Ulukışla İlçesi Tepeköy’de Gümüştaş Madencilik Aş. yaklaşık 10 yıldır madencilik alanında faaliyet gösteriyor. Son 10 yıldır Altın ve Gümüş cevheri  üretimi yapılmış şimdi ise yeni kurşun ve çinko cevheri üretimi için Atık Depolama Tesisi ile birlikte yeni  tesise ihtiyaç duyulmuş.

Firma gerekli girişimlerde bulunarak 19 ayrı resmi kurumdan gerekli izinleri almış, makine diğer ekipmanları temin yoluna gitmişti.

Tam da bu sırada tartışma başladı. Ayrıntıları sitemiz arşivinden bulup takip edebilirsiniz. 

Tartışmanın tarafları bir tarafta Gümüştaş Madencilik AŞ. yönetici ve vekil avukatları… Daha önce yaptıkları açıklamalar var.  Şimdi  bizzat  dinlediğim gibi, yine dün  sitemize gönderilen detaylı bilgilendirme ile  bütün işlemlerin insan sağlığı, çevre ve hukuka uygun olduğunu belirten resmi daire belgelerini bizimle paylaştılar. İlgili haberimiz burada tıklayın

Diğer tarafta ise Tepeköy Muhtarı Tevfik Sonat ve vekili avukat Murat Fahri Ertul,  kendisi de Tepeköylü olan MHP’li Etimesgut Belediye Başkan Yardımcısı ve Niğde Milletvekili adayı Alaattin Sonat var. Bu kişilerde çeşitli iddiaları dile getiriyor.

Geçtiğimiz yaz, harman döneminde atık deposundan siyanürlü atık sızdığına dair iddialar ortaya koydular. Bu konu mahkemelik oldu… Gerek başkan yardımcısı Alaattin Sonat gerekse avukat Murat Fahri Ertul bu konudaki iddialarını video şeklinde paylaşımlarda bulundular. Sosyal medyada kampanya oluşturmaya çalışıyorlar.

Bu konuyu başından beri onlarca haberini yaptık… Her iki tarafında görüşlerini iletmeye çalıştık. Ben şahsen ülkenin başka yerlerindeki çevre, doğa, sağlık gibi konulara dikkat kesilir, kimler nasıl mücadele ediyor  araştırırdım.

Ulukışla’daki  tartışmanın birkaç  ayağı eksik…

Birinci ayağı Köylüler…

Bir konunun haklı olabilmesi, olayın toplumsal fayda ve zararının tespiti için orada yaşayan, gören, fark eden  insanların görüşleri çok önemli. Köylüler tartışmaya dahil edilemedi. 

Bu tesise bundan iki yıl önce  2 ayrı kere gittim, sadece uzaktan gördüm… Girmedim firma yetkililerle görüşmedim ancak köylülerle görüşmüştüm… Şimdiki  tartışmalar üzerine de  sosyal medya üzerinden birkaç köylü ile görüştüm… Her iki taraf içinde absürd ve itham eden görüşlerle birlikte… Özetle belirteyim ki… Köylü sağlığına bir şey gelmesin ama bu tesis de yapılsın, var olsun istiyor.

İkinci ayağı “Sivil Toplum Kuruluşları” ki bu konuda onlardan tık yok… Olumlu veya olumsuz görüş de yok…

Üçüncü ayağı “Basın”,  Borhaber.net hariç takip edilmiyor. Gündemde tutulmuyor. Ulusal basında ise hiç yer almıyor.

Dördüncü ayağı “Siyaset”, Yerel partilerden tık yok şaşırıyorum. İktidar partisinin görüşünü bizzat ben sordum ve çok ilginç bir açıklama geldi. Ak Parti Niğde Milletvekili Yavuz Ergun, sorum üzerine:; "Orada çevre kirliliği diye birşey yok. Orada sadece bir kişinin siyasi çıkarları uğruna memleketin geleceğini, bir yerin geleceğinin feda edilmesine karşıyım.”  demişti ve bunu da yayınlamıştık. (Burada tıklayın)

Muhalefet Partileri de suskun, İl Başkanları  ve Ömer Fethi Gürer dahil bu konuyla ilgilenmiyorlar. Sorduğumda kaçamak ilgisiz bir cevaplar alıyorum.  Son imar değişikliğinde MHP'li il meclis üyeleri de olumlu oy vermiş. 

Beşinci ayağı “Resmi Kurum Görüşleri”. Yine bu konuda ne Niğde Valiliği, ne Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, ne Sağlık İl Müdürlüğü, ne de Cumhuriyet Savcılığı pozisyonları ve görevleri açısından bir açıklama yapmadılar, pozisyon  almadılar.

Oysa başka illerdeki bu tür tartışmalarda… Bölge insanı, bölge sivil toplum kuruluşları, bölge siyaseti, bölge resmi kurum görüşleri, ulusal ve yerel basın, şeffaf ve açık tartışma... hatta hükümetin görüşü dahil edilir. Tartışılır, anlaşılır… Yol çizilir…

Bu konuda çok dedikodu, görüş  ve iddialar da mevcut. Burada ve haberlerimizde yayınlamadığımız çeşitli mahkeme, savcılık, güvenlik kuvvetleri  tutanakları ve laboratuvar  sonuçlarını da gördük, inceledik.  

Ulukışla Tepeköy’deki bu ikinci tesis açılması ile alevlenen bu tartışmalarda borhaber.net olarak etkisiz olduğumuzu düşünmüyoruz ama;  bir şeyler eksik veya biz bir şeyleri fark edemiyoruz... Bilmiyoruz…  Bunu da itiraf ediyoruz…

Borhaber.net olarak asla sermaye düşmanı değiliz. Aksine teşvikçisiyiz. Bir fabrikanın  bölgeye katma değerlerinin farkındayız...  Gümüştaş Madencilik yerli bir firmadır. Ülkenin madenlerinin yabancı menşei ve ortaklı firmalar tarafından bölge bölge paylaşıldığının, sömürüldüğünün  farkında olan birisi olarak  yazıyorum bunları.

Borhaber.net olarak toplumun çevre sağlığını, ülkenin doğasını korumak için mücadele ediyoruz. Etmeye devam edeceğiz… Bor İlçesinin Akkaya Barajı kirliliği  sorunu gibi bir çok çevre ve sağlık konusundaki,  duruşumuz ve sonuçları da ortadadır.

Mahkeme nihai sonucunu beklemek yanında, Ulukışla’daki maden ve siyanür tartışmalarında şimdilik taraf olmadan, manşetlerimizde ki dengeyi de kurarak, her iki tarafında görüşlerini vermeye devam edeceğiz. 

Aslında işin özü tarafların bir araya getirilerek, istek ve taleplerini şeffaf şekilde dillendirip,  noktayı koymak gerekir. Açıklamalardan ve görüşmelerimizden biliyoruz ki her iki taraf da bu konuya açık…

Sağlıkla kalın…