Sağlık Bakanlığı Teşkilat Kanunu değiştiren Kanun Hükmünde Kararname taşlığında öngörülen değişikliklerin Sağlık Hizmeti ve Sağlık çalışanlarına etkileriyle ilgili  bir değerlendirme yapan  Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Niğde İl Temsilcisi Yılmaz Yıldız’ın basın açıklaması ;
 
SAĞLIK BAKANLIĞI TEŞKİLAT KANUNUNU DEĞİŞTİREN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME TASLAĞINDA ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLERİN SAĞLIK HİZMETİ VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ETKİLERİYLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME:

1-       Türkiye’de yaşayan herkesi ilgilendiren sağlık hizmetinin sunumu ve sağlık hizmeti verecek personel ile ilgili düzenlemede köklü değişiklikler içeren KHK gizli hazırlanmıştır. AKP’nin ustalık dönemi marifeti yangından mal kaçırmadır. Sağlık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatını ilgilendirdiği belirtilen KHK Taslağının Türkiye’deki sağlık hizmetinin sunumunun yeniden yapılandırılmasını içermekte olduğunu görmekteyiz. Sağlık hizmeti gibi temel bir hizmetin sunumuna ilişkin güçlü bir yapılandırma ancak birçok yasada değişiklik yapılarak hayata geçirilebilir. Oysaki hükümet geçici KHK çıkarma yetkisini kullanarak TBMM’yi, sağlık meslek örgütlerini, kitle örgütlerini devre dışı bırakmıştır. Burada hukuka karşı hile yapıldığını düşünmekteyiz. Sağlık hakkı her ne kadar Anayasada 3. bölümde yer alan haklar arasında düzenlenmişse de doğrudan yaşam hakkı, kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkı ile ilgili olduğu için böylesi bir düzenleme kamuoyuna açık şekilde ve yasa ile gerçekleştirilmelidir. Bu KHK sadece bir avuç sermayedarı tatmin eden ve onlarla birlikte hazırlanmış, sağlık hizmetine yatırım yapacak yatırımcılara uygun bir yatırımdır. Böylece AKP ile sağlık tekelleri arasındaki ilişki bu KHK ile açıkça ortaya çıkmıştır.
 
2-       KHK taslağı ile Sağlık Bakanlığını icracı Bakanlık olmaktan çıkmakta, tamamen düzenleyici ve denetleyici kurum haline gelmektedir. Böylece kamunun yeniden yapılandırılmasında sosyal devlet anlayışı yerine düzenleyici-piyasacı devlet anlayışı bu KHK ile pekiştirilmektedir.

3-       KHK incelendiğinde; Sağlık Bakanlığında 20 kişilik gönüllü bakanlık müşaviri ile gönüllü sağlık hizmeti ve sağlık gözlemciliğinin düzenlendiğini görmekteyiz. 20 müşavirin ücret almadan gönüllü hizmet etmesi demek özel sağlık tekelleri veya AKP’nin siyasal arka planındaki örgütlenmelerin temsilcilerinin bu 20 kişilik kadroyu oluşturacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla özel sektör ve AKP’yi besleyen siyasal arka plan 20 kişilik bir kadro oluşturarak Sağlık Bakanlığını gizli bir denetim altına almaktadır. Ayrıca bu 20 kişi sağlık piyasasını istediği gibi yönlendirme mevkiine ulaştırılmaktadır. Gönüllü sağlık hizmeti verilmesi konusu ise sağlığın bir hak olmaktan çıktığını, yoksul kesime hizmet vermek için gönüllülere görev verildiğini göstermektedir. Sağlık Bakanlığı da artık sağlık hizmeti vermeyeceğinden bu alanı da gönüllülere terk etmektedir.

4-       KHK ile Yüksek Sağlık Şurası yeniden tanımlanmakta ve tamamen Sağlık Bakanının belirlemesi ile oluşan tamamen siyasal otoritenin etkisine açık bir kurum haline getirilmektedir. Yine Uluslar arası İşbirliği Ajansı kurularak, uluslar arası sağlık tekellerinin Türkiye’de hizmet etmeleri yönünde onlara kolaylaştırıcı bir hizmet sunulmaktadır.

5-       Sağlık Bakanlığının Taşra teşkilatı olarak İl Sağlık Müdürlükleri ve İlçe Sağlık Müdürlükleri düzenlenmektedir. KHK’ya baktığımızda bu Müdürlerin nereyi idare edeceği belli değildir, birinci basamak sağlık hizmeti zaten Aile Hekimine devredilmiş durumda, 2. ve 3. basamak sağlık Hizmeti Kamu Hastane birliklerine devredilmiş durumda. Bu halde il ve ilçe sağlık müdürlüklerine gerek yoktur. Şu anda sağlık grup başkanlığının yaptığı işi ilçe sağlık müdürlüğüne devretmek yeni kadro ihdas etmek demektir.

6-       KHK ile halen Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görevleri birleştirilerek Türkiye Sağlık Hizmetleri Kurumu oluşturulmaktadır. Bu kurul Kamu Mali Yönetimi Kontrol Yasasına göre düzenleyici ve denetleyici kurumlar arasında sayılmakta, böylece Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetinin sunumunda kural koyan bir bakanlık haline gelmektedir. Bu durumda denetimin nasıl yapılacağı ise belirsizliğini korumaktadır.

 7-       KHK ile Hıfzıssıhha Kurumu Halk Sağlığı Kurumuna dönüştürülmekte, Hıfzıssıhha Kurumu’nun içi boşaltılmakta, Hıfzıssıhha kurumunun yürüttüğü koruyucu sağlık hizmetinin izlenmesi, planlanması, salgınlar, immünizasyon (aşılama), aşı depolama ve dağıtımı vb. görevi devredilmekte, taşra Hıfzıssıhha laboratuarları boşa çıkarılarak koruyucu sağlık hizmeti ile ilgili taşra teşkilatı da ortadan kalkmaktadır. Aile Hekimliği uygulaması ile tamamına yakını yok sayılan koruyucu sağlık hizmetleri, bu şekilde tamamen gözden çıkarılmaktadır.

8-       KHK ile Türkiye Devlet Hastaneleri Kurumu oluşturuluyor. Bu kurumun başlıca görevi ağız ve diş sağlığı merkezleri ile devlet hastaneleri ve eğitim araştırma hastanelerini kamu hastane birliklerine tabi etmek için hazırlamak olarak düzenlenmektedir.

 9-       KHK’da en önemli yapılandırmalardan bir tanesi kamu hastane birliklerinin kurulmasıdır. Geçen dönem TBMM’de çok sık tartışılan ve kadük olan Kamu Hastane Birlikleri ile ilgili yasa tasarısı değişik bir şekilde bu KHK içerisinde düzenlenmektedir. Tamamen siyasal otoritenin emrindeki Genel Sekreterler aracılığıyla hastane birlikleri yönetilmek isteniyor.

10-    KHK’da göze çarpan önemli noktalardan bir diğeri, Bakanlık Merkez Teşkilatı ile Taşra Teşkilatındaki personelin sözleşmeli olarak çalışacak olmasıdır. Bu da AKP’nin piyasacı devlet anlayışına uygun bir düzenleme olarak karşımıza çıkıyor.

 11-    KHK’da Kamu Özel Ortaklığı ile ilgili düzenleme yer alıyor. Bu düzenleme ile özel sektörün kamu imkânlarını kullanarak karlı yatırımlar yapmasının önü açılıyor.


 


Editör: TE Bilişim