Sigaranın neden olduğu ölümleri ve hastalıkları önlemek amacıyla her yıl 9 Şubat, Dünya Sigarayı Bırakma Günü olarak anılıyor.

Üsküdar Üniversitesi Nöropsikofarmakoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tayfun Uzbay, sigarayı bırakmak için kullanılan yöntemlerden biri olan elektronik sigara kullanımının da farklı bir bağımlılık yaptığını söyleyerek, elektronik sigara kullanımıyla ilgili önemli uyarılarda bulundu.

Hekim kontrolünde olmalı

Son dönemlerde bağımlının yoksunluk krizini önlemek için kullanılan elektronik sigaranın kontrolsüz ve denetimsiz kullanımının bazı sakıncalar oluşturabileceğine dikkat çeken Prof.Dr. Uzbay, hekim kontrolü altında kullanılması halinde bu yöntemden sağlıklı sonuç alınabileceğini söyledi. Prof.Dr. Uzbay, şunları söyledi:

“Son zamanlarda kısaca e-sigara denilen elektronik sigara kullanma bir yerine koyma yaklaşımı olarak ortaya çıktı. Ancak bunun da sakıncalı tarafları var, mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalı ve kontrolsüz (merdivenaltı üretim gibi) e-sigarayı kesinlikle önermiyoruz. Çünkü taşıyıcı sistemlerinde ne olduğunu bilmiyoruz.

e-sigarada buharlaşan taşıyıcı sistemden nikotin doğrudan alınıyor. Bu çok riskli bir yol, sigaranın içindeki kanserojen maddeleri içermiyor ancak kullanan kişi saf nikotini doğrudan alıyor. Bunu dikkatli tartışmamız lazım. Belli sürede hekim kontrolünde olursa nikotin cikleti veya nikotin bandından çok etkili bir yol. E-sigara Avusturalya gibi bazı ülkelerde yasak. ABD’de ve İngiltere’de serbest ancak dikkatli bir denetim altında. Türkiye’de de yasak. Ancak yurt dışından siparişle ya da farklı yöntemlerle insanlar buna ulaşılabiliyor. Özellikle Çin ve Uzakdoğu menşeili ürünler vücut için zararlı olabilecek kalitesiz içeriğe sahip. Bunların içinde farklı bağımlılık yapan maddeler olabilir. Bunu da denetim altına almak gerekiyor. Uzman denetiminde elektronik sigara kullanılabilir. Ancak kontrolsüz kullanımda doğrudan doğruya nikotin alındığı için sigara bağımlılığı daha da pekişebilir.”

E-Sigara kullanımı arttı

Başta ABD olmak üzere birçok ülkede, sigarayı bırakmak için elektronik sigaraya yönelenlerde bu kez farklı bir bağımlılık oluşabileceğini kaydeden Prof.Dr. Uzbay, şöyle konuştu:

“Elektronik sigarayı tercih eden, nikotini doğrudan alan ve farklı bir bağımlılık olarak elektronik sigara bağımlısı olan “VAPER” denilen farklı bir grup çıktı. E-sigara tüketimi ABD’de 2009 yılında yüzde 16 iken, 2010’da bu oran yüzde 32’ye yükseldi. Bir yılda yüzde 100 artış demek, bu rakamlar da e-sigara kullanmının giderek arttığını gösteriyor. Tedavi için yola çıkıldığı halde bu kez yeni bir nikotin bağımlılık türü çıkıyor ortaya. Sigara bağımlılığı, e-sigara bağımlılığına dönebiliyor. Elektronik sigara Türkiye’de yasak ancak farklı yollardan edinenleri duyuyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapması ve önlemler alması gerekli.”

Mücadelede en etkili yöntem kişiye özel tedavi

Sigara bağımlılığının nikotin nedeniyle güçlü bir bağımlılık olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Uzbay, en zor tedavi edilen bağımlılık türlerinin de birinin sigara bağımlılığı olduğunu kaydederek şöyle konuştu:

“Sigara yani nikotin temel bir bağımlılık türüdür. Nikotin en güçlü bağımlılık oluşturan ajanlardan biridir, nikotinden kurtulmak çok kolay değil. Erkekler kadınlara göre daha bağımlılığa yatkın olabililiyor. Bağımlılık tedavisinde çok iyi analiz yapmak, genetik yatkınlığı da göz önüne alarak kişiye özel tedavi uygulamak gerekir. Sigara en çok kalp ve damar sağlığını etkiliyor ve tahribat yapıyor. Yandığı zaman ortaya çıkan kanserojen maddeler damarlarda birikiyor, kalbi zorluyor. Akciğer kanseri ve akciğer hastalıkları riskini arttırıyor. En büyük zararı akciğerlere. Beyinde yaptığı ciddi tahribat ise daha uzun zamanda oluyor. Yoksunluğu olduğu zaman kişi konsantre olamıyor.”

Bıraktım demek yeterli olmuyor!

“Sigarayı bıraktım” diyerek bırakan kişiler olduğunu ancak kişiye özel tedavi uygulanması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Uzbay, şu bilgileri verdi:

“Kimi bağımlılar ‘ben bıraktım’ diyerek bırakabiliyor. Nikotin bağımlılığına genetik yatkınlığı olanlar bu kadar kolay bırakamıyor. Bunların mutlaka ilaç tedavisi ve psikoterapi ile de desteklenmesi gerekir. İlaçla yerine koyma dediğimiz bir yöntem var. Nikotini sigaradan ayrı veriyoruz. Yoksunluk krizini ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Çünkü bağımlılık için en büyük sıkıntı sigara almadığında ortaya çıkan yoksunluk krizi. Aşırı sinirlilik, yüzde kızarma, gerginlik, kaygı depresyon gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Bu süreci atlatmak için bazı kişilere nikotin cikletleri veriyoruz ya da nikotin taşıyıcı sistemler dediğimiz cilde yapışan flasterler var. Bu yöntemde de nikotin kontrollü olarak veriliyor ve belli seviyede tutuluyor. Ağır bağımlılar cikleti istemiyor. Çeneleri yoruluyor. Flasterler daha etkili. Ağır bağımlılarda ve genetik faktörü olanlarda etkili farmakolojik tedavi seçenekleri de var. Vareniklin isimli bir ilaç var, bupropion isimli dopamin artırıcı başka bir ilaç var. Ancak bupropionda şu sıkıntı var. Bupropion özellikle gençlerde dürtüselliği uyarıyor. Gerek ergenlerde gerek ise erişkinlerde cinsel dürtülerde aşırı artış yapabiliyor. İlacı kullanamayan kişilerde veya yan etkileri şiddetli olanlarda hekim kontrolü ve psikoterapinin destek olarak dahil edilmesi önem taşıyor. Biz yerine koyma tedavisi yapıyoruz. Kişinin yoksunluk sürecini en hafif şekilde geçirmesini sağlamaya çalışıyoruz. Kısaca sigara bağımlılığında kişiye özel bir tedavi uygulamak gerekiyor. Kişinin durumuna uygun ilaç seçilmeli ve psikolog destek gereklidir.”


Editör: TE Bilişim