Yaşadığımız kent Niğde’mizin;
Bir cazibe merkezi haline gelmesini,
Turizm potansiyelinin en yüksek seviyede kullanılmasını,
Kente olan ziyaretçi akışının hızlandırılmasını,
Yatırım olanaklarının arttırılarak ekonomisinin büyümesini,
Niğdeli olsun veya olmasın her kesimden insanın, şehrimizde yaşamayı gönül rahatlığıyla kabul etmesini…
Bu şehrin insanı olarak…
Hangimiz ret eder veya böylesine bir gelişimi arzulamayız ki?
Kayseri, Adana, Konya gibi komşu illerin gölgesinde kalmış bir Niğde…
Nevşehir ve Aksaray gibi bünyesinden çıkan ilçelerinin, kendisinden daha büyük iller haline gelmiş olmalarını izleyen bir Niğde…
 Ve böylesine bir resmin genel çerçevesinden baktığımızda…
Nihayetinde kabuğunu kırıp gelecekteki pozisyonunu alma noktasında, marka kent olma olgusunu kafasına takıp uygulamaya dökmesi gerekliliği Niğde için, ciddi olarak düşünülmesi gereken bir olgu değil mi?
Peki o zaman kentimizin gelişmesi için gerekli olan;
Ekonomik gelişme, kentsel dönüşüm ve planlama, toplumsal hizmetlerin geliştirilmesi, stratejik planlama ve yine bu kentin tanıtımı noktasında sadece elimizi değil kolumuzu bacağımızı taşı altına koyma zamanı.
Gerçi geçtim elimizi taşın altına koymayı, takılıp düşme ihtimalimiz olan herhangi bir taşı dahi yoldan ayağımızın ucuyla ittirerek taşa takılmaktan kurtulmayı, yüzdeliğe vuracak olursak, kaçımız eyleme döker, onu da okuyucuların görüşüne bırakıyorum?
İşte tüm bu seçenek ve gelecek kurgusunu kafaya takan Vali Sayın Yılmaz Şimşek; işin erbabı üniversiteyi de yanına alarak odak noktasında söz konusu kente ek çekicilik katma ve kazandırma olarak niteleyebileceğimiz “Marka Kent Niğde” projesinin ilk uygulaması ve fikir jimnastiği için, geçtiğimiz hafta geniş katılımlı bir toplantı düzenliyordu.
Valilik ve Üniversite, Ahiler Kalkınma ajansı nezdinde projelendirdiği marka kent olgusuyla; Niğde ilinin markalaşma sürecini başlatacak, paydaşlarla kent markasına yönelik bilinç geliştirecek ve marka kimliklerini belirleyecek çalışmanın startını veriyorlardı.
Arama konferansları olarak hayata geçirilen çalışma; içinde beyin fırtınasını barındıran ve “Fikir Tepsisi” denilen yöntemle; sivil toplum kuruluş temsilcileri, iş adamları ve kent gönüllüleri ile basın kuruluşlarının yetkin isimlerinden oluşan, yaklaşık 150 kişilik gruba açık uçlu sorular soruluyordu.
Gelen özgün cevaplar toplanıyor, toplanan cevaplar sınıflanarak kayda değer görülenler tekrar işaretleniyor, ortaya çıkan sonuçlar veri analizi deposuna gönderilerek kentin ihtiyaçlarının çetelesi tutuluyordu.
Çalışma sadece kentte yaşayanlara değil,  Niğdelilerin yoğun bulunduğu başka illere taşınarak daha geniş bir açıdan bakılması sağlanarak, proje sonunda Niğde de yapılacak geniş katılımlı bir Çalıştay eşliğinde sona erdirilecek bir planlamanın, ilk basamağını oluşturuyordu.
Toplantının geniş tartışmalı bölümünde, Valilik adına projede yer alan Vali Yardımcısı Sayın Cemil Kılınç, konu hakimiyeti ve yaklaşım tarzıyla güven veriyordu.
Proje koordinatörlüğünü marka kent çalışmalarıyla bilinen ve aynı zamanda Niğdeli olan Prof. Dr. Sayın Başaran Öztürk yaparken; İktisadi ve İdari Bilimler Fakülte Dekanı Prof. Dr. Sayın Haluk Bengü, Doç. Dr. Sayın Nevzat Topal, Dr. Öğr. Üyesi Sayın Arzum Büyükkeklik, Dr. Öğr. Gör. Sayın Nizamettin Başaran ve Dr.Öğr.Üyesi Buket Özoğlu ile öğrencileri eşliğinde, konuya hakim ve bilimsel ciddiyeti olan, aynı zamanda özverili bir ekibin işin içinde olması, marka kent adına umut verici oluyordu.
Niğde’yi markalaştırarak bilinilirliğinin artmasını, orta vadede turizm ve kültür kenti olmasını hedeflediklerini belirten Vali Sayın Şimşek, altı saati geçen fikir alışverişleri ve açık sorular tartışmalarında, salonda yer alarak projeye verdiği önemi gösteriyordu.
Proje toplantısıyla aynı tarihe çakışan ve YÖK ‘ te yapılan Üniversiteler Arası Kurulda bulunduğu için toplantıda yer alamayan Rektör Sayın Muhsin Kar ise, ertesi gün kamu sektörü için yapılan toplantıya yetişerek konuya verdiği önemi ortaya koyuyordu. Sayın Rektör yapılan çalışmanın kalitesini simgeleyen işin erbabı şahısları görevlendirerek, Üniversite – Kent işbirliğine verdiği önemi ortaya koyuyor ve üzerine düşeni layıkıyla yerine getiriyordu.
Söz konusu çalışmanın bu kentin geleceği olduğunu bilen biri olarak, sorumluluk hisseden şahsım adına, konunun takipçisi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi noktasında daha yazacak çok şeyimiz var…
Bu konunun öyle ha deyince bitecek veya sonuçlanacak bir durum olmadığının bilinciyle…
Diğer konu başlıkları için…
Şimdiden çalışmaya…
Devam ediyorduk…