Tek batında “Tayyip’e can feda” mealinde manşetlerle yediz doğuran yandaş medya aklıma Kurtuluş Savaşı günlerini bir kez daha getirdi. Damat Ferit Hükümeti ile AKP Hükümeti arasındaki muhteşem(!) benzerlikleri tarihi belgelerle yeri geldiğinde ortaya döküyoruz. Damat Ferit medyası ile AKP medyası benzerliklerini de hakeza!..


Bugün her türlü baskı, şiddet, ambargoya karşı AKP iktidarına karşı dim dik duran medya organları varsa Damat Ferit döneminde de vardı.

Milletin haklı kurtuluş mücadelesini kırmak, demokratik taleplerini tu kaka etmek ve arkasında haklı desteği erozyona uğratmak için bin bir fırıldak çeviren, diktatörden nemalanıp kralın soytarılarından talimat alan basın organlarının yanı sıra şükürler olsun ki o dönemde de şerefli ve onurlu medya organları vardı, bugün de var.
İşte arşivden iki örnek;

İstiklal Savaşı gazetesi (29 Mayıs 1919)

Haber:

İstanbul Hükümeti mitingleri yasakladı…

Mustafa Kemal; Mitingler, “devam edecek”

İstanbul Hükümeti İngilizlerin de baskısı altında mitingleri yasak ilan ederken, 9. Ordu müfettişi Mustafa Kemal Paşa dün buradan Anadolu’ya yaydığı bir tamimle milleti Yunan İşgalini daha canlı ve devamlı bir şekilde protestoya davet etmiştir.

Samsun’dan karargahı ile birlikte buraya gelmiş olan Mustafa Kemal Paşa, valilere ve Erzurum, Ankara, Diyarbakır kolordu kumandanları ile Konya’daki Ordu Müfettişliğine yolladığı bu tamimde, Yunan işgaline karşı milletin uyarılması ve harekete geçirilmesi lüzumu üzerinde bulunmuş, büyük ve heyecanlı mitingler yapılmasını bilhassa istemiştir.
9. Ordu Müfettişinin bu gizli tamiminde İzmir ve arkasından da Manisa ile Aydın’ın Yunanlılar tarafından işgalinin müstakbel tehlikeyi daha açık bir surette gösterdiği belirtilerek, bu olayların kabili hazım ve tahammül olmayan bir ahval yarattığı ilan edilmektedir.

Mustafa Kemal Paşa Pazartesi gününden itibaren protesto gösterilerine tekrar başlanıp devam edilmesini, İstanbul’a yabancı devletlere protesto telgrafları da gönderilmesini istemiş ve şu tavsiyelerde bulunmuştur. “Hıristiyan halka karşı bir taarruz ve nümayiş ve husumet gibi davranışlarda bulunmaması elzemdir.”

İstiklal Harbi gazetesi (4 Haziran 1919)

Haber:
Mustafa Kemal Hükümeti ikaz ediyor:
“Mitingler men edilemez”

Samsun’dan İstanbul’a silah ve mühimmat sevkiyatının durdurulduğu öğrenildi.

9. Ordu Müfettişi “Milli tezahüratı men ve tevkif için nefsimde ve hiç kimse de kudret ve takat göremiyorum” diyor.

Birkaç gün evvel İngilizlerin kabineye bir nota vererek Sivas ve civarında bulunan Ermenilerin tehdit altında bulunduklarını bildirdiği tedbir alınmasını istediği ve bunun üzerine de Harbiye Bakanlığının istediği bu hususta Mustafa Kemal paşadan izahat istediği öğrenilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın gelen cevapta İngilizlerin iddialarını doğrulayacak bir olay bile cereyan etmediği, bunların

devam etmekte olan mitingleri durdurmak için böyle bir şeyi bahane eyledikleri belirtilmektedir.

O günkü tabloyla bugünkü arasında yine ne kadar büyük benzerlikler var değil mi?

O gün de Türk milletini anlamayan, Türk’ün Ergenekon’una engel olmak isteyen, işgalcilere uşaklık edip çanak yalayan, kralın soytarısı zır cahiller vardı. Sarayın kapı kullarına göre İngiliz’e Yunan’a uşaklık etmek cihaddı. Türk Milletinin Kurtuluşu için mücadele etmek ise münafıklıktı, dinden çıkmaktı. Bugün de o kafalar aynı kafa. Nato mermer nato kafa.

Gezi parkı ile Türkiye’de olup bitenleri tam okuyamayan veya kişisel saltanatlarının devamı için okumak işlerine gelmeyen yazar-çizer ve siyasi çevrelere bir uyarım olacak. Türk tarihinin şanlı sayfalarına iyi bakın. Türk Milleti yüce Yaratanın kendine bahşettiği genetik kodlarla yine harekete geçti. AKP diktatoryasının koltuk değneği olan sözde muhalefete de “muhalefetin nasıl olacağı” yönünde anlamlı dersler veriyor.

Kurtuluş Savaşı döneminde zır cahillerin fetvalarını kendinize rehber edinmeyin. Vakit ayırın, Rıfat Börekçi’nin fetvalarını okuyun.

Derin istihbarat kamuflajlı garip uyarılarla milletin haklı taleplerine sırtınızı çevirmeyin.
Korkmayın, korkaklarla bir olmayın.
Lider olamıyorsanız bırakın gidin.

Eğer bir yerlere hainler sızmışsa Mustafa Kemal gibi lider olun. Kenara çekilip bakmak ve paranoya yaratmak yerine her cephedeki hainlerle mücadele edip milletin doğru ve meşru mecralarda mücadele verebilmesi için liderlik yapın.
Yoksa; millet iktidar ile birlikte kafası karışık muhalefeti de tasfiye edecek.

Eli bilgisayarlı Türk Gençliği sizi malum korkularınızla birlikte top yekun paketleyecek!..

Yeniçağ