Sonbaharın bu soğuk günlerinde hızlı mevsim geçişleri nedeniyle burun akıntısı, halsizlik, ateş, öksürük gibi bulgular oldukça artmaktadır. Her ne kadar soğuk algınlığı ve grip birbirinden farklı hastalıklar olsa da benzer bulgulara yol açtığından ve her ikisinde de hastalık etkeni virüsler olduğundan çoğu kez ayırıcı tanı yapılmadan tedavi edilirler.

Grip ve soğuk algınlığı hastalıkları arasındaki farklar ve tedavi yöntemleri hakkında açıklamalarda bulunan Acıbadem Kayseri Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr.Muammer Karagöz şunları söyledi: “Grip hastalığı solunum yollarını etkileyen ve influenza türü virüslerle meydana gelen bir hastalıktır. Son derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. 1-2 hafta içinde hastalar genellikle iyileşirler. Gripte yüksek ateş , genel kırgınlık, başağrısı ve adele ağrıları ön plandadır. Öksürük vardır; fakat burun akıntısı soğuk algınlığına göre daha azdır.Aynı zamanda vücut direnci düşük olanlarda, yaşlılarda, genel durumu bozan hastalığı olanlarda sinüzit, bronşit, orta kulak iltihabı ve zatürre gibi hastalıklara dönüşebilir.

Soğuk algınlığına neden olan  virüsler sıklıkla Rninovirüsler, Coronavirüsler, Parainfluenza , Respiratuar sinsial virüslerdir. Ateş, baş ağrısı, eklem ve kas ağrısı yorgunluk hissi, burun akıntısı, hapşırma, boğaz ağrısı gibi yakınmalara yol açar. Hastalık aynı havayı soluyan kişilerin hapşırırken ya da öksürürken virüslerin ortama yayılması yoluyla bulaşabileceği gibi, son yıllarda yapılan çalışmalar en sık bulaşma yolunun hasta kişinin elinden başka insanlara virüslü salgıların bulaşması ve sağlıklı kişilerinde bunu burunlarına taşıması ile olduğu yolundadır. Dolayısıyla sık el yıkanması soğuk algınlığından korunmak için son derece önemlidir.

 

Soğuk algınlığına birçok virüs sebep olabileceği içinde vücut hiçbir zaman bu virüslerin tümüne direnç geliştiremez. Gripte ise aşı yapılması korunmak açısından yararlı olabilir.

Bu sebeple her sene tekrar tekrar soğuk algınlığı geçirilebilir. Havaların soğuk olmasının yanında vücut direncini düşürecek nedenler, üst solunum yolu alerjileri, psikolojik stres gibi faktörler hastalığın gelişmesinde oldukça etkilidir. Soğuk algınlığı çoğunlukla basit önlemlerle ve vücut direnciyle atlatılan bir hastalıktır. Ancak 39 C’yi geçen ateş, sürekli ya da çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş lenf bezleri, yutkunurken zorlanma ve şiddetli ağrı yakınmaları olduğunda mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Tedavide genellikle hastanın şikayetlerini azaltacak ilaçlar kullanmaktayız.Eğer komplikasyon gelişmemişse antibiyotik kullanılmaması gerekir.40 yaşını geçen ve kalp sorunu olan hastalarda soğuk algınlığı ve grip için kullanılan ilaçların ciddi yan etkisi olabilir.Bu nedenle rastgele ilaç kullanılmamalıdır. Gripal enfeksiyon olduğundan eminsek antiviral ajanları da kullanmaktayız.

Özellikle kronik hastalığı olanların ve vücut direnci düşük olanların mutlaka doktora müracaat etmesi önerilir.

ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARINDAN KORUNMAK İÇİN

1- Vücut direncini düşürecek durumlardan kaçınmalıyız. Bunun için giyim, beslenme ve dinlenmemize dikkat etmeliyiz. Ani vücut direnci düşmesinde hastalığın daha kolay bulaşacağı ve daha ağır seyredeceği unutulmamalıdır.

2- Hijyenik kurallara dikkat etmeliyiz. Sık sık ellerimizi yıkamalıyız. Mümkünse hasta olan kişilerden uzak durmalıyız. Tokalaşmamalı ve öpüşmemeliyiz. Kapalı ortamları sık sık havalandırmalıyız

3-Kronik hastalığı olanların, vücut direnci düşük olan ve komplikasyonların ağır seyrettiği yaşlı hastaların grip aşısı yaptırması önerilmektedir.

 

Editör: TE Bilişim