Elbette…

Ama...

Büyüme için ortak akıl devreye girmeli.

Tabi büyümeden kastımız ölçülü bir genişleme ve gelişmedir. Bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?

Öncelikle kısır politik söylem ve çekişmelerden uzaklaşıp, gerçekten Niğde için elini taşın altına sokmaya hazır kişi, kurum ve kuruluşların belli bir plan çerçevesinde devreye sokulması gerekmektedir.

Bundan on on bir yıl önce Niğde Türk Ocağı Şube Başkanlığı yaptığım dönemde, arkadaşlarımızla birlikte “Büyük Niğde Projesi” başlıklı, farkındalık oluşturması amacıyla bir çalışma hazırlamış ve bunu basın toplantısıyla duyurmuştuk. O dönemde bazı basın organları, birkaç sivil toplum kuruluşu ve bir iki siyasi parti projemize destek vermeye hazır olduklarını söylemişlerdi.  Projenin üç temel ayağı vardı.

  1. Ekonomik durum
  2. Eğitim yapısı
  3. Sosyal durum

Daha sonra konuyu “2023’te Niğde” başlığı ile gündemde tutmaya çalışmıştık. O zaman da yaptığımız durum değerlendirmesinde şu hususlara dikkat çekmeye çalışmıştık:

“1.      Değişen ve gelişen ülkemizde, kentlerin yaşadığı problemler de artmaktadır.

2.      Yaşanabilir bir Niğde için problemler çoğalmadan önlemler ortaya konulmalıdır.

3.      2023te şehirleşme ile birlikte; çevre, mimari, sanat, eğitim, barınma, sosyal alan, trafik, kültürel değerler gibi meseleleri ortaya konulmalı ve çözüm yolları akademik olarak ele alınmalıdır.

4. 2023’lü yıllarda Üniversite ve diğer eğitim kurumlarının ihtiyaca cevap verebilecek niteliğe ulaşması sağlanmalıdır…”

Şehirlerin kimliğinden bahsederken de “Peki ne yapılmalı?” sorusunun ardından temel bazı noktalara dikkat çekmiştik:

“Öncelikle şehrin dokusu ortaya konmalı ve tarihi hüviyetine sahip çıkılmalıdır.

İnsanları, modern köle olmaktan kurtarmak için onlara sosyal alanlar oluşturulmalıdır.

 Özellikle, teknolojinin esareti altında toplum bilincinden uzak kalıp, sahte sanal kimliklere mahkûm olan çocuklara geleneksel oyunları oynayabilecekleri, oynarken öğrenip eğlenebilecekleri geniş alanlar tesis edilmelidir.

Şehirlerin tarihsel özelliklerini yansıtan büyük ve gösterişli tablolar, anıtlar kolayca görülecek bir şekilde düzenlenmelidir.

Şehirlerin doğal panayır alanları olmalı, meydanları; geniş ve trafiğe kapalı gezi alanları şeklinde planlanmalıdır.

Tarihi sokaklar, eserler, mekânlar aslına uygun restore edilmelidir.”

Niğde özelinde ise;

“Tarım ve hayvancılığın önemli bir merkezi olan ilimizde yeni neslin gezip görerek öğrenebileceği büyük bir tarımsal-hayvansal parkımız, bahçemiz olması...

Görüntüsü ve eserleri ile cazibe merkezi olacak okuma evlerimiz açılması...

Şehrimize gelenlere ve ya şehrimizden giderken gittiğimiz yerlere hediyelik olarak götürebileceğimiz, ambalajı ilimizin kimliğini yansıtacak bir marka ürün tıpkı Niğde Gazozu gibi  – mesela ÇİKONELMA adıyla çikolata ve elmanın birleştirildiği bir marka ürün- tasarlanması…” şeklinde değerlendirmelere yer vermiştik.

Evet, bu başlıklara değişen ve gelişen süreç içerisinde yeni eklemeler yapmamız gerekmektedir. Öncelikle yıllardır yapılan şehir analizinin yeniden masaya yatırılıp geliştirilmesi gerekmektedir. Bu konuda elbette en yetkili isim valiliğimiz olacaktır. Böylece eş güdümlü kurumsal çalışmaların vakit kaybetmeden bir takvim çerçevesinde uygulamaya sokulması gerçekleştirilebilecektir.

Şüphesiz böylesi planlamalar yapılmaktadır. Teknik değerlendirmeler elbette ilgililer tarafından titizlikle takip ediliyordur. Ancak göz ardı edilmemesi gereken birkaç hususu hatırlatmakta fayda var. Birincisi, toplumları ayakta tutan ve harekete geçiren en temel umde güven ve istikrardır. Yani Niğdelilerin yapılan çalışmalara itimat etmesi için ortak aklın devrede olması gerekir. Mesela, bu şehrin yazan, çizen, eli kalem tutan içerde ve dışarda pek çok ismi var. Bu isimlerin bir araya getirilmesiyle gerçekleştirilecek bir “Niğde Fikir Dünyası Çalıştayı” pek çok meseleye somut çözüm önerileri sunulmasına vesile olacaktır.

Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’nin son dönemde, sadece Niğde özeli ve ülke ölçeğinde değil, dünya geneline de yansıyan çalışmalarına şahit oluyoruz. Bu çalışmaların ilimizin ekonomik ve teknolojik atılımlarına ivme katması temin edilmelidir.

Niğde’nin organize sanayi bölgesi ile ilgili, fiziksel ve işlevsel etkin bir çözüme ihtiyacı olduğu aşikârdır. Bu konunun çözülmesi yatırımcıların Niğde’ye yönelmesini sağlayacaktır.

Bir de zaten doğal olarak iç içe geçmiş durumdaki Niğde ve Bor’un belli bir takvim doğrultusunda birleştirilmesi pek çok konuda dikkatleri Niğde’nin üzerine çekecek ve o zaman “Niğde büyür mü?” sorusuna daha somut cevaplar verilebilecektir.

Yeni fikirler geleneksel anlayış ile hareket eden coğrafyalarda tepki çeker. Ama tepki çekecek diye de yerleşim yerlerinin geleceğini görmezden gelemeyiz.

Unutmayalım ki milletleri ayakta tutan, ufkun ardını gören anlayışlar, idealler ve inançlardır. Büyük idealleri olanlar tarihe yön verirler ve geleceğe de ışık tutarlar.  İdeallerin,  gökteki yıldızlara benzemesi ve yıldızlara ulaşılamazsa da onlar sayesinde yönlerin tayin edilebiliyor olması bir felsefe olarak değerlendirilecek olursa bizlerin de yaşadığımız ülkenin, mensup olduğumuz milletin, vazife yaptığımız yerin meselelerini ve çözüm yollarını ortaya koymak biz vazife olarak değerlendirilmelidir.