2010 yılı toplam evlenen sayısı: 3020, aynı yıl boşanma sayısı: 337
   2011 yılı toplam evlenen sayısı 3000 aynı yıl boşanma sayısı 488
   2012 yılı toplam evlenen sayısı 2232 aynı yıl boşanma sayısı 333
   2013 yılı toplam evlenen sayısı 1787 aynı yıl boşanma sayısı 403
   2014 yılı toplam evlenen sayısı 2949 aynı yıl boşanma sayısı 482
   2015 yılı toplam evlenen sayısı 3013 aynı yıl boşanma sayısı 568
   2016 yılı toplam evlenen sayısı 2814 aynı yıl boşanma sayısı 578
   Matematikten pek de hoşlanmayan bir millet olarak yazıya bu tarz rakamlarla başlamak en çok istatistikçi veya Niğde muhasebeciler odasını ilgilendirir gibi gözükse de esas mahiyetiyle, bizzat Niğde Baro Başkanı Avukat Sayın Hüseyin Demirbilek tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan, Niğde ile ilgili evlenme ve boşanma oranları.
   Bu rakamlara bakıldığında, hiç de öylesine basit matematiksel değerlendirmeler olarak algılanmadan, üzerinde hassasiyetle durulması ve düşünülmesi gereken oranlar olarak irdelenmesi gerekiyor.
   Niğde ve civarında evliliklerin % 20 gibi yüksek oranlarda boşanmaya gitmesi ve bu süreçte yine ekonomik, sosyal ve duygusal boyutta boşanmaya gitmek istediği halde gidemeyen % 40 daha artı bir kesimin olduğu tespiti de elbette önemli.
   Bu tespitinin yine Sayın Demirbilek tarafından bir hukukçu gözüyle ortaya konulması, öylesine bir haber mantığıyla üzerinden es geçemeyeceğimiz ciddi bir sosyal yara olarak karşımıza çıkıyor. Durumla alakalı şu an ham halde de olsa bir çalışma yaptıklarını, konuyla ilgili hassasiyetinin velayeti anne de olan bir çocuğun babası tarafından görülmesi hususunda icra yollarını denemenin gerçekliğiyle yüzleştikçe olayın kanayan yönünü daha dikkatle takip ettiklerini belirtiliyordu. Boşanma 500 ise ortalama bu boşanmayla toplumda 2500 ila 3000 insanın birbirine düşman olduğunun altını çizen Sayın Demirbilek, iki medeni insan gibi boşanmanın çok da olmadığını belirten doneler veriyordu.
   Ben merkezcilik ve analık-babalık duygularını zaafa uğratan modernite, zorluklar karşısında daha az mücadele eden kişilik yapılarımızın çoğalması bunlara ek her birimizce ayrı ayrı dillendirebileceğimiz ekonomik, sosyal ve nihayetinde duygusal sebeplerin mazeret teşkil eden savunma mekanizmalarımız, boşanma sebeplerini olağan nedenlermiş gibi algılatan bir süreci de yanında getiriyor.
   Ehliyet alırken kurs ve eğitimden geçirilen bireyler nedense evlilik öncesi bu temel aile işlevselliğiyle ilgili bir eğitimden geçirilmiyor.
   Çocuğunuzun şu aşısı bu aşısı eksik diye takip edip sağlıklı nesiller için takip eden sağlık kurum ve kuruluşları, boşanma sonrası psikolojisi travma düzeyinde harap olan çocukların durumu hakkında herhangi işlevsel bir çaba sarf etmiyor.
   Boşanma sonrası neredeyse bir birine düşman olmuş aileler arasında kalan çocuğun, hiç değilse anne baba arasında iletişimle velayet sorununu aşacak şekilde sahiplenilmesi ve ikisiyle de diyalog halinde olmasını gerektirecek tedbirler alınmıyor.
   Bu yazı içine sığdıramayacağımız yüzlerce örneği çoğumuz yaşıyor, gözlüyor hatta biliyoruz.
   İşte bu nokta da toplumun temel yapı taşı olan aileyi koruyup kollayacak, gerektiğinde boşanıldığında, boşanmanın en az hasarla atlatılmasında yapılacakların ele alınacağı çalışmaların yetkili kişiler nezdinde tartışılması, üzerinde durulması gereken bir eylem olacak.
    Niğde Barosunun bu konuda ki hassasiyeti de göz önüne alındığında üzerinde ciddiyetle durulması ve ülkeye de örnek olacak bir çalışmanın çıkması açısından umut verici.
   Haydi o zaman Niğde…
   Yukarıda baz alınan boşanma oranlarını aşağıya çekecek ve pilot çalışma olabilecek Niğde Barosu ve Niğde Valiliğinin öncülük ettiği,  başta üniversitemiz sivil ve kamu tüm kurumların içinde olduğu…
  Uygulanabilirliği olacak…
  Bir bilimsel sempozyuma ne dersiniz?...