SİZDE ÖNEMİ OLSA İDİ ARAR ÖĞRENİRDİNİZ;

İnanan herkes Fatiha suresini bilir. Asıl Fatihayı okuyup da anlayan kişiler de sıkıntı. Anladığı halde düşünüp fıkıh etmezler."Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne). O SIRATI MUSTAKÎM ki; üzerlerine ni'met olarak verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların yolu değil"(Fatiha-7). Fatihada SIRATI MUSTAKÎM'İ Allah'dan iseteyeceksin, hemde SIRATI MUSTAKÎM'e çıkamazsan gadap duyulmuş olacaksın ve dalalette olacaksın.
FATİHA - 5
:İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn(nestaînu). (Allah'ım!) Yalnız Sana kul oluruz ve yalnız Senden İSTİANE (mürşidimizi) isteriz.
FATİHA - 6 :İhdinas sırâtel mustakîm(mustakîme).(Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet et (ulaştır).
FATİHA - 7 :Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne). O SIRATI MUSTAKÎM ki; (başlarının) üzerlerine (Devrin İmamı'nın ruhunu) ni'met olarak verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil.
Konuyu daha bir detaylandıralım; tabiki bunun için Kur’an-ı Kerimin bütünüyle bakmak lazım.
1-Allah'dan SIRATI MUSTAKÎM'e HİDAYET etmesini istiyoruz.
2-NİMET OLARAK VERDİKLERİ nedir?
SIRATI MUSTAKÎM Hidayet (ulaşmak için) olmak istiyoruz da SIRATI MUSTAKÎM'in üzerinde olanların üzerinde NİMET olarak verdikleri var.
Fatihada insanların istediği SIRATI MUSTAKÎM üzere olmak için tabiki Allah'ın yardımına ihtiyaç var. Bu yardımı Allah kimlere yapar. Her şeyden önce Allah Resulünün davetine icabet edenlere.
Bakın Allah Resulünün iki daveti var.

1-
Allah Resulü insanları Allah'a davet ediyor, davete icabet etmeyenin şüphesi vardır. Allah'a ulaşmak hidayettir. 
KASAS - 87:Ve lâ yasuddunneke an âyâtillâhi ba’de iz unzılet ileyke ved’u ilâ rabbike ve lâ tekûnenne minel muşrikîn (muşrikîne). Ve Sana indirildikten sonra, Allah'ın âyetlerinden sakın seni alıkoymasınlar. Ve Rabbine davet et (Allah'a ulaşmaya çağır). Ve sakın müşriklerden olma!
2- Allah Resulü insanları SIRATI MUSTAKÎM'e davet ediyor.
MU'MİNUN - 73
:Ve inneke le ted’ûhum ilâ sırâtın mustakîm (mustakîmin).Ve muhakkak ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm'e davet ediyorsun.
Allah; davete icabet etmeyenler içinde "Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil" (Fatiha-7) diyor.
Allah'ın kimlere yardım ettiğine bakarsak, davete icabet edenlere yardım ediyor.
NİSA - 175 :Fe emmellezîne âmenû billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen). Allah'a âmenû olanları ve O'na sarılanları (sarılmayı dileyenleri), Allah kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, Kendisine ulaştıran Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet edecektir, ulaştıracaktır.
Allah'a ulaştıran yol SIRATI MUSTAKÎM olduğuna göre SIRATI MUSTAKÎM üzeri olan insan Allah'a ulaşmayı dilemiş ve davete icabet etmiş bir kişidir. Allah'da bu amenu olan kişiyi mutlaka kendisine ulaştırmak için SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet (ulaştıracaktır) edecektir.
Allah'da kendisine ulaşmayı dileyen kişiyi, kendisine hidayet ediyor."yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbuallâhu yectebî ileyhi men" "Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır)." (Şura-13)
Allah, sadece davete icabet ettiniz diye nasıl ödüllendiriyor.
FETİH - 2 :Li yagfire lekallâhu mâ tekaddeme min zenbike ve mâ teahhare ve yutimme ni’metehu aleyke ve yehdiyeke sırâtan mustekîmâ(mustekîmen). Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret etsin ve sana ni'metini tamamlasın ve seni Sıratı Mustakîm'e ulaştırsın diye.
Hidayette olan bir insan ki SIRATI MUSTAKÎM üzeridir, Allah davete icabet eden insanın günahlarını örterek günahlarını sevaba çevirecektir ve bu nimet verilen kişiyi Allah kendisine ulaştırmak için SIRATI MUSTAKÎM üzeri kılacaktır.
FURKAN - 70
:İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet gönderendir).
Allah'a mutlaka ruhu erecek ERMİŞLERDEN yani DERVİŞLERDEN olacaktır.
Allah'ın nimet verdikleri derken bu verilen nimetin ne olduğuna bakalım.
AL-İ İMRAN - 164 :Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin). Andolsun ki mü'minlerin (başlarının) üzerine (devrin imamının ruhu) bir ni'met olmak üzere kendi zamanlarında, kendi içlerinden bir resûl beas ederiz, onların aralarında (kendi kavminin içinde) onlara Allah'ın âyetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel (resûle tâbî olmadan evvel) onlar açık bir dalâlet içinde idiler.
İnsanlara ayetler ile hidayeti anlatan ve onların nefslerinin temizlenmesini sağlayan. Aynı zaman da Kur’an-ın nasıl yaşanacağını öğreten ve üzerimize nimet olacak kişi. Bu veli Resul olmalı ki bu zamanda nübüvvet bittiğine göre Peygamber Efendimiz (SAV) vekaleten temsil eden bir kişi. İşin ilginç yanı o insanları Allah'a davet etmeden o insanların, açık bir dalalette olduğu belirtilmiş.
Allah demek ki davete icabet eden, yani kalben ruhunu, sahibi olan Allah'a ulaştırmayı dileyen kişiyi SIRATI MUSTAKÎM'e günahsız ve nimet vererek çıkartıyor. Allah'ın zatına ulaşacak olan veli kişi tertemiz olması gerekmektedir ve temizleyen de Allah'dır. İşte bu kişileri SIRATI MUSTAKÎM üzeri kılarak o verdiği nimet ile kimlerle arkadaş kılıyor biliyor musunuz? Bakalım;
NİSA - 69 :Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike refîkâ(refîkan).Vekim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse; işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Onlar (ne güzel) arkadaştırlar.
Allah'ın nebi, sıddık, şehit ve salihleri ile arkadaş olmak ne güzel bir şey.
SIRATI MUSTAKÎM hakkında da bizlere, İslam’ın beş şartını yeterli görenler kendileri de yaşamadıkları dini nasıl anlatsınlar ki. Sorsanız cevap veremezler, verdikleri cevap Kur’an-a uymaz, yetmez üstüne bir de azar işitebilirsiniz.
SIRATI MUSTAKÎM
1-Allah'a istikametlenmiş yoldur. Allah'a ulaştıran, hidayete erdiren yoldur.
EN'AM - 126 :Ve hâzâ sırâtu rabbike mustekîm(mustekîmen), kad fassalnâl âyâti li kavmin yezzekkerûn(yezzekkerûne). Ve bu, senin Rabbine istikametlenmiş (yönlendirilmiş) yoldur. (Allah'a götüren yoldur). Tezekkür eden bir kavim için âyetleri ayrı ayrı açıkladık.
2-Allah SIRATI MUSTAKÎM in üzerindedir. Her şeyi bilir işitir ve görür ama zatı öyle çiçek de, böcek de, doğada değil bir veçhi vardır hayran olup görmek isteyenlere.
HUD - 56 :İnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).Muhakkak ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. Yürüyen hiçbir canlı mahlûk (dabbe) yoktur ki; O (Allahû Tealâ), onun perçeminden tutmuş (O'nun kontrolü altında) olmasın. Muhakkak ki benim Rabbim, Sıratı Mustakîm üzeredir
Allah kendisine davet eder;"Lehu da’vetul hakk(hakkı), vellezîne yed’ûne min dûnihî lâ yestecîbûne lehum bi şey’in""Hakkın daveti O'nadır (Kendisinedir, Allah'adır). O'ndan başkasına davet ettikleri (şeyler), onlara bir şeyle icabet etmezler." (RAD - 14). Allah kendisine ulaştırmak istediği kişiyi SIRATI MUSTAKÎM'e ulaştırır.
YUNUS - 25 :Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin). Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm'e ulaştırır
ÖYLE ALLAH GÖRÜLMEZ DİYEN VE SIRATI MUSTAKÎM'İN NE OLDUĞUNU BİLMEYEN KİŞİLER BİRDE DİNİ BİLDİKLERİNİ SANARAK İNSANLARI YANLIŞ YÖNLENDİRMİYOR MU? İŞTE BU VEBAL ÇOK AĞIR BİR BİLSELER.
YUSUF - 108 :Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn (muşrikîne). De ki: “BENİM VE BANA TABİ OLANLARIN, BASİRET ÜZERE (kalp gözüyle basar ederek, Allah'ı görerek) ALLAH'A DAVET ETTİĞİMİZ YOL, İŞTE BU YOLDUR. Allah'ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”
BUNDAN 1400 SENE ÖNCE, PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV) VE ASHABI KALP GÖZÜ İLE ALLAH'I GÖRMÜŞ, İNSANLARI ALLAH'A ULAŞMALARI İÇİN SIRATI MUSTAKÎM'E DAVET ETMİŞLER.
ARTIK İSLAM ALEMİNDE BÖYLE BİR ANLAYIŞ YOK VE ÖRTENLEREDE ANLATMASI GEREKENLERDE BİLMİYOR.
Hacet namazının kılınışı:
Hacet namazını perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde veya kandil gecelerinde kılınması asildir. Ama bütün gecelerde kılınabilir. Önce boy abdesti alınır. Sonra hacet namazına niyet edilir.

Namazda aşağıdaki âyetler okunur:
1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
2. Rekâtın sonunda : Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Namaz tamamlandıktan sonra Allah’tan hacet neyse o istenir. Allah’tan mürşid istemek için bu namaz kılındıysa mürsid istenir.
Bu namazdan sonra hiç konuşmadan yatmak gerekir. Yatarken kıbleyi sağa alacak şekilde yatak kurulur. Vücudun ön cephesi kıbleye çevrilerek yan üstü yatılır, 3 Âyetel Kürsî okunur ve Allah’tan mürşid istenir. Eğer kişinin haceti mürşid değil de başka bir hedefe ulaşmaksa (zahirî veya Batıni bir hedef olabilir) o hedefe ulaşmak istenir. Sessiz zikir (hafî zikir) bu istekten sonra baslar. Yanüstü yatıldığı için sağ kulak yastığa gelecektir. Bas biraz sağa, sola oynatılarak kulakta kalbin atışlarının, basınç sebebiyle rahatça duyulacağı pozisyona gelinir. Ve kalbin her çift atışında “Allah, Allah” diyerek kişi Allah’ı zikr-i hafî ile (yani sessiz olarak) içinden zikredecektir.
Eğer ilk namazdan sonra yatıldığında birşey görülmez ise tekrar tekrar, her perşembeyi cumaya bağlayan gece namaza devam edilmelidir. Her gece de kılınabilir.