65 yaş ve üstü insanlarımız Pazar günü dört saatlik bir havalandırma iznine çıktılar. Yaklaşık iki aydır evlerinde kapalı kalan insanlarımız, sokağa çıkabildikleri için çok mutluydular. Kimi bastonla, kimi refakatçisinin kolunda kimi de gençlere taş çıkartırcasına enerjik bir şekilde yürüyorlardı. Mutluluk kısa sürdü ve dört saatin sonunda yeniden evlerine kapatıldılar. Onlar evlerine kapatıla dursun, bu kez Alış Veriş Merkezleri (AVM)’nde çalışan gençler sokaklara salındı. Çünkü bugün AVM’ler açıldı… Anlaşılan iktidar, büyük sermayenin baskılarına daha fazla direnememişti… Öyle ya, ekonomi çarkları dönsün, para gelsin de gençler hastalanmış hatta ölmüş paranın baronları için çok da önemli değil! Salgın süresince büyük marketlerde içeride ve paket servislerinde çalışan, kargo şirketlerinde, su dağıtım firmalarında ter döken 20 yaş altı ve civarı gençlerden kaçı virüse yakalandı, ya da virüs taşıyıcısı haline geldi bilen var mı? Biz de bilmiyoruz. Zaten bilenler de söylemezler…

Sonuç olarak binlerce genç çalışan AVM' lere doğru yola çıktı; toplu taşıma araçlarıyla... Bu gençlerin büyük bir çoğunluğu taşıyıcı adayı olarak hergün evlerine dönecek ve anne- babalarına, diğer büyük ebeveynlerine belki de taşıdıkları virüsü bulaştıracak... Hal böyle olunca da 65 yaş ve üstünü eve tıkmanın pek bir anlamı da kalmayacak.

Bu yazıyı yazarken, öğlen haberlerinde verdiler. Alışveriş müptelaları, çok özlemiş olmalılar ki daha karga b..unu yemeden büyük bir özlemle AVM’lere gelmeye başlamış. İçeriye teker teker ve ateşleri ölçülerek alınıyorlarmış. Oysaki düşük ateşin, o kişinin hasta olmadığı anlamına gelmediğini sıradan vatandaş bile öğrendi… Ama anlaşılan büyük sermaye sahipleri öğrenememiş, ya da işlerine gelmiyor…

Ekonominin çarklarının dönmesini elbette isteriz. Zaten virüs Türkiye’yi son derece kötü bir ekonomik durum içerisinde yakaladı. İnsanlar işsiz kaldı… Ama Mayıs sonuna kadar beklenemez miydi? Para, insan hayatından daha mı önemli?

Umarız, Alış Veriş Merkezleri, Alış Virüs Merkezleri’ne dönmez…

Bir soru; büyük sermaye bu kadar kollanırken, neden simitçi, kestaneci, çiçekçi vb. gibi sokak esnafına izin çıkmıyor? Nasılsa herkes sokaklarda…

Kuaförlere hiç girmeyeyim diyeceğim ama olmuyor işte… Ya arkadaş, kuaförler zaten normal zamanlarda da mikrop yuvası… Virüsle nasıl başa çıkılacak?

Türkiye 11 Mart’tan itibaren bir garip Pandemi (salgın hastalık) önlemleriyle yönetilmeye çalışılıyor. Vaka sayısı ve ölümlerin düşüşe geçmesiyle estirilen bahar havası vatandaşlar arasında rehavete de sebep oluyor, maskeler çıkarılıyor; yani vatandaş normalleşiyor…

Daha büyük bir felakete maruz kalmamak için Allah'a dua etmekten ve gençlerimize aman, kendinize ve ailelerinize çok ama çok dikkat edin demekten başka çaremiz kalmadı.

Bu arada toplu taşıma araçları tıklım tıklım dolarken, sahillerde yürümenin hâlâ yasak olduğunu da belirtelim...

Allah’a emanetiz...

Tülay Hergünlü

İstanbul, 11 Mayıs 2020