Niğde Devlet Hastanesi'ne yeni alınan cihaz ile böbrek taşları artık ameliyat gerek duyulmadan kırılabiliyor. ESWL  Cihazıyla  böbrek taşı nedeniyle yapılan sevklerin de önüne geçildi. 

Niğde Devlet Hastanesi'ne, son teknoloji  ile donatılmış, İç Anadolu'da sadece seçkin hastanelerde bulunan ESWL  cihazı  alındı. Konuyla ilgili bilgi veren Hastane Başhekimi Uzman Dr. Gökhan Tuna Öztürk, böbrek taşı kırmada kullanılan  cihaz  ile bu konudaki sevklerin önüne geçildiğini söyledi. 

Niğde Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Gökhan Tuna Öztürk, Üroloji Uzmanı Op.Dr. Mirza Bayındır ile birlikte yeni alınan taş kırma  cihazını  basına tanıttılar. 

Başhekim Öztürk: "Niğde Hevlet Hastanesi olarak amacımız hastalarımızın Niğde dışına sevk etmeden tamamen işlerini ilimizde halletmeleri ve sevk olayını en aza indirmek. Böbrek taşı hastaları da büyük illere sevk edilen hasta grubunu oluşturuyordu.  Özellikle  böbrek taşı kırmada kullanılan ESWL  cihazıolmaması sebebiyle, birçok hastamızı il dışına sevk etmek zorunda kalıyorduk. Biz de bu  cihazı  hastanemize kazandırarak bundan sonra ürolojiye gelen böbrek taşı hastalarımızın sevk olayını azaltmayı planladık. Cihazımı  24 Nisan itibariyle kullanmaya başladık.  Cihazımı  Sağlık Bakanlığı aracılığıyla aldık. Hastanemize ve tüm Niğde halkına hayırlı olmasını diliyorum" dedi. 

Üroloji Uzmanı Op.Dr. Mirza Bayındır ise, böbrek taşı yüzünden haftada en az 10 hastayı sevk etmek zorunda kaldıklarının altını çizerek, "Bundan sonra taş kırma gereksinimi olan hastalar için sevk olayını bitirmiş olduk.  Cihazımız  son model. O anlamda Ankara' da birçok hastanede böyle bir  cihaz  yok" şeklinde  konuştu .
 

Böbrek Taşı Rahatsızlığı ve ESWL hakkında Üroloji Uzmanı Opr.Dr.Mirza Bayındır Bilgi verdi.

Modern çağ insanını tehdit eden en sancılı hastalıklardan birisi olan böbrek taşları ilkel çağlardan beri insanoğlunun en önemli sağlık sorunlarından birisi olma özelliğine de sahiptir. 7000 yıl öncesine ait Mısır mumyalarında bilim adamlarının böbrek taşları bulmuş olması bizler kadar atalarımızın da bu sağlık probleminden etkilenmiş olduğunun kanıtıdır. Ancak aradaki en önemli fark; onların tedavi şansı yoktu, bizimse var. Üriner sistemi tanıyalım; Üriner sistemi böbrekler, üreterler, mesane (idrar kesesi) ve üretra oluşturur. Böbrek şekil olarak fasulyeye benzeyen bir organdır ve her iki yanda, kaburgaların altında sırta doğru yerleşmiştir. Böbrekler kandaki atık maddeleri ve fazla suyu süzerek idrarı oluştururlar.

Ayrıca vücudun tuz ve su dengesinden sorumludurlar. Üreter olarak adlandırılan ince idrar kanalları böbreklerin ürettiği idrarı oval şekilde bir rezervuar olan mesaneye taşırlar. İdrar geldikçe mesanenin elastik duvarı bir balon gibi uzayıp genişleyerek gelen idrarı depolar. Mesanede depolanmış idrar üretra yoluyla vücuttan dışarıya boşaltıldıktan sonra mesane duvarı büzülüp küçülerek yeniden idrar depolamaya hazır hale gelir.

Böbrek taşı nedir? Nasıl oluşur? Vücuda nereden gelir?

Böbrek taşları idrarda kristalleşen minerallerin oluşturduğu ve böbreğin iç kısmında büyüyen sert oluşumlardır. Normalde idrar bu kristalleşmeyi engelleyen kimyasallar içerir. Ancak bu engelleyicilerin yetersiz kaldığı kimselerde idrarda kristaller oluşur. Kristal aşamasında böbreği terk eden parçacıklar herhangi bir yakınmaya neden olmazlar. Eğer bu kristaller böbrekten biran önce atılmazlar ve bir araya gelip yapışırlarsa böbrek taşı için çekirdek kısmı oluştururlar. Daha sonra bu çekirdek üzerine özellikle kalsiyum tuzlarının gelip çökmesi ile böbrek taşı teşkil etmiş olur. Çeşitli tipte böbrek taşları olmasına karşın en sık görülen taşlar kalsiyum tuzları ile oksalat veya fosfat minerallerinin birleşmesinden oluşanlarıdır ve böbrek taşlarının 80`ini bu taşlar oluşturur. Böbrek taşlarının nasıl oluştukları tam olarak bilinmemektedir. Böbrek taşı oluşumunda rol alan bu mineral ve tuzlar normal diyetle aldığımız besin öğeleridir ve kemik, kas gibi önemli dokuların yapıtaşlarıdırlar. Bu maddeler idrarda bir denge halinde çözülmüş şekilde her zaman mevcutturlar. Safra kesesi taşları ile böbrek taşlarının bir bağlantısı yoktur. Vücudun faklı organlarında, farklı sebeplerden oluşan ve farklı yapılardaki taşlardır. Bu iki taştan birinin olması diğeri için bir risk faktörü teşkil etmez. Böbrek taşı kimlerde oluşur? Ülkelere ve ırklara göre değişen sıklıkta olmak üzere dünya üzerindeki tüm toplumlar böbrek taşından etkilenirler.

Dünya üzerinde bazı bölge ve ülkeler taş hastalığı açısından diğerlerine göre daha şanssızdır. Türkiye taş hastalığı açısından riskli bir coğrafyadadır ve Türk toplumunda taş hastalığına genetik yatkınlık ciddi boyuttadır. Özellikle Akdeniz, Ege ve İç Anadolu ülkemizde taş hastalığının en sık görüldüğü bölgelerdir. Bunun en önemli sebebi çevresel faktörler ve genetiktir. Türk toplumunun en az %10`u hayatlarının bir döneminde böbrek taşı problemi yaşamaktadır. Taş hastalığı daha sık olarak 20–40 yaş arası insanlarda görülür. Ancak bebeklik dönemi dahil tüm yaşlarda karşımıza çıkabilir. Erkekler, kadınlara oranla biraz daha şanssızdırlar ve böbrek taşı erkeklerde kadınlara oranla 2–3 kat daha sık görülür.

Ailesinde taş hastalığı daha sık olan kişilerde böbrek taşı görülme olasılığı genetik yatkınlığa bağlı olarak daha sıktır. Çocukluk çağı taş hastaları araştırıldığında bu çocukların önemli bir kısmında taş oluşumu için risk teşkil eden anatomik ya da metabolik bir bozukluğun olduğu görülmektedir. Ancak taş hastası bir erişkin ise bu hastada neden taş oluştuğuna ait bir sebep genellikle ortaya konamamaktadır. Bu taş hastalarında taş oluşumuna sebep olan olası faktörler şu şekilde sıralanabilir: —Genetik yatkınlık —Yetersiz sıvı tüketimi —Sıcak iklimde yaşıyor olmak . Bunlar dışında özellikle diyet gibi faktörlerin taş oluşumunda önemli etkisi ispatlanamamıştır.

Böbrek taşının belirtileri nelerdir?

 Aşağıdaki belirtilerin bir veya birden çoğu devamlı ya da aralıklı olarak böbrek ya da idrar kanallarındaki taşlara bağlı görülebilir: • Ağrı-çoğunlukla ani, kıvrandırıcı ve acil servise gitmeyi gerektirebilir. • Bulantı, kusma-özellikle ağrılı dönemde • Sık idrara çıkma ve idrarın yanması • İdrarda kanama • Ateş • Taş ya da taşların idrar kanallarını tam tıkaması nedeniyle İdrar çıkışının durmasıdır.

Böbrek taşının tanısı nasıl konur?

Günümüzde böbrek ve idrar kanallarındaki taşların tanısı oldukça etkin bir şekilde konabilmektedir. Hastaların çoğunda idrar testi, röntgen ve/veya ultrasonografi yardımı ile taş saptanabilmektedir.

Böbrekteki taşlar ne olacak?

 Böbrek taşlarının önemli bir kısmı herhangi bir girişime gerek olmaksızın kendiliğinden böbrekten ve idrar yollarından geçerek vücut dışına atılır. Bu halk arasında taş düşürme denilen ve genelde sancılı olan bir süreçtir. Bir böbrek taşının kendiliğinden düşüp düşemeyeceğini belirleyen en önemli kriter taşın boyutudur. Taş ne kadar küçükse kendiliğinden düşme şansı o kadar yüksektir. İdrar kanallarından geçebilecek boyutu aşmış bir taşın kendiliğinden düşme şansı yoktur. 4 mm ve altı boyuttaki taşların %90`ı kendiliğinden düşebilirler. 6 mm`den büyük taşların kendiliğinden düşme şansları azdır ve çoğunlukla bir girişime gerek duyulacaktır. Günümüzde girişim gerektiren taşların tedavisinde en sık kullanılan ve hastayı cerrahiye gitmekten kurtaran taş kırma yöntemi taş hastalığının tedavisinde çığır açmıştır.

Taş Kırma-ESWL ESWL (Extracorporeal Shock Wave Lithotripsy - Vücut dışından şok dalgalarıyla taş kırma) günümüzde böbrek taşlarının tedavisinde en sık ve güvenle kullanılan tedavi yöntemidir. Bu yöntem vücut dışından gönderilen şok dalgalarının taşa çarparak onu kırması esasına dayanan ve açık cerrahinin aksine çevre dokulara zarar vermeden çalışır. Burada taşlar kum taneleri gibi parçalanırlar ve idrarla kolaylıkla atılabilecek hal alırlar. ESWL böbrek taşlarının cerrahiye gerek kalmadan ortadan kaldırılmasına olanak sağlayan, cerrahiye göre daha konforlu, daha risksiz ve daha ucuz bir tedavi yöntemidir. Nekahet dönemi cerrahiyle kıyaslanmayacak derecede kısadır.

Taş nasıl kırılıyor?

ESWL (taş kırma) cihazları yüksek basınçlı şok dalgaları üretirler. Bu şok dalgaları hastanın cildine iletildikten sonra hastanın yumuşak dokularından zarar vermeden geçerler. Böbreği de geçen şok dalgaları bir x-ray ya da ultrason yardımı ile odaklandırıldıkları yani hedeflendirildikleri böbrek taşına çarparlar. Taş sınırında enerji açığa çıkar ve bu taşı genleştirir ve bu da taşın kenarlarında küçük çatlamalara sebep olur. Aynı etki şok dalgası taştan çıkarken de oluşur. Etkili şoklarda çatlaklar açılıp kapanarak, büyük çatlaklar içinde küçük çatlaklar oluşur. Tekrarlanan şok dalgalarının sonucunda taş böbreklerden çıkıp, üreterlerden kolaylıkla geçebilecek ve idrarla rahatlıkla atılabilecek boyutta küçük parçalar haline ufalanmış olur.

ESWL işlemi nasıl uygulanır?

 Hasta ESWL cihazının yatak benzeri masasına yatar ve yatış şekli bu masanın ortasında yaralan su yastığının taşın bulunduğu bölgeye denk gelecek şekilde ayarlanır. Şok dalgaları bu su yastığının içerisinden hastanın vücuduna gönderilecektir. Hasta ESWL masasına yerleştirildikten sonra bir x-ray cihazı ya da ultrasonografi yardımı ile taş belirlenir ve şok dalgalarının taşa tam isabet edeceği şekilde odaklama yapılır. İşlem başlatıldığında cihaz otomatik olarak taşı hedefleyecek ve şok dalgaları sürekli olarak taşa isabet edecektir. Bu işlem taşın tamamen kırıldığı görüldüğünde veya işlemi gerçekleştiren doktorun belirlediği maksimum şok sayısında ulaştığında sonlandırılacaktır. İşlem genellikle 45 dakika ile 1 saat arasında sürmektedir.

ESWL işlemi ağrılımıdır?

ESWL tedavisi hastaneye yatmaksızın gerçekleştirilir. Anesteziye çocuk hastalar dışında nadiren gerek duyulmaktadır. İşlem sırasında hastanın hissettiği şok dalgalarının ciltten geçerken yarattığı hafif batmalardan ibarettir. Yeni kuşak ESWL cihazlarında işlem oldukça ağrısız ve konforludur. Ve ayrıca işlem sırasında şok dalgalarının yarattığı güçlü bir ses duyulur. İşlem sırasında ağrı hissedilmesi durumunda bir ağrı kesici uygulamasının ardından işleme devam edilebilmektedir. Tedavi sonrasında tedavi bölgesinde hassasiyet ve morarma görülmesi normaldir. Ağrı için birkaç gün ağrı kesiciler kullanılabilir.

ESWL her hastaya uygun mudur?

Her böbrek taşı ESWL için uygun olmamakla birlikte ESWL tedavi gerektiren taşların %70`i için uygun bir tedavi seçeneğidir. ESWL gebeler ve kanama bozukluğu olanlarda kesinlikle uygulanmaz. İdrar yolu enfeksiyonu olanlarda önce enfeksiyon tedavi edilmeli sonra ESWL uygulanmalıdır. Taşa yakın bölgedeki aort anevrizması varsa önce bu tedavi edilmelidir. Kalp pili olanlarda ESWL uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Aşırı şişman ve vücudunda ciddi şekil bozukluğu olan kimseler taş odaklaması yapılamayacağından ESWL için uygun adaylar değildir.

ESWL`nin avantajları nelerdir?

 • Etkili ve güvenlidir. • Cerrahiye gerek bırakmadan tedavi sağlar. • Hastanede yatmayı gerektirmez. • Vücutta yara oluşturmadan tedavi eder. • İyileşme süresi çok kısadır. • Etkinliği milyonlarca insan üzerinde gösterilmiştir.

ESWL ne kadar başarılı bir yöntemdir?

Bu yöntemde başarı taşın 3 mm den küçük parçacıklar haline getirilmesi ve böbrekten temizlenmesidir. Başarı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne ve idrar yolunda yerleştiği yere göre değişir. ESWL bütün taşlarda başarı sağlayamaz. Tek bir seansta kırılabilen taşlar olabileceği gibi tekrarlayıcı seanslara da ihtiyaç duyulabilir. Ortalama bir başarı oranı vermek gerekirse ESWL ile böbrek taşlarının %80`i ESWL sonrasında böbrekten temizlenirler. Başarıda en önemli faktörler: taşın özellikleri, kullanılan cihaz ve işlemi gerçekleştiren ekibin deneyimi şeklinde sıralanabilir.

ESWL böbreğe zarar verir mi?

 ESWL tedavisinin uzun dönemde böbrekte bıraktığı hasar çok azdır veya yoktur. Ancak çok büyük ve yaygın taşlarda aylarca sürekli ESWL uygulandığında böbrekte hasarın artabileceği ve hipertansiyon gelişebileceğine dair çalışmalar bulunduğundan 3–4 seans sonrasında kırılıp temizlenmeyen taşlarda ESWL tedavisine devam etmenin gereği yoktur. Çok büyük taşlarda tek seansta taşların ortadan kaldırılabildiği Perkütan Nefrolitotomi denilen modern cerrahi yönteme başvurmak gereklidir. ESWL sonrasında idrarda hafif kanama olağandır ve birkaç gün içerisinde düzelir. Ciddi böbrek kanamaları nadirdir ve özellikle kanama bozukluğu olan kimselerde görülebilir. ESWL sonrasında görülebilecek önemli sorunlardan birisi büyükçe taş parçalarının idrar kanalından geçemeyerek kanalı tıkaması ve idrar akışını durdurmasıdır. Bu durum oldukça ağrılı seyredebilir. Bu durumda kanalı tıkayan taş parçalarına ek ESWL uygulaması yapılabilir ya da endoskopik yöntem ile idrar kanalı taştan arındırılır.

ESWL sonrasında yapılması gerekenler nelerdir?

 İşlem sonrasında hastanın günlük yaşantısından geri kalmasının gereği yoktur. Ortaya çıkan taş kırıntılarının dökülmesi için kişinin hareket etmesinin ayrıca önemi vardır. İşlem sonrasında hastanın yapması gereken en önemli şey bol su içmektir. Bol idrar üretimi taş parçacıklarının böbrekten kolay atılmasını sağlarken idrar yolu enfeksiyonu gelişme riskini de ortadan kaldırır. Doktorun belirleyeceği süre sonrasında taşın durumu kontrol edilir ve gerekirse ek seanslara devam edilir.

Hastanemize  son model ESWL cihazı alınmış olup  bu cihazla taş kırma işlemine başlanmıştır. Bundan sonra hastalarımıza daha iyi bir hizmet verme şansımız olmaktadır ve diğer illere sevke gereksinim en aza indirilmiştir.

 


Editör: TE Bilişim