Dünyanın en prestijli televizyon kanalı BBC’de açık oturum yapılacaktı. Konuyla ilgili otorite canlı yayına çıkacak, ahalinin aklına takılan soruları cevaplayacaktı.

Beklenen an geldi, program başladı.
Sunucu sordu.
Otorite anlattı.
Sunucu sordu.
Otorite anlattı.
Çarpıcı bi sohbet oldu.
Çünkü, otorite enteresan adamdı, hiç öyle yayıncılık kuralları filan sallamıyor, ağzına geleni söylüyor, kafa göz yarıyor, dan dun konuşuyordu. Neticede süre doldu. Sunucu, bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederiz dedi, otorite de rica ederim, faydalı olabildiysem ne mutlu bana dedi, yayın sona erdi.
*
30 saniye sonra…
Kepazelik ortaya çıktı.
*
Meğer, otorite diye canlı yayına çıkarılan adam, otorite motorite değildi, bildiğin taksi şoförüydü, bir başka programa konuk olacak müşteriyi tesadüfen stüdyoya getirmiş, şöyle bi bakayım diye resepsiyonu dolaşırken, buyrun diye sorulmuş, ağzından konuk lafı çıkar çıkmaz, beklenen otorite zannedilerek apar topar makyaja sokulmuş, azzz sonra diye sırtından ittirilerek, sunucunun karşısına oturtulmuştu. E herkese nasip olmaz, kameralar, spotlar falan, canlı yayını bozmamak için bozuntuya vermemiş, üstelik, bakmış ki sevdiği mevzudan bahsediliyor, kafasına göre cevaplamıştı.
*
Bir başka taksici tarafından getirilen asıl otorite, o sırada makyajını yaptırıyor, seyrettikçe saçını başını yoluyor, yanlış adamı ekrana çıkardınız diye yırtınıyordu ama, iş işten çoktan geçmişti.
*
BBC, vahim hata nedeniyle seyredenlerden özür diledi. Ancak, santrala telefon yağıyordu, adeta izlenme rekoru kırılmıştı. Kimisi langır lungur konuşan çakma otoriteye küfrediyor, kimisi de, şahane konuştu, tekrar yayına çıkarın diyordu. Hadise, öylesine dallanıp budaklandı ki, İngiliz gazeteleri çakma otoriteyi aramaya başladı. Manşet haber yapılıyor, canlı yayındaki fotoğrafları basılıyor, tanıyanların, hangi taksi durağında çalıştığını bilenlerin haber vermesi isteniyor, bir türlü bulunamıyordu. Ve, asla bulunamadı.
*
Belli ki, ya korsan taksiciydi, enselenmek istemedi, ya da korsan
taksici bile değildi, ki, işsiz olduğunu, iş aramak için tesadüfen içeri girdiğini, hatta sabıkalı olduğunu iddia edenler bile oldu.
*
Hani, ha bire mesaj atıp “yahu, şu haber kanallarına her akşam bi sürü otorite çıkıyor, saatlerce süreci anlatıyorlar, çoğunun adını bile ilk defa duyduk, kimdir bunlar?” diye soruyorsunuz ya… Valla, ister istemez şüpheleniyor tabii insan.