pilavı, haşlanmış yağsız et ve tavuk, yağsız ızgara köfte, yağsız peynir, ekmek, şeftali, elma ya da havuç püresi, muz yenilebilir. Sıvı olarak su, ayran, şekersiz açık çay, şekersiz elma kompostosu, asidi alınmış maden suyu içilmelidir. Bol miktarda sıvı tüketimi tavsiye edilir. Aşırı su ve tuz kaybı, ağır dizanteri halleri gibi hasta mutlaka hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Ağızdan sıvı alımı yetersizse, kaybedilen su ve tuzu yerine koymak amacıyla serum verilebilir, gerekiyorsa hastaya uygun ilaçlar başlanabilir. Anne sütü alan bebekler ishal olduklarında emzirme sıklığı artırılarak, emzirmeye devam edilmelidir. Çocuk herhangi bir nedenle emzirilemiyorsa, emzirmenin başlatılması ve devamı için bir sağlık kurumundan danışmanlık ve destek alınması, eğer mümkün değilse her zamanki ek gıdasına devam etmesi, sıvı miktarı artırılması önemlidir. Doktor kontrolü olmadan herhangi bir ilaç, özellikle ishal kesici ilaçlar kesinlikle verilmemelidir” diye konuştu.


Dr. Yılmaz Yücel,  son olarak yaz ishallerinden korunma yollarını şu şekilde anlattı; “Kişisel temizliğe dikkat edilmeli, özellikle her fırsatta elleri yıkamalıyız. Tükettiğimiz sebze ve meyveleri yemeden önce mutlaka bol su ile yıkamalıyız. Özellikle kaynağı bilinmeyen, açıkta satılan veya dağıtılan, denetimsiz içme suları ile bu sularla yıkanmış sebze ve meyveleri tüketmemeliyiz. Yiyeceklerin taze olmasına, paketlenmiş olarak pazarlanan yiyeceklerin üzerindeki son kullanma tarihinin geçmemiş olmasına dikkat edilmelidir. İyi ambalajlanmamış, üzeri açıkta satılan gıdalar, pişirilmemiş ya da az pişirilmiş gıdalar, pastörize olmayan süt ve süt ürünleri güvenli değildir, bunlar tüketilmemelidir. Genel kullanıma açık tuvaletleri kullanırken dikkatli olup, sık sık el yıkamayı unutmamalıyız”

Editör: TE Bilişim